8. Bölüm

124 11 8
                                    

Yiğitle son konuşmamızdan 1 ay geçmişti. Ve şuan bir sevgilim vardı; Burak. Çok iyi biriydi Burak. Ben yaptığımın pişmanlığı için ağlarken o da yanımdaydı. Sonra bana çıkma teklifi etti. Ben de neden olmasın diyerek kabul etmiştim. 1 aydır sevgiliydik. Şimdi ise dışarda el ele dolaşıyorduk. Nöbetten yeni çıkmıştım, o da beni almaya gelmişti. Onunda mavi gözleri vardı ama bana çok soğuk geliyordu. Yiğit'in gözleri kadar yumuşak değildi, onunkiler gibi bakmıyordu. Asla Yiğit gibi değildi. Onun yerine kimseyi koyamazdım zaten. Tabi bu süre zarfında timle de konuşuyordum. Onlarla kardeş olmuştum. Ama Yiğit yoktu. Onsuz bir eğlencesi de yoktu. Hayatımın son iki ayının hiç eğlencesi yoktu. Yiğitle bütün eğlencem gitmişti. Tim sevgilim olduğunu biliyordu ve çokta doğru bulmuyorlardı. Sanırım Yiğit onlara yaşadıklarımızı anlatmamıştı. 

"Evet aşkım yolun sonuna geldik." Burak'ın sesini duyunca düşüncelerimden ayrılıp ona döndüm. "Tamam ben gideyim o zaman." dedim ve yanağından öptüm. Hemen binaya girdim. Merdiveni ikili ikili çıktım. Genzim alev alıyordu, oradaki yumru geçmiyordu. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Nefes alamıyordum, zorla kapıyı açtım ve kendimi koltuğa attım. Artık istediğim kadar ağlayabilirdim. Hüngür hüngür ağlamaya başladım. Unutamıyordum işte olmuyordu, kimi kandırıyordum ben. "Allah'ım ne olur geri gelsin. Valla affedeceğim, yeter ki gelsin." Şu yaşımda çocuk gibi dua ettiğime inanamıyorum. O gelmeyecekti. Bunu bile bile dua edip Allah'a sığınıyordum. Birden bire kapı çaldı. Allah'ım duamı ne kadar hızlı kabul etmişti. Ağlayarak kapıyı doğru koştum. Gelmişti işte, özlemişti beni. Kapıyı açınca onun kokusu yüzüme çarpmadı. "Aşkım?!" Burak sesini duyunca daha çok ağlamaya başladım. O hiç gelmeyecekti, kendimi de kandırmama gerek yoktu. "Bebeğim, ne oldu niye ağlıyorsun?" Duyduğum son ses bu olmuştu. Oracıkta ağlamaktan ve yorgunluktan bayılmıştım. 

Gözlerimi açtığımda o hastane kokusunu duydum. Kafamı sağ tarafa çevirdim, serum takılıydı. "Belgin!" Bu Ezgi'nin sesiydi. "Ezgi, ne oldu bana diye sormayacağım ama ne zaman çıkabilirim?" 

"Hemen şimdi." dedi ve dışarı çıktı. Ben kolumda ki serumu yavaşça çıkardım ve ayakkabılarımı giydim. Gözlerim çantamı aradı ve buldu. O sırada içeri Ezgi girdi. "Senin ki başında bile beklemedi. Hastaneye getirmek yerine beni aradı gerizekalı." Aklıma Yiğit'in ben regliyken yardım ettiği geldi. Ezgi daldığımı görünce yanıma gelip sarıldı. Ben tekrar ağlamaya başladım. Salak kafam niye uzun zaman görüşmeyelim dedim ki. Salak watty kızlarına döndüm ya. Ağlamamı durduran şey kendimi hatırlamamdı.

Ben eskiden böyle değildim. Daha enerjiktim, daha neşeliydim. Ne olmuştu bana, şimdi ben bir tane çocuk gitti diye üzülüp ağlıyor muydum? Salaklık bende işte o salaklık bende, ben niye ağlıyorsam. Şimdi gidip bulacaktım onu, böyle ağlamanın faydası yoktu. Ezgi'nin kollarından ayrıldım ve koşmaya başladım, ona doğru, Yiğit'e... Arkamdan gelen Ezgi'nin sesini umursamadım bile. Sadece onu istiyordum, onu. Askeriye hem eve hem hastaneye yakındı. Arkama bakmadan koşuyordum, soğuğa, yağan yağmura asla aldırış etmiyordum. Ben sadece onu istiyordum, bir tek onu. Ayıcığımı... 

Sonunda askeriyenin önüne geldiğimde hızlıca askere imalı bir bakış attım. Bakışlarımdan anlayacağını anladı ve kapıyı açtı. Açtığı gibi içeri girdim, koşmaya başladım. Bahçeye gittim ilk önce, oradaki askerler endişeyle bana döndü. Tim de yoktu Yiğitte. İçeri girdim bu sefer. Yaşar Amca'nın odasının kapısını çaldım. Gel emri beklemeden girdim. "Yaşar Amca, Yiğit nerde?" Yaşar Amca anlamaz gözlerle bana baktı. "Kızım gel bir soluklan." Aynı sakinlikle tekrar sordum. "Yiğit nerde Yaşar Amca?"

"Daha şimdi göreve gittiler. Sen gelmeden bir beş dakika önce." Ellerim yan tarafa düştü. Gitmişti işte, beni beklemeden gitmişti. Oysa ben sonunda kendim de o cesareti bulup yanına kadar gelmiştim. Ama o yoktu. Vazgeçmeyecektim. 

"Ne zaman gelirler?" 

"Bir hafta, en az."

En fazlasını sormak dahi istemiyordum. Ama beklemekten asla vazgeçmeyecektim.

-BÖLÜM SONU-

Önce bir yıldıza basın bakayım. 

Evet şimdi bölüm hakkındaki düşünceniz?

Bölümün sonunu yazarken ağlamamak için kendimi zor tuttum. Ama içime de sinmedi değil şimdi. 

Neyse bölümleri kısa kısa yapmayı düşündüm. Kısa kısa ama haftada iki üç kere falan gelecek. 

Sizi sevenzi

İg: cinayaslan0

TİKTOK: cinayaslan0

İskambilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin