Yarım saattir önümdeki yemekten kafamı kaldırmıyordum. Sırf soru yağmuruna tutulmayayım diye. Kulağım konuşmalardaydı.
"Evinizde ne kadar çok kupa var." Dedi Helin hanım. Konu açmaya çalışarak.
Tabi benim gibi şahserin büyüdüğü eve ödül verirmeli.
Erdem'in bakışlarını üstümde hisediyordum. Dalgın gibiydi. Hemde fazlasıyla.
Mustafa amcanın gurur dolu sesini duydum." Melek kızımın hepsi. Anlının teriyle kazandı."
Bende olsam bende gurur duyardım be.
Kafamı sonunda önümdeki yemekten kaldırdım ve gururla dikleştim. Aklıma gelen düşüncelerle içimde bir burukluk oldu.
Alper bey ilgili gözlerle bana baktı. "Hangi dalla ilgileniyorsun?"
"Eskiden jokeylik yapıyordum. Ama bıraktım."
Yediğim yemekler sanki boğazıma dizilmişti.
Mert meraklı bir sesle." Neden bıraktın peki?"
Fazla merak iyi değildir huysuz velet
Sanane dememek için kendimi zor tutuyordum. O konuşunca onunla çirkefleşmek isteği vardı içimde. Abla kardeşler gibi.
Bende böyle bir manyağım işte.
Gözlerimi önümdeki yemeğe çevirdim." 8 yıl önce gösterimin olduğu gün ailem pusuya düşürüldü." Yutkunamadığımı hissediyordum. " ikisinide kaybettim. Bir daha da jokeylik yapmak istemedim. Normal bir spor dalı zaten"
Yalan. Jokeylik benim çocukluk hayelimdi.
Erdem'in elini elimin üstünde hissettim. "Yeniden Başın sağ olsun." Dedi alp hüzün dolu bir sesle.
Derince yutkundum. Kendimde cevap verecek güç bulamadığım için kafamı sallamakla yetindim.
Bir süre sonra konu kapatılmış ve sohbet etmeye başlamıştı. Fakat Erdem çok görünüyor ve aileyle eskisi kadar samimi değildi.
Yine benim bilmediğim neler dönüyordu
Daldığım yerden Erdem'in boğaz temizleme sesiyle kendime geldim.
Erdem'e döndüm. Oturduğu sandelyeyi bana çevirdi. Gözlerimin içine baktı. Yavaşça ellerimi ellerini aldı.
"Meleğim." Dedi iç çekerek.
"Abi?"
"Biliyorsun ki ben bir askerim güzelim. Görevlere çıkmam gerekiyor sürekli. " Dedi bir çocuğa anlatır gibi.
"Bir kaç gündür seninle zaman geçirdim. Alabildim kadar izin aldım. Fakat işime geri dönmem lazım." Şefkatli bir sesle
Derince yutkundum. Kalbim korkuyla atmaya başladı. Her göreve giderken olduğu gibi.
Ya oda giderse?
Ya beni tek başıma bırakıp giderse?
Sanki düşüncelerimi okumuş gibi sağ avucuma bir öpücük kondurdu.
"Korkma Yazık o minik kalbine. Söz veriyorum zarar görmemek için çabalayacağım. "
"Yüzbaşı sözü."
'Söz veriyorum prensesim. Hakim sözü.'
Masadaki herkes bizi izliyordu.
Ellerimi ellerinden çekip boynuna doladım. Sımsıkı sarıldım.
Gözlerimi dolmaya başlamıştı. " Kirpine bile zarar gelirse seni kurşuna dizelim Erdem Yüzbaşı. Buda Melek Öztürk sözü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meleğin Çiftliği
ChickLitMelek ve onun değişen hayattı Karışan bebekler 1#kardeşim 21.11.2023