13. bölüm

1.2K 93 18
                                    


UYARI:Burda geçen bir bişey gerçek değildir. Hepsi hayel ürünüdür!

YAZIM YANLIŞLARI OLABİLİR.

İYİ OKUMALAR DİLERİM!

"Sakin ol profumato di tristezza."

Söyledi kelimelerle duraksadım.
Ne demişti öyle?

Sonra düşünürüz melek sonra düşünürüz..

Son kez yüzüne baktım.

Tükürsek nolur ki..

İçsesimi duymazlıktan geldim. Ve Angel'e doğru ilerledim. İpini çözüp, kolaylıkla üstüne bindim.

Arkama doğru bağırdım. "Görüşmemek üzere deli adam!"

Kahkaha sesini duydum."görüşeceğiz gibi profumato di tristezza."

Bu duydum son sesleri olmuştu. Angel'in toynak sesleriyle Çiftliğe doğru yol aldım.

...

Kafamı sıkıntı ile masaya koydum.
Derin bir of çektim.

Angel'i çiftlikteki çalışanlara emanet edip büroya gelmiştim.

Saatlerdir dosyalarla uğraşmaktan gözlerim ağrıyordu. Ağızıma bir lokma bile sürmemiş sadece kahve ile idealle ediyordum.

Olaylardan sonra büroya gelmiştim ve işlerle kafamı doldurmaya çalışıyordum.

Telefonum sürekli çalmıştı ama ben bakmaya bile terezür etmedim.

Kırgındım.

Kırgınlığım ailem olmalarından değildi. Kırgınlığım benden saklanmasıydı.

Çocuk değildim. Yetişkin gibi davranabilecek bir bireydim. Tamam belki zaman isteyip, yanlız kalmak isteyecektim bir süre fakat bu onlarla arama duvar öreceğim ve ya onlara önyargı ile yaklaşacağım anlamına gelmiyordu ki.

Ben ailem öldü gün değişmiş ve olgunlaşmıştım. Hayatı tanıyınca büyümüştüm ben.

Belki onlar ne tepki vereceğimi bilmiyorlardı. Fakat Erdem 'in böyle birşeye izin vermesi beni kırmıştı.

Ama işte ona da küs kalamıyordum. Ailem öldüğünde yanımda olmuştu. Hasta olduğumda başım da durmuş, en ufak sorunda kol kanat olmuştu.  Ve yaşadım değişimleri yakından görmüştü.

Bazen ne yapacağımı bile kestiremiyordu. Eski Melek gitmişti belki de. Onun tanıdı Melek yoktu.

Bu yüzden kestirememiş olabilirdi.

Onu affetmek için sebep arıyorsun Melek.

Erdem'i affedersem, Karacaoğulları'nı da affetmek demekti.

Belki bir hata yapmışlardı fakat bu insan oğlu değil miydi? Hata yapardı, o yaptığı hatalarla kendini geliştirirdi.

Hem bu hatayı beni kaybetmemek için yapmışlardı.

Bazı hatalar affedilebilirdi bana göre.
Sonuçta ölümlü dünyaydı. Hele ki Alp ve Erdem ölümle iç içeydi.

Yarınları belli değildi. Gidipte nasıl küs kalabilirdim ki?

Sadece bir süre zaman istiyordum kendime, o kadar..

Elim yanımdaki kahveye gitti. Bugün kaçıncı olduğunu bile sayamadım kahveden bir yudum aldım.

Ne kadar kahve içmiş olsam da acayip uyukum vardı.

Diğer elimi uykusuzluktan ağrıyan başıma götürdüm ve hafif hafif masaj yapmaya başladım.

Meleğin Çiftliği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin