Maviş

9.4K 325 105
                                    


Marabalar semeye ithafen siir yazdim 🥰

Mavi mavi gozlerin
yere gelsin dizlerin
iki sokup bir çekiym
yarrak gorsun gözlerin...

Baslayak.......


-

Sabah uyanmamla beraber evde hiç yabancılık çekmediği fark ettim. Buraya alışmıştım,çok çabuk uyum sağlayan bir yapım olmasa da burayı gerçekten evim olarak görüyordum artık...

Dün gecenin köründe bangır bangır çalan telefon uykumun içine sıçmıştı. Bir sinirle uyanıp ekrana baktığımda amcamın ismini gördüm, sesli bir şekilde sabır çekip telefonu açmamla amcamın kulak zarımı patlatmak ister gibi bağırışıyla irkildim. Her zaman ki gibi kafası uçuktu. Yaylana yaylana konuşuyodu yarrak kafalı. Eve gelip kalan eşyalarımı almazsam ,hepsini satacağını söyleyip telefonu yüzüme kapatmıştı yavşak herif...

-

Hızlıca bir şeyler atıştırdım ve evden çıkıp kapıyı kilitledim. İçime yayılan huzursuzluk hissiyle kısaca etrafıma bakındım. Buraya geldiğimden beri izleniyor gibi hissediyordum. Ama genellikle paranoyak bir insan olduğum için umursamadan yola koyuldum. Amcamın evi buraya çok uzak değildi. Giderken metroya bindim ve kulaklığımı takıp rasgele şarkılarla dolu olan playlistimi açtım.

Metroda tek tük insanlar vardı. Kapı tam kapanacakken içeriye giren tanıdık simayla donakaldım. Tam o esnada, İbrahim Tatlıses-Mavi Mavi çalmaya başladı. İsmini hala bilmediğim şahıs, etrafta gözünü gezdirirken beni gördü, mavi gözleri zevkle kısıldı ve sırıtarak tam önüme oturdu, piç o kadar çekiciydi ki.

Bugün ayrı bi yakışıklı olmuştu. Neden böyle giyinmişti lan bu ? Birisiyle mi buluşacaktı acaba ? Buluşacaksa buluşsundu banane be beni ne ilgilendiriyo bu ayol. Aklımdan binbir türlü soru geçerken onun yüzüne baktım. Göz kırpıp alt dudağını yalamasıyla yanaklarım kızardı ve tüm bedenim ürperdi. Sıcak olmuştu sanki... Tam olarak rüyamda yaptığı hareketin aynısını yapmıştı.

Ona bakmayı kesip parmaklarımla oynamaya başladım, Kulaklarımda hala o sokuk müzik çalıyordu. Değiştirmek için tıkladım ve bu kez de  İbrahim Tatlıses- Mavişim şarkısı çalmaya başladı. Bu ne biçim playlistti böyle. Noluyodu amına koyim, evrenin bana oyunu muydu bu.

Gergin bir şekilde şarkıyı değiştirmeye çalışırken onun hala bana baktığını gördüm. Adam ışık hızıyla kalkıp yanıma oturdu. Sağ kulağımdaki kulaklığı çıkardı ve kendi kulağına taktı. Şarkıyı henüz değiştirememiştim, rezil olmuştum amına koyayım. Şarkıyı duyunca önce kaşlarını çattı. Sanırım bunu dinlememi beklemiyordu.

Ardından kendini ne kadar tutmaya çalışsa da dayanamayıp anıra anıra gülmeye başlamıştı. Utancımdan kafamı yana çevirip gözlerimi kapattım ve görünmez olmayı diledim. Hayatımda hiç bu kadar utanmamıştım. Yer yarılsa da içine girseydim diye düşündüm. Kafamı hafif yana çevirdiğimde onun hala gülüyor olduğunu gördüm. Herifle ne zaman karşılaşsak gülüyodu anasını satayım. Ama gülmek bi insana bu kadar mı yakışırdı arkadaş...

Bir süre sonra sesi kesildi ve iri eliyle çenemi kavrayıp nazikçe yüzümü çevirdi. Onunla göz göze geldiğimde bana öyle bir bakıyordu ki parmak uçlarıma kadar tüm vücudumun karıncalandığını hissettim. Transa girmiştim resmen. Adam beni tek bir bakışıyla hipnozite ediyordu amına koyayım. Üzerimdeki etkisi göz ardı edilemeyecek kadar yoğundu...

Uzun parmaklarıyla çenemi okşadı. Hala gözlerimin içine bakarken "Beni çok güldürüyorsun ve ben gülmeyi sevmem" demesiyle beraber ne yaptığının farkına vardım.

"Çek elini be niye dokunuyorsun bana ? Ayrıca gülünce boka benziyosun sapık seni." Niyd böyle demiştim ben amına koyayım. Gece adamı düşünerek sırılsıklam olduğum yetmiyormuş gibi bir de sapık damgası yapıştırmak beni kötü hissettirmişti...

"Öncelikle bana herif demekten vazgeç. Barkın benim ismim. Ve buradaki tek sapığın ben olmadığımı ikimiz de biliyoruz değil mi ? Arafcık."

"N-e ne ima etmeye çalışıyosun sen, açık açık söyle edebiyat yapma." Bir yandan sinirli ifademi korumaya çalışırken bir yandan da isminin yüzüne ne kadar yakıştığını düşündüm. İsmi de kendisi gibi çok güzeldi anasını satayım. Bu adam beynimi yoruyordu. İlk olarak benim adımı nerden öğrenmişti ? Ayrıca dün gece olanları bilmesi mümkün olamazdı değil mi ?

Yüzüme doğru yaklaştı ve kulağıma fısıldadı. "İnlemelerin hala kulaklarımda çınlıyor. Tekrarlamak isterim kedicik." Demesiyle,  yanağımdan makas aldı ve metronun açılan kapısından hızlıca indi. Tabi arkasında, mala dönmüş bir adet ben bırakmıştı. Belki de blöf yapıyordu, ama bunu nerden bilebilirdi ki. Kafamı yukarı çevirdiğimde ineceğim durağı kaçırdığımı gördüm. Onunla karşılaşınca resmen zaman duruyordu. Korkunç bir etki bırakıyordu üzerimde.

-

Durağı kaçırdığım için amcamın evine 1 saat geç gitmek zorunda kalmıştım. Kapının önü ayakkabı doluydu. Zili çaldım ve beklemeye başladım. Evin içinden bir sürü ses geliyordu. Kapıyı kısa boylu başörtülü bir teyze açtı. Yaşlı gözleriyle burnunu silerek beni baştan aşağı süzdü. "Buyur oğlum kime bakmıştın ? " Acaba amcam evi mi satmıştı lan...

"Merhaba ablacım Amcam oturuyordu burda İhsan Akay içeride mi acaba kendisi.." diye sormamla kadının yaşlı gözleri tekrardan doldu ve ağlayarak içeriye koştu.

Noluyodu aq ayakkabımı çıkarıp içeriye girdim. Salona adımladığımda amcamın fotoğrafı, ortadaki sehpanın üzerinde duruyordu. Etrafta oturan insanların elinde birer tabak helva vardı.

Tam ne olduğunu soracakken başka bir teyze gelip elime helva tutuşturdu. Amcam ölmüştü amına koyayım olaya bak. Daha dün gece konuştuğum adamın helvasını yiyodum şuan. Sandalyede oturan adama yanaştım ve nasıl öldüğünü sordum.

" Dün gece madde kullanmış. Onun kafasıyla ayağa kalkınca da sehpanın kenarına çarpıp beyin kanaması geçirmiş. Sabah eve gelen alacaklılar bulmuş cansız bedenini." Diyip ağlamaya başladı.

Daha fazla orada durmaya tahammül edemeyip kalan eşyalarımı bavula koydum ve evden çıktım. Amcam ölmüştü lan, ciddi ciddi ölmüştü. Çocukken bunu ne kadar dilemiş olsam da, şu anda öldüğünü öğrenmek beni bi tık üzmüştü.

Oradan hızlıca uzaklaştım. Eve ne olacaktı şimdi ? Tekrar orada yaşayabilirdim ama muhtemelen amcamın alacaklıları peşimi bırakmazdı. Gerçi beni hiç görmemişlerdi.

Şuan ev benim üzerimdeydi emlakçıyla konuşup en kısa sürede evi elden çıkarsam çok iyi olurdu. Bahri amcaya olan borcumu da öderdim...

-

Döndüğümde ilk önce dükkanı kontrol ettim ve  eve doğru yürümeye başladım. Sokaklar her zaman olduğu gibi kasvetli ve ıssızdı. Bir süre sonra duyduğum inleme sesiyle kafamı sağa doğru çevirdim ve yerde yatan bir erkek bedeni gördüm. Vücudumu bir ürperti sarmıştı İyice yanaştığımda yerde yatanın Barkın olduğunu fark edip hızlıca yere çömeldim.

"Sana ne oldu böyle çabuk hastaneye gidiyoruz." Dememle birlikte tek kolunu boynuma dolayıp kaldırdım. İzbandut gibiydi. Şimdiden belim ağırımaya başlamıştı bile. Gözlerini aralayarak kulağıma fısıldadı.

"Sakin ol kedicik o kadar da kötü değilim. Hastaneye gidemeyiz beni eve götür." Dedi ve üzerime yığıldı.

"Barkın, uyansana lan korkutuyosun beni, Aloo kime diyorum." Diyerek yanağını tokatladım ama adamda tık yoktu. Ölmüş olabilir miydi acaba ?
Bir günde, iki ölümü psikolojimin kaldıracağını sanmıyordum.  Evini bilmediğim için Barkını kendi kaldığım eve doğru sürüklemeye başladım...

SIĞINAK(GAY)+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin