Anı

6.5K 245 94
                                    

Arkadassaklar ilham gelmedi valla o yuzden gec yazdim kusura bakin 🫰🏻

-

Yaklaşık 2 haftadır evden işe, işten eve takılıyordum. Tabii ki Barkınla karşılaşmıştık. Onu her görüşümde ya bir yerlere saklanıyor ya da, işim olduğunu söyleyip kaçıyordum. Barkına bakıp kendimi tatmin ettiğim günün gecesi, evime gelmişti. Utançtan evdeki bütün ışıkları kapatıp evde yokmuş gibi davranmıştım...

Sabah her zaman olduğu gibi dükkanı açmıştım. Yarı yıl tatili gelmişti ve herkes memleketine dönüyordu. Zaten mahallede fazla kişi yaşamıyordu, burada kaldığım süre boyunca neredeyse herkesle tanışmıştım ama Aysel teyze kadar samimi birine rastlamamıştım. Dükkana gelen insan sayısı bir elin parmağını geçmez olmuştu ama evde çok sıkıldığım için dükkanda kalmak bana iyi geliyordu.

Barkının o görüntüsü hala gözlerimin önündeydi, düşündükçe karnımda tuhaf bir his beliriyordu. Kendi kendime boşluğa bakarak düşünürken dükkana gelen tanıdık simayla duraksadım.

"Berat ?" Dememle karşımdaki genç çocuk aniden gözlerini bana dikti.

"Hassiktir! Nasıl ya gerçekten sensin, oğlum nerelerdesin lan kaç senedir yavşak " demesiyle aniden üzerime atlaması bir oldu. Kemiklerimi kıracak kadar sıkı bir şekilde bana sarıldı. Herif hayvan gibiydi nefesimin kesldiğini hissettiğimde,

"Berat kemiklerim kırıldı amına koyayım nefes alamıyorum bi dur." Dememle kollarını gevşetip sarılmaya devam etti. Berat benim liseden arkadaşımdı, babasının tayini çıktığı için başka bir şehire taşınmak zorunda kalmışlardı. Lisede zargananın tekiyken şuan harika bir fiziğe sahipti. Bu çocuk lise hayatımın katlanılabilir olmasının tek sebebiydi.

Berat yanımdaki sandalyeye oturmuş, benim çayımı yudumlarken ben de kendime yeni bir bardak çıkardım. "Çok özledim lan şerefsiz. Telefon numaranı değiştirmişsin kaç kere aradım seni, saçma sapan dayılar açtı telefonu."

"Biliyosun amcamın alacaklıları rahat vermiyordu. Sen gittikten birkaç gün sonra beni tenha bi yerde sıkıştırdılar .Üstümde para eden ne varsa tartakladılar. Bana hediye ettiğin o kol saati de o zaman gitti işte, orospu çocukları..." Son dediğim şeyle berat gülmemek için kendini sıkmaya başladı...

"Sikiyim onları üzülme oğlum mal sahibini bulmuş demek ki napalım." Dedi boğazını temizleyerek

" O ne demek lan ?"

"Bir kere bunlar bizi okul çıkışı kıstırmıştı ya, o kargaşada gavat Cemalin saatini çorlamıştım. Pahalı bişeye benziyodu ve sen üç kuruş para kazanmak için kendini hırpalıyordun. Ben de satman için sana verdim." Dedi bacak bacak üstüne atarak. Bir çok şey hakkında uzun uzun konuşmaya devam ettik, başımdan geçen her şeyi anlatmıştım. Berat hayattaki şansıma ana bacı söverken, bir yandan da sigara içiyorduk. Saat neredeyse 12 olmuştu.

"İşin yoksa kal bu gece bende kardeşim." Dedim ortalığı toparlarken.

"Valla olur hem evi de görmüş olurum özellikle o sığınağı merak ediyorum."

İkimiz de ayaklandık, dükkanı kapattıktan sonra eve doğru yürümeye başladık. Beratta hiperaktivite bozukluğu vardı. Eskiden çok ileri seviyede olduğunu hatırlıyordum. Zaman geçtikçe bir takım tedavilerle azaldığını söylemişti. Yolda yürürken sürekli el kol şakaları yapıp bana sarılıyor ve ıslak ıslak öpüyordu göt. Temas sevmediğimi çok iyi bilirdi sırf piçliğine yapıyordu.

Gerçekten hayatta dost diyebileceğim tek kişiydi Berat. En sevdiğim huyu hiç değişmemesi olabilirdi. Yedisinde neyse yetmişinde de oydu pezevenk. Aslında çok zıt insanlardık o her an çok enerjik ve mutluydu ama ben onun aksine karamsar terbiyesiz geçimsiz bir insandım. Berat benim en büyük düşmanımdı lise zamanlarında sürekli kavga ederdik. Nefret ederdim ondan. Ne kadar kovsamda her seferinde götüme yapışıyordu.

Bir zamanlar bütün okula hırsız olduğum iftirasını yaymıştı, ben üç kuruş için götümü yırtarken onun böyle bir iftira atması çok gururuma dokunmuştu. Daha sonra onu dışarıda yakalayıp ağızını yüzünü bir güzel sikmiştim. Bir daha olsa bir daha yapardım.

Zaman geçtikçe aramızdaki buzlar eridi ve benimki kadar kötü olmasa da onun da problemleri olduğunu fark etmiştim. Birbirimize açıldığımızda artık en yakın arkadaşım olmuştu...

Nihayet evin kapısına gelmiştik. Berat durmadan konuşup kendi yaptığı espirilere gülüyordu sarhoş gibiydi, adamın kafası her zaman on numaraydı . Ben anahtarı deliğe sokmaya çalışırken Berat huylandığımı bile bile boynumu öpüyor ve beni gıdıklamaya çalışıyordu. Ne yalan söyleyeyim bu hareketlerini özlemiştim. Gülerek içeri girdik.

Tabii gün boyu arkamızda bir çift delici mavi gözün bizi izlediğini bilmeden...

-

Bittii

Bi sonrski bolum çok guzel olcakkk😽

SIĞINAK(GAY)+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin