İhanet

5.7K 227 175
                                    

Selamıntenno basliyruz.....


Cebimde duran telefonumu aldı ve şarja takmak için mutfağa doğru hızla ilerledi. Derin bir nefes verdim beni bırakmıyordu. Buradan bir an önce siktirip gitmem lazımdı...


-
3 gün koca 3 gün geçmişti ve ben hala bu siktiğimin evindeydim. Tabii ki de gitmeye çalışmıştım. Buna her yeltendiğimde Barkın kendine zarar veriyor yanıma gelip gitmeme engel oluyordu. Sırf gitmemem için kolunu kesmişti bunu nasıl becerdiğini sorduğumda yemek yaparken olduğunu söylemişti tabii yersen...

Barkın benim gerçekten gitmem gerekiyo." dedim başımı ovalarken.

"Yavrum kolum kesildi bak ateşim de çıkıyo, bırakma beni ya sonra gidersin ne acelen var." Diye bağırdığında her saniye yaptığım gibi sabır diledim.

"Barkıncım evim yan tarafta. Sanki Fizana gidiyorum amına koyayım. Kıyafetlerimi alıp gelicem niye ısrar ediyosun yeter ama kaç gündür ya." diyerek kendimi açıklamaya çalıştım. Karşımda gözleri dolan koca adamla ağızım açık kaldı. Ağlıyordu...

"İyi git."

Ne kadar üzülsem de karşımda bir psikopat olduğunu unutmamam gerekiyordu. Sürekli diken üstünde olmak beni fazlasıyla yormuştu. Bir hışımla kalktım ve eşyalarımı toplayarak kapıya doğru ilerledim. Acilen polise gitmem lazımdı. Arkama baktığımda Barkın, salonda kollarını birbirine dolamış hüngür hüngür ağlıyordu.

Kapıyı çektim ve evime doğru hızla koşmaya başladım. Arkamdan gelen kapı sesiyle adımlarımı daha çok hızlandırdım. Barkın kahkaha atarak arkamdan koşuyordu.Şimdi evime doğru gidersem beni yaklayacağını bildiğim için. Ara sokaklardan birine girdim. Sanırım izimi kaybettirmiştim. Barkın tam yanımdan geçtiğinde duvara sindim. O sırada ağızıma kapanan elle tüm vücudum kaskatı kesildi...

"Aysel Teyze s-senin ne işin var burada."

Başımı okşayarak "Oğlum sakinleş hiç iyi gözükmüyorsun." diye fısıldadı.

"Polisi ara çabuk kaybedecek vaktimiz yok. Barkın birsürü kişiyi öldürmüş ve peşimde çabuk ol." Diyerek bağırdım, telefonum yanımda değildi. Barkın şarja takacağım diye aldığı zaman kırıp atmış olmalıydı.

"Ne diyosun oğlum sen nasıl katil."

"Ya polisi arasana kadın şimdi laf mı anlatayım sana acele et hadi gelicek şimdi." Diyerek bağırdım. Aysel Teyze telefonunu çıkarttı sokağın başına ilerleyip etrafı kolaçan etti birkaç dakika sonra yanıma geldi.

"Aradım geliyolar burda durmayalım benim evim güvenli hadi oğlum." Diyerek koluma girdi. Kadın zangır zangır titriyor bir yandan da ağlıyordu. Ona üzülmüştüm benim yüzümden zarar görebilirdi.

Yaklaşık yarım saattir Aysel teyzenin salonunda oturuyorduk. Polis hala gelmemişti ve Barkından da bir hareket yoktu. Bu ölüm sessizliği beni daha da gerdiği için Aysel teyzeden izin isteyerek tuvalete ilerledim. İşimi halletim ve ellerimi yıkarken bir yandan da etrafımı incelemeye başladım.

Kafamı sağımda bulunan küvete çevirdim, kenarında gördüğüm kırmızı lekelerle kalbim küt küt atmaya başladı. Perdeyi çektiğimde karşılaştığım manzarayla yüzümü buruşturdum.

Bu Aysel Teyzenin kocasıydı. Birkaç kez tekelde karşılaşmıştık. Şuan küvetin içinde bütün parçaları özenle streçlenmiş bir biçimde duruyordu. Gözlerime hücum eden yaşlarla yere çökerek ağlamaya başladım. Belki de polisi bile aramamıştı. Birkaç dakika sonunda ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve kapıyı açtım.

Aysel Teyzeyle burun buruna gelmiştik. Amına kodumun karısı o da bu işin içindeydi. İşin kötü tarafı ona gerçekten güvenmiş olmamdı...

"Araf bir yere mi gidiyorsun oğlum..."

Tam cevap vereceğim sırada arkasında beliren Barkınla birlikte bana kocaman gülümsediler. Boynumda hissettiğim sızıyla hatırladığım son şey, Barkının kolları arasında oluşumdu.

-

Kafamda hissettiğim derin ağrıyla gözlerimi araladım. Barkının bodrumundaydım elim kolum bağlı soğuk zeminde yatıyordum. Tepemdeki florasan yanıp yanıp sönüyor duvardaki borular titreşiyordu. Bitkin düşen bedenimle doğrulmaya çalıştım. Tam kalkmak üzereyken başımdan aşağı bir kova dolusu su yedim. Donuma kadar ıslanmıştım.

"Kalk lan yatmaya mı geldin buraya."

"Amına kodumun moruğu kalkıyodum zaten niye ıslatıyosun." Diyerek öksürdüm o sırada merdivenlerden inen Barkın önüme dikildi.

"Anne niye ıslatıyosun bebeğimi. Bak hasta olacak sonra. Yavrum sen de sakinleş."

"Amaan iyi be ben yukarı çıkıyorum ne bok yiyosan ye ama acele et. Teslimatı almaya gelecekler." diyerek üst kata çıkan Aysel teyzenin arkasından bakakaldım. Kibar konuşma şekli değişmiş resmen yerine bir cadı gelmişti...

Barkın yanıma çömeldi ve eliyle saçlarımı geriye taradı. Dudaklarıma yaklaştığı sırada var gücümle burnuna kafamı gömdüm. İnleyerek geri çekildi, burnundan oluk oluk kan akıyordu. Elleriyle burnuna tampon yaparak gözlerini gözlerime dikti.

"Ah bu sertti, hoşuma gitmedi değil." diyerek sırıtmaya başladı. Dudağına bulaşan kanı yaladı ve bana öpücük attı.

"Siktir git psikopatsın sen kodumun delisi."

"Bende seni seviyorum bebeğim." dedi ve akan kanı durdurmak için üst kata çıktı.

Burdan acilen kurtulmalıydım. Etrafımda yardımcı olabilecek hiçbir şey yoktu. Tam umudumu kesip ağlayacağım sırada yerde parıldayan cam parçasıyla gülümsedim. Dikkatlice alıp bileğimdeki ipleri kesmeye başladım birkaç dakikanın sonunda kurtulmuştum.

Ardından ayağımdaki ipleri çözdüm. Sendeleyerek ayağa kalktım ve duvarlardan destek alarak aynalı kapıya yürüdüm. Barkının ıslık sesini duymamla birlikte hızla açılan kapıdan içeri girdim. Nefesim tükenene kadar koştum yanımda herhangi bir ışık kaynağı olmadığı için nereye gittiğimi bilmiyordum. Uzun koridor bittiğinde önümde duran kapıya çarptım. Bu kapı benim bodrumumdaki geçite benzemiyordu.

Kapıyı ittirdim İçeriden sızan beyaz ışıkla gözlerim acıdı. Tanrım burası da nereydi böyle. İçeri korkunç derecede beyazdı. Duvarlar, yerler ve hatta tavan bile beyaz fayansla kaplıydı. Ayrıca tavanda bir sürü beyaz florasan takılıydı. Kasaplarda bulunan arka odalara benziyordu.

Önümde bulunan naylon perdeyi sağa kaydırdım önümde koca bir kitaplık vardı duvar boylu boyunca dosyalarla doluydu. Bir sürü ünlü politikacı ve ünlü kişilerin isminin yazılı olduğu belgeler vardı.

Rasgele bir dosyayı açtım ve okumaya başladım. Farklı aylarda ne olduğunu anlamadığım ürünlerin teslim edildiğine dair belgeler vardı. Ve yanlarında milyonlarca dolarlık fiyat bedeli yazıyordu. Bunlar ne satıyordu ki ?

-




Arhadaşahlar 1 mi 2 mi çabuk yazin finali ona göre belirlicem siz seçiyosunuz.....

SIĞINAK(GAY)+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin