SIĞINAK(GAY)+18

Satır

Askosular yorum atın bol bol basliyoruzz.
+18 midesi bulanacaklar okumasin a

Barkının Ağızından;

-
Arafla yaşadığımız uzun seksten sonra onunla bir bebek gibi ilgilenmiş daha sonra da kollarımın arasında uyutmuştum. Her şeyini bildiğim gibi onun ilki olduğumun farkındaydım. Ne kadar yavaş olmaya çalışsam da güzelliği karşısında kendimi kaybedip biraz sert davranmıştım. Neyse ki sert olmamı sevmişti ve inanılmaz güzel vakit geçirmiştik. Ama sabah ağırıları yüzünden bana çok sinirli uyanacağı kesindi...

Araf durmadan kımıldayıp uykusunda kısık sesle inliyordu. O kıpırdandıkça penisime temas eden kalçası, uyumam için büyük bir engel haline gelmişti. Benimkinin kalkmaması için alakasız şeyler düşünürken aniden yüksek sesle inleyip kendini bana yapıştırmasıyla kasıldım. Sertleşmiştim...

Altımdaki büyük problemle ilgilenmek için onu uyandırmadan sessizce ayaklandım ve bodrum kattaki banyoya adımladım. Tam içeri girmek üzereyken arkamdan gelen kısık sesle dikkatimi oraya verdim. O piç bişeyler mırıldanıyordu. İyice yaklaştığımda duyduğum şeylerle gözlerim fal taşı gibi açıldı.

"Sana çok aşığım Araf."

Sessiz bir şekilde yatağın yanına doğru ilerledim ve Beratın başına dikildim. "Ne dedin lan sen bidaha söyle." Diye bağırdım iki yakasını kavrayarak...

" Çok seviyorum, karşılaştığımız andan itibaren kasıklarımı alevlendiriyo. Onu istiyorum ve alıcam her şekilde. O da beni istiyo ben anladım, karşı koymadı bana. Asla bırakmam artık. Yeni bulmuşken bidaha kaybedemem." Dedi yaşlı gözleriyle fısıldayarak.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Normalde bu piçi öldürmekten vazgeçmiştim ama  sınırı aştığı için artık ölmek zorundaydı. Bütün vücuduma akın eden sinirle aynalı kapıya ilerledim. Evime gidip malzemelerimi almam gerekiyordu. Elimde bir çanta dolusu aletle 15 dakikalık tünel yolunu 5 dakikada gidip gelmiştim...

Araf'ın sesleri duymaması için önce yataktaki piçin ağzını bantladım daha sonra bütün kapıları kapattım. Seri bir şekilde malzemelerimi yatağın kenarına dizerken aklımın bir köşesi yukarıda uyuyan küçük kedimdeydi.

Nereden bilebilirdi ki bu orospu çocuğunun onun hakkındaki bu tarz iğrenç düşüncelerini. Neyse ki ben vardım ve onu ölene kadar koruyacaktım. Berat yataktaki malzemeleri görüp ne yapacağımı anlamış olacak ki yalpalayarak ayağa kalktı ve benden uzaklaşmaya çalıştı. Çabası takdire şayandı ama şu zamana kadar elimden kimseyi kaçırmamıştım. Özellikle de bebeğimin canını sıkanları. Onu belinden tuttuğum gibi yatağa yatırdım ağızındaki bantı çıkarmış şimdiden bana yalvarmaya başlamıştı...

"Arafla ne ilgin var senin. O böyle biri olduğunu biliyo mu lan söylesene korkak piç." Diyerek yüzüme tükürdü.

Yüzümden akan iğrenç balgamı silerken kopkoyu gözlerimi Beratın gözlerine diktim. "Çok yakında öğrenecek."diyerek gülümsedim ve ıslık eşliğinde çantamdan çıkardığım satırı bilemeye başladım. Beratın gözlerinin içine doğru baktığımda ciddi olduğumu anladı, gördüğü şeyden korkmuş olacak ki, az önceki delikanlı tavırları uçup gitmişti...

"L-lütfen yapma bunu. Giderim! Tamam mı ortalıktan kaybolurum. Kimseye bişey anlatmam yemin ediyorum. Lütfen bırak beni gideyim."

" Zaten kimseye bişey söyleyemeyeceksin, çünkü söyleyecek bir ağzın olmayacak." Dedim sinirle sırıtarak...

Nihayet malzemelerimi hazırlamıştım. Siyah deri eldivenlerimi taktım ve yanımda getirdiğim koruyucu üstümü giyindim. Artık her şey için  hazırdık. Yapacağım şeyler için, içimi bir heyecan basmıştı...