Selamınaleyküm mümin kardeslerim baslıyalım...
-
Barkının ağızından;
Lezzetli bir yemeğin ardından etrafı toparlayıp salona geçmiştik. Yemeğin içine kaçan kırık diş harici herşey kusursuz ilerliyordu. Araf bu durumu garipsese de beni kırmamak için tek kelime etmemişti.
Araf üst kattaki tuvalete gittiği an aceleyle bodrum kata koştum. Aynalı kapıyı açarak karanlığın içindeki koridorun çaprazında bulunan kilitli odaya girdim. Yatağa bağlı üstü örtülü bu moruk başıma bela olmuştu. Onunla alakalı hiçbir planım yoktu ama Arafı evden çıkarmak istediğini duyduğumda yollarımız kesişmişti. Durmadan ses yapıp huzurumu kaçırıyordu. Aslında sığınak ses geçirmezdi ama o kafasını yatağın demirine vurdukça borular titreşiyordu ve bu gerici ses Arafın evinden çok net bir şekilde duyuluyordu.
"Bana bak moruk bi ayağın çukurda zaten öbürünü de sokturma bana." Diyerek üzerine yürüdüm. Yaşlı gözlerle bana bakıyordu sanırım karnı acıkmıştı. Gözyaşlarıyla ıslanmış ağızındaki bezi çıkardım.
"Beni bırak yemin ediyorum adımımı atmam buraya. Evi de al ne yapıyosan yap tapuyu çocuğun üzerine yaparım." Dedi öksürerek.
"Gerçekten bunu yapar mısın." Dedim ciddi bir yüz ifadesiyle.
"Evet her şeyimi veririm lütfen bırak beni. Kolumu aldın zaten artık dayanamıyorum."
Birkaç saniye derin düşüncelere daldıktan sonra aklıma gelen fikirle sırıttım. "Tamam moruk zaten etin kalitesizdi. Şimdi sana bir sorum var eğer cevabın beni tatmin edersen seni bırakıcam." Dediğimi duyan yaşlı adamın adeta gözleri parıldadı.
"T-tamam hadi sor." Dedi heyecanlı bir şekilde.
Bütün ciddiyetimi topladım ve kısık bir sesle "Menemen soğanlı mı olur soğansız mı." Diye sordum.
"N-ne ?"
"Cevap ver amına koduğum. Tüm gün seni bekleyemem acelem var hadi." Diye bağırdım. Yaşlı adam ağlayarak gözlerimin içine baktı.
"S-soğanlı yenir."
"Tamam." Dedim saçlarımı düzelterek.
"Beni bırakıcak mısın şimdi." Yüzüme aval aval bakarak kekeliyordu. Kafamı onaylarcasına salladım ve kalkıp yatağa bağlı olan bedenini çözdüm. Islık çalarak az önceki yerime geçtiğim. Tek koluyla debelenerek üzerindeki örtüyü açtı.
"Ee git hadi ne duruyosun." Dediğimde sanki ona küfür etmişim gibi baktı.
"S-sen naptın lan nasıl yaparsın bunu ruh hastası piç. Hastasın sen kafayı yemişsin orospu çocuğu." Diye haykırarak ağlamaya başladığı sırada kahkahalarım onun sesini bastırıyordu. Gerçekten de inanmıştı onu bırakacağıma.
"Sence burdan gitmene izin verir miyim bey amca. Senin etin kötü olsa da alıcın iyi para ödüyo. Ekmek teknemi kaybedemem kusura bak. Belki kafanı aşağı indirseydin ayaklarının olmadığını görebilirdin. Neyse gece sana yemek getiricem, keyfin yerine gelir tadı şahane. Bu seferki sporcuydu bu da sana kıyağım olsun." Dediğimde sinirli ve huysuz bakışlarıyla bana küfür ediyordu.
Ulan nankör kendini satsan alamayacağın parçaları sana yediriyorum. Seninle daha fazla uğraşamam. Behlül kaçar kediciğim beni bekler." Dedim ve ayağa kalktım. Bahriye yanaşıp ağızını bantladım ve eski haline geri getirdim. Arkamda mırıldanan adama kısa bir el salladım ve aceleyle üst kata çıktım. Çok vakit kaybetmiştim Araf beni merak etmiş olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIĞINAK(GAY)+18
Mystery / ThrillerGenç çocuk yatağında masum bir şekilde uyurken her gece evin altındaki tünelden gelip onu dikizleyip tüm hayatına sahip olacak olan takıntılı adamdan habersizdi...