Arhadassaklar çok çok özür valla vakit bulamadım yazmaya. Çoğunluk 1 demiş o yüzden ilk düşündüğümü yazıcam. Bence de 1 daha iyi olacak çünkü 2 fazla şeytani bi son olacaktı amk düşünürken bile ruhum daralıyo kitabı bok etmek istemedim asla unutmazdınız ve memnun olmayan çok kişi olurdu o yüzden 1. Baslayalimm
-
Önümde bulunan naylon perdeyi sağa kaydırdım önümde koca bir kitaplık vardı duvar boylu boyunca dosyalarla doluydu. Bir sürü ünlü politikacı ve ünlü kişilerin isminin yazılı olduğu belgeler vardı.
Rasgele bir dosyayı açtım ve okumaya başladım. Farklı aylarda ne olduğunu anlamadığım ürünlerin teslim edildiğine dair belgeler vardı. Ve yanlarında milyonlarca dolarlık fiyat bedeli yazıyordu. Bunlar ne satıyordu ki ?
-
Masanın altındaki çekmeceleri karıştırırken bulduğum el feneriyle derin bir oh çektim. Bu sığınaklar sandığımdan çok daha büyüktü. Sanki koca bir yer altı şehrinin içinde gibiydim. Sonunun nerede olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Odayı kurcalamayı bırakıp aceleyle çıktım ve el fenerini çalıştırdım. Büyük ihtimalle eski bir fenerdi bu yüzden ışık yanıp yanıp sönüyordu. Gözümün seçebildiği kadarıyla fare dolu sığınakta ilerlemeye başladım.
Her yer birbiriyle aynı olduğu için yön kavramımı yitirmiştim. Önüme çıkan kahverengi kapıyla nefesimi tuttum. İçeriden bir takım sesler geliyordu. Kapıyı yavaş bir şekilde aralayıp içeriyi izlemeye başladım. Gördüğüm tanıdık yüzle koca bir hassiktir çektim. Bu Bahri Amcaydı. Tam ona doğru gidecekken Bahri Amcanın başına dikilen Ayseli görmem bir oldu. Ses çıkarmadan onları izlemeye başladım...
"Ulan Bahri sen de ne şanssız adamsın. Hem etin kötü hem de kimsen yok. Valla üzülüyorum sana bazen." Dedi elindeki bıçağın üzerinde parmağını gezdiren. Bu sırada Bahri Amcanın gözlerinden oluk oluk yaşlar akıyordu.
"Amına kodumun orospusu sen git kendi haline acı. Oğlun bile seni sevmiyo onun işine yaradığın için hala hayattasın."
Duyduklarıyla gülümsemesi yüzünden kaybolan Aysel elindeki bıçağı kavrayarak Bahrinin yanağını sıkıca tuttu. Bıçağı hızı ve sert hareketlerle ileri geri ittirerek yanağından büyük bir et parçası kopardı. Et parçasını havaya doğru tutup bir süre yaladıktan sonra kahkaha atarak ağızına götürdü. Bahri çığlık çığlığa bağırırken Aysel gülerek et parçasını çiğniyordu.
Bütün vücudum zangır zangır titriyordu. Bu yaptığı resmen y-yamyamlıktı.
"Tadın hala bok gibi Bahri. Neyse karının tadı iyiydi sen çürüksün. Sana iyi dinlenmeler." Diyerek kıkırdayan Aysel kapıya doğru hızlı adımlarla gelmeye başladı.
Hızla koridora doğru koştum ve gözlerimi kapatarak beklemeye başladım. Aysel bir yandan türkü söylerken bir yandan da bıçağını duvara sürtüyordu, nihayet sesi uzaklaştığında derin bir oh çektim ve hızla Bahri Amcanın bulunduğu odaya girdim.
"B-bahri Amca s-sen iyi misin." Adamın hali fenaydı konuşacak durumda bile değildi. Onu burdan çıkarsam da yaşamak isteyeceğini düşünmüyordum. Ne kolları ne de bacakları vardı sadece gövdesi ve kafası duruyordu. Beni görünce gözleri fal taşı gibi açılan adam kekeleyerek konuşmaya başladı.
"A-araf Oğlum s-sen gerçeksin dimi lütfen beni öldür, sana yalvarıyorum acıma son ver. Her şeyimi aldılar bari ölümüm onların elinden olmasın. Lütfen bitir bu işi bunu senden başka kimse yapamaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIĞINAK(GAY)+18
Mystery / ThrillerGenç çocuk yatağında masum bir şekilde uyurken her gece evin altındaki tünelden gelip onu dikizleyip tüm hayatına sahip olacak olan takıntılı adamdan habersizdi...