SIĞINAK(GAY)+18

Kedi Sütü

Marabalar

Gunlerden saliyim ben annemin baliyim

-

Kafamdaki derin düşüncelerle uykuya daldım. Önümde beliren tanıdık yüzle bütün vücudumu bir ürperti sardı. Zaman zaman olmayan şeyler gördüğüm için bunun bir rüya olduğunu kendime hatırlattım. O manyak beni o kadar korkutmuştu ki bilinçaltıma kadar işlemişti herif.

Uykuyla uyanıklık arasında ki ince çizgideyken, duyuyor ve hissediyordum. Ama hiçbir yerimi kımıldatamıyordum. Sanırım bu bi kabustu, başka bir açıklaması olamazdı.

Tenimi yalayıp geçen sıcak nefesle vücudum kaskatı kesildi. Aniden üzerime bir ağırlık çöktü, onu göremesem de vücuduma yaptığı dokunuşları iliklerime kadar hissediyordum, boynumdan başlayarak göğüslerime doğru usulca ilerledi. Öyle bir ateş basmıştı ki ölecek gibiydim, çok tuhaf bişeydi. Nasıl bir kabustu bu böyle ? O kadar gerçekçiydi ki, asla uyanmak istemeyeceğim ve hayatımda gördüğüm en güzel kabus olabilirdi...

Kasıklarımda tüy kadar hafif öpücükler geziniyordu. Dokunuşları insana kafayı yedirtecek cinstendi. Elini havlunun içine soktu ve penisimi avuçladı. Dokunduğu her yer alev alıyordu, aniden elini hızlandırdı ve aletimi yukarı aşağı çekmeye başladı. Bir yandan da göğüs uçlarımı emiyordu. Dişiyle piercingimi tutup çekiştirmesiyle birlikte ağızımdan büyük bir inleme kaçtı. Bu yaptığı inanılmaz hissettirmişti.

Kendimi kaybetmiş gibi inlemeye devam ederken onun o tapılası sesiyle attığı kahkaha kulaklarımı çınlattı. Hareketleri o kadar hızlanmıştı ki sona yaklaştığımı hissettim. Her şey çok yoğundu, ikimizin de kalp atışlarını çok net bir şekilde duyabiliyordum. Kısa bir süre sonra kendimi bırakmamla birlikte, gelmem bir olmuştu. Hafif aralık gözlerimle ona baktığımda menimin onun dudağına sıçradığını gördüm. Artık gözlerim kapanıyordu son kez baktığımda, gözlerini gözlerime kilitledi ve sesli bir şekilde nefes nefese sırıtarak dudağını yaladı. Boşalmanın verdiği rahatlama ve yorgunlukla birlikte gözlerimi kapattım ve onun, tüylerimin diken diken olmasını sağlayan kalın sesini duydum" Bir dahakine ben de sana güzel şeyler tattıracağım küçük kedim..."

Üzerimdeki ağırlığın kaybolmasıyla beraber titreyerek gözlerimi açtım. Kalbim çok hızlı atıyordu. Tamamen ayıldığımda tüylerim diken dikendi ve tek kalkan ben değildim alt tarafıma baktığımda sırılsıklam olduğumu gördüm. Ne yaşamıştım lan ben az önce ?

Çok garipti, cinsel açlık çeken birisi değildim. Böylesine saçma ve belirsiz bir rüya yüzünden boşalmam, özellikle de bunu onun sağlaması sinirimi bozmuştu. Artık ergen değildik sonuçta ıslak uyanmakta neyin nesiydi böyle...

Elimi dudaklarıma götürdüğümde dudaklarımın ıslak ve şiş olduğunu fark ettim. Uyurken salyam akmıştır diye düşündüm ve daha fazla mal gibi durmayı kesip üst kata çıkıp üzerimi giyindim...

-

Bahri amcanın erzak dolu bir deposu vardı. Adam sanki savaştan yada istiladan kaçmaya hazırlık yapmış gibi evde her şeyi bulunduruyordu. Alışveriş derdim olmadığı için mutluydum. Kendime soslu tavuk ve makarna yapıp, salondaki eski kanepeye oturdum. Bir yandan da televizyondaki yemek programına göz atmaya başladım.

-

Yemeğim bitmişti ve televizyonda sadece beş tane  kanal çekiyordu. Sıkıntıdan patlamak üzerken bu sabah, üst katta gördüğüm kitap koleksiyonu aklıma geldi. Biraz kitap okumanın sıkıntımı giderebileceğini düşündüm ve üst kata çıktım. Odaya adımımı attığım an içeriye yansıyan kırmızı loş ışık gözümü aldı. Cama yaklaştım ve ışığın geldiği yeri kontrol ettim. Bu ışık yan komşunun evinden yansıyordu. Evin diğer bütün ışıkları kapalıydı. Kırmızı oda hariç, ev zifiri karanlıktı...

Kırmızı ışığın yansımasına bakarken, komşunun belki fotoğrafçı olabileceği düşüncesi aklıma geldi. Gerçi onu hiç görmemiştim. Belki de asosyal biriydi ve evden çıkmayı sevmiyordu.

Bahri amcanın söylediği şeyleri hatırladım. Neden uzak durmam gerektiğini söylemişti acaba. Düşünmeye son verip bir kitap aldım ve aşağı inip okumaya başladım...