SIĞINAK(GAY)+18

Misafir

Selamınaleyküm baslayalımm🩶

-

İçeri girdiğimizde Berat eve dalmıştı. Her zaman çok rahat bir insan olduğu için bu tavrı beni rahatsız etmiyordu. Aksine o kadar sene sonra aramızdaki samimiyetin hala var olduğunu görmek beni mutlu etmişti. Ben daha montumu bile çıkarmamışken o her yeri gezmeye başladı.

"Kanka bu Bahri evliya mı amına koyayım niye sana bu kadar yardım ediyo ya, hem de karşılıksız. Şu eve bak ulan 40 yıl çalışsak alamayız." Dedi, berat mutfağa doğru ilerlerken.
Berat ve ailesinin maddi durumunun en az benimki kadar kötü olduğunu hatırlıyordum. Ama şimdi fitness hocası olduğunu, işlerinin iyi gittiğini anlatmıştı...

Berat gecenin uzun olduğunu ve içmek istediğini söylemişti. Depoda Bahri Amcanın kendi yaptığı rakılardan vardı, bir şişe aldım ve salona geçtim. Berat da arkamdan çerez tabakları getiriyordu. "Adam halime acıdı o yüzden kalmama izin verdi oğlum yoksa kim karşılıksız iyilik yapar bu devirde. Ayrıca dükkanını işletiyorum bu bi karşılık sayılır bence. Amcamın ev satılınca borcumu öderim sen takılma bu kadar keyfine bak." dedim bardakları doldururken...

Beratla uzun uzun dertleşmiştik saat geç olmuştu. Çok içmesem de alkolün verdiği mayışma hissiyle yavaştan uyku bastırmıştı. Berat bana dört senedir beraber olduğu sevgilisinin onu iş arkadaşıyla aldattığını anlatmıştı ve şuan kafasını boynuma gömmüş, kollarını belime dolamış ağlıyordu.

Berat İnanılmaz derecede temas bağımlısı biriydi hele içtiği zaman harbi sapıtıyordu. Ne kadar temastan nefret etsem de şuan üzgün olduğu için onu itmek yerine sarılarak karşılık verdim.
Bir yandan ağlarken bir yandan da." Senin taşşaklarını yerim kardeeşşim benim, kimse senin tırnağaan olamaz o pisliklerin de anasını sikiyim inşallah obezite olur amına kodumun hainleri." Diyerek anırıyordu.

Gerçekten alkol, bu pezevenge yaramıyordu buna bir kez daha şahit olmuştum. Berat bana iltifatlar yağdırarak boynumu öperken kapı zilinin sesini duymamla onu üstümden itekleyip kapıya doğru adımladım. Kesin Berat ayısının borozan sesi yüzünden komşular şikayete gelmişti...

Kapı deliğine baktığımda kopkoyu bir mavi gördüm. Ne olduğunu anlamamıştım sanki biri kapının dış deliğinden, içeri bakmak istiyor gibi gözünü dayamıştı.

Daha fazla beklemeden kapıyı açtım. Barkın üstü başı sırılsıklam bir şekilde karşımda duruyordu. Ve şuan inanılmaz sinirli gözüküyordu "Barkın noldu sana niye sırılsıklamsın." dedim onu baştan aşağı süzerek.

"Evde su boruları patladı da birkaç gün sende kalabilir miyim problem olmazsa."

"Saçmalama ne problemi tabii ki kalabilirsin. Gel hemen içeri, hava buz gibi hasta olacaksın." Dedim onu kolundan tutup içeri sokarak. Ben kapıyı kapatırken o koşar adımlarla salona girdi. Bende arkasından salona doğru adımladım.

"Bu pi- şey bu arkadaş kim ne iş." Dedi tek gözünü hayırdır der gibi kırparak. Benden cevap beklercesine kollarını birbirine dolamıştı ve tek ayağını da yere vuruyordu, şuan karşımda küçük bir çocuk gibi duruyordu adeta...

" Benim eski bi arkadaşım. Bugün tesadüfen karşılaştık burda kalcak siz tanışın hadi. Ben de sana üst baş ayarlayayım, istersen sıcak bi duş alabilirsin alt katta olacağım keyfine bak." Dedim hızla bodrum kata inerek.

Günlerce ondan kaçmıştım şimdi karşımda olması hatta tek bir bakışı yanaklarımı kıpkırmızı etmeye yetmişti.

Yukarıdan Berat ve Barkının sesleri geliyordu. Berat hala sarhoştu ama az önceki gibi değişik hareketler yapmayı kesmişti, başkalarının yanında ciddi kişiliği geri geliyordu...

Dolabın içine eğilip Barkına uygun kıyafetler aramaya başladım. Adam benim iki katım olduğu için ona uygun kıyafet bulmak zor olacaktı. En büyük kıyafetlerimi çıkarmaya karar verdim tam doğrulacakken arkamda hissettiğim sertlikle aniden yerimden sıçradım. Ani hareketimle kafam dolabın sivri kenarına çarpacakken son anda yumuşak bir dokuya değmiştim.

Barkın eliyle kafamı vurmamı engellemişti. Ona doğru döndüğümde " Yavaş ol kedicik neden korktun bu kadar" dedi.

Nefesini dudaklarımın üzerinde hissediyordum. Barkının ıslak saçlarından yüzüme su damlıyordu. Su damlası dudaklarımın üzerine geldi. Eliyle yanağımı avuçlarken bir yandan da parmağıyla dudağımı okşayarak ıslaklığı siliyordu.

Nefesimi tutmuş, kımıldamadan delici mavilerine kilitlenmiştim. Göz bebekleri büyümüş ve koyulaşmıştı. Tam şuan hareket etmezsem iyi şeyler olmayacağı kesindi...

Boğazımı temizledim" Ş-şey kıyafetleri ayarladım biraz küçük gelebilir ama idare eder seni bu gecelik. Duşa gir istersen." Dedim gözlerimi kaçırarak...

Dudakları yukarı kıvrıldı ve kulağıma yaklaştı. Kulaklarımdan huylanıyordum, nefesini hissettikçe elim ayağım boşalıyordu. Bütün ayarlarımı sikip atmıştı şuan. Ellerinin altında eriyip gidiyordum.

" Sen de gelceksen girerim" dedi ve dudaklarıma doğru yaklaştı. Üzerine atlamamak için kendimi zor tutuyordum ben de ona yaklaştığımda...

Merdivenlerden gelen yüksek sesli gürültüyle ikimiz de girdiğimiz hayal aleminden çıkmış kapıya doğru bakıyorduk. Berat merdivenlerden aşağı yuvarlanmıştı ve yerde Azer Bülbülün- iyi değilim şarkısını söyleyerek ağlıyordu. Aptal bebe ortamın amına koymuştu.

Barkın burnunun kemerini sıkarak derin bir nefes aldı ve kısık bir sesle, Berata bakarak bişeyler söyledi...

"Sen arkadaşınla ilgilen ben de duş alıp gelirim yanınıza." dedi ve banyoya girip kapıyı sertçe kapattı.

" Ulan Berat siktin attın atmosferi, bir kere de şu içkiyi ağızınla iç amına koduğum."

Beratı güç bela sırtıma aldım ama merdivenleri çıkmayı bir türlü başaramadım. Barkını taşıdığımda o kadar ağır gelmemişti, ama bu ayı beni inanılmaz zorluyordu. Daha fazla uğraşmayı kesip kendi yatağıma götürmeye karar verdim. Barkın banyoda ağız dolusu küfürler ediyordu. Ondan yardım istesem yüksek ihtimalle Beratı döverdi. Yatağıma yatırdım ve üzerini örtüp üst kata çıktım.

Salona girdiğimde burnuma gelen iğrenç kokuyla yüzümü buruşturdum. İt herif yere kusmuştu ve her tarafı bok götürüyordu. Evin anasını sikmişti, salon resmen savaş alanına dönmüştü. Ben aşağı inerken bu kadar dağınık değildi, ama şuan sehpa yan dönmüş halı ve koltuklar yamulmuştu. Yastıklar beratın kusmuğunun üzerindeydi. Sanki içeride kavga edilmiş gibi gözüküyordu.

Şuan Bahri Amca burayı görse adamın kalbine inerdi ve ağızımı yüzümü sikse sonuna kadar hakkıydı.

Nihayet ortalığı temizlediğimde bodrum katından gelen ayak sesleriyle kafamı kapıya çevirdim. Barkın önümde duruyordu üzeri çıplaktı ve aramızdaki tek engel altında duran beyaz havluydu...

-

Berat yavsak misin cocuğum