7.Bölüm

1.4K 66 6
                                    

En büyük aşklar, nefretle mi başlar?

Seyran'dan anlatım

Ferit söylediklerinde sonuna kadar haklıydı, babama olan öfkemi anneme yaptığım gibi Feritten de çıkartıyordum.
Ferit benim hayatıma ilk o baklavacı da girdi, kimsenin yıllarca bana uzatmadığı o yardım elini uzattı. Babam bu evlilikle beni bitirmeye baş eğdirmeye çalışırken o bana okuma desteği sağlayacağını söyleyip, elimden tutup kaldırmıştı. Benim gözlerim öfkeyle kör olmuşken benim mutluluğum için uğraşan insanı görememiştim, ya da görmek istememiştim.
Gözlerimiz kenetliyken düşüncelerime kapılıp hıçkırarak ağlamaya başladım, o an Feritin gözlerinde ki öfke kaybolmuştu. Başımı önüme eğip sessizce ağlamaya başladım, "Özür dilerim, çok özür dilerim.." dedim ve Feriti es geçip mutfak kapısını açıp çıktım..
çıkmaz olaydım..
Gülgün hanım, annem, babam, Çiçek abla, Elvan abla, kısaca tüm aile fertleri misafirler hariç karşımdaydı. İlk babamı buldu gözlerim, öfkeyle bakmıyordu.. göz yaşlarımla vücudumun titremesine engel olamıyordum, bedenim zangır zangır titrerken hızlı adımlarla odama koştum. O sırada Feritte mutfaktan çıkıp peşime takıldı..

Yazar'dan anlatım

Seyran gözyaşlarıyla mutfaktan çıkınca endişeli bakışlarla karşılaştı, titreyerek odasına doğru koştu. Ferit mutfak kapısında belirdi, Gülgün hanım şaşkınlığını yenip, "Ferit oğlum ne bu haliniz!" dedi endişeyle.
"Seyran.." dedi ardından endişeli bakışlarla.
Kazım Ağa suçluluk duygusunu kabullenemeyip sertçe Feritin kolunu tutup konuştu, "Noliyi burda damat, noliyii!" dedi dişlerini sıkarak. Ferit Seyran haricinde kimseyi gözü görmüyor, kulakları duymuyordu. Soruları es geçip Seyranın peşinden koştu, hızla merdivenleri çıktı ve kapıyı açıp odaya girdi. Seyran odanın ortasında öylece aynaya bakıyordu, Ferit bu sessizlikle tedirgin olmuştu "Seyran.." diye seslendi sakince. Feritin ona seslenmesinin üzerine Seyran bağırarak ortalığı dağıtmaya başlamıştı, eline geçen herşeyi savuruyordu, vazo, çerçeve, yastık.. ne varsa...
Ferit kapının önünde korkuyla izliyordu onu, kendine bişey yapacak korkusuyla tekrar konuştu "Seyran nolursun dur!" diye yalvarmaya başladı, Seyran da "Yeter!" diye bir çığlık attı. Aşağıda ki herkes kapıya toplanmıştı, Kazım Ağa şaşkınlık içerisinde kızını izliyordu, eserini...
Seyran hırsını alamayıp eline geçirdiği parfüm şişesini pencereye savurdu ve çıkan gürültülü sesle herkes korkmuştu. Saçı başı dağınık zorlukla nefes alıyordu, ellerini cam kırıkları kesmişti..Ferit daha fazla dayanamayıp koşup kollarını Seyrana sardı. Seyran bunu fark edince bir kaç saniye çırpındıktan sonra daha fazla dayanamayıp yere yığılmıştı, Feritin kollarında. Ferit daha önce bu kadar çaresiz hissetmemişti, elinden gelen Seyranı sıkıca tutup kendine daha fazla zarar vermesine engel olmaktı. Kazım Ağa şaşkınlıkla kızına yaklaştı, ilk defa kızını bu kadar aciz, güçsüz görmüştü. Yanına çöküp kanlar içinde olan ellerine dokundu "Seyran sen ne ediyin.." dedi kısık sesiyle, bunu duymasıyla Seyran tekrar çırpınmaya ve bağırmaya başlamıştı. "BIRAAAKKKK!" diye çığlık attı.
Ferit daha sıkı sardı kollarını sevdiği kadına.. gözlerini sıkıca yumdu,ikisinin de canı acıyordu. Gözyaşlarıyla anlını Seyranın omzuna dayadı, Seyran sayıklamaya devam ediyordu..
"Dokunma bana, uzak dur benden, yeter." diye.
Kazım Ağa korkuyla kızını dinliyordu, Feritin sesi doldurdu odayı bu sefer. Başını yasladığı omuzdan kaldırıp konuştu "Çıkın dışarı." dedi Seyranı sakinleştirmek için bebek misali sallarken.
Dediğini daha net anlamaları adına, "Çıkın dışarı!" diye bağırdı. Kazım Ağanın bile sesi çıkmamıştı, herkes telaşla çıktılar odadan, kapının kapanma sesiyle Seyranın hıçkırıkları duyuldu, Feritin göğsüne sığınmış ağlıyordu. Bir kaç dakika sonra Feritin gevşettiği kolların arasından kurtuldu tekrar, ayağa kalkıp bu defa karşısında dakikalardır yüzünü izlediği aynayı aldı ve sağlam kalan pencereye savurdu çığlıkları arasında, "YETER." diye bağırıp. Tüm bunlar olurken Ferit daha şaşkınlığını atamamıştı üzerinden, hızla kolundan çekip sarıldı Seyrana. "Seyran nolur yeter, dur yalvarırım sana, dur artık korkuyorum." diye bağırdı gözyaşları arasında. Seyran da ellerini sıkıca Ferite sardı, "Özür dilerim" diye fısıldadı bir kaç kez. Bir süre sonra da Feritin kollarında bayıldı, kollarından kayıp giderken hızlıca kucakladı Seyranı ve çıkardı odadan. Konakta ki misafirler çoktan gitmişti, tüm aile fertleri de bahçede endişeyle bekliyorlardı, bahçe cam kırıklarıyla doluydu..Seyranın fırlattığı ayna yerde paramparçaydı. Ferit kucağında baygın Seyranla merdivenlerden inerken herkes korkuyla ayaklandı. Esme, "Seyranım!" diye çığlıkla kızının yanına koştu, Kazım Ağa da şaşkınlıkla izliyordu. "Çekilin, hastaneye götürmem gerek, çekilin" diyip konaktan çıktı.
"Ali! Çabuk bin arabaya çabuk!" diye kükredi Ferit konağın kapısından çıkarken. Ali hızla koşup arka kapıyı açtı ve sürücü koltuğuna geçti, Ferit Seyranı dikkatlice arabaya yatırıp, başını dizinin üzerine koydu, kapıyı kapattı ve hızla hastaneye doğru yol aldılar.. Ferit yol boyunca Seyranın solgun yüzünü izleyerek göz yaşı döktü, dediklerine bin pişman olmuştu..

"Antepli"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin