15.Bölüm

1.6K 82 10
                                    

Ben bugün yine doludizgin, tasnifsiz ve çerçevesiz aşığım..
Ne mutlu bana.
~Nazım Hikmet

Yazar'dan anlatım

Seyran hiç olmadığı kadar öfkeliydi..
Gözyaşlarıyla bağırarak konuştu,
"Konuşsana Ferit! Ya cevap ver! Hadi seni seviyorum desene yine gözlerime bakıp!
Öp beni ya öpsene!" diye bağırıp, çırpındı.
Ferit korku dolu bakışlarla sessizce izliyordu,
"Seyran ne anlatıyorsun..noluyor.." dedi Seyranın ellerini sıkıca tutup.
"Sus!" diye bağırdı Seyran hızla ellerini çekip, koltuğa tutunarak yere çöktü yavaşça. Ferit hızlıca yanına çöktü, "Seyran noldu?" dedi endişeli yüksek sesiyle. Ferit Seyranın koluna dokununca Seyran hızla geri çekildi, "Dokunma bana!" diye bağırdı.
Feritin ne olduğu hakkında bir fikri yoktu, Seyran yere çökmüş gözleri kapalı sakinleşmeye çalışıyordu, bir süre sonra nefesi düzene girdi, "Nasıl yaptın?" diye sordu fısıltıyla. Ferit pür dikkat dinliyordu, neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Seyran..korkuyorum, neyi nasıl yaptım allah aşkına söyle.." diye fısıldadı.
Seyran yaşlı gözlerle baktı yüzüne, hayal kırıklığıyla,
"Benimle evliyken o kızı nasıl metresin yaptın..onu diyorum.." dedi kısık sesiyle.
Feritin gözleri şaşkınlıkla aralandı, "Ben az önce o kızla konuştum Ferit..o kızın sesini duydum..." dedi gözünden bir damla yaş daha akarken.
Ferit şaşkınlıkla konuştu, "Seyran ne kızı, ne metresi, saçmalama.." sıkıca elini tuttu, "Pelin.." diye fısıldadı Seyran gözlerinin içine bakarken.
"Bak nolur sakin ol, sakin ol ve anlatmama izin ver.." dedi korkuyla gözlerine bakıp.
Seyran yorgun bakışlarıyla baktı Feritin yüzüne,
"Utanmadın mı..yüzüme baka baka yalan söylerken utanmadın mı?" dedi kısık sesiyle ve ayağa kalktı, Ferit dibinden ayrılmıyordu, "Seyran lütfen bi dur, bi dinle,hiçbişey sandığın gibi değil..evet yalan söyledim ama senin sandığın gibi bişey değil!" diye yalvarıyordu peşinde pervane olurken. Seyran banyo kapısını açıp sinirle Ferite döndü, "Hâla, hâla ayakta uyuyan bir karın var, Ferit, gitsene, git hadi metresine.." dedi gözlerine kırgın bakışlarıyla.
Sözleri Feritin kalbini paramparça etmişti, üzgün bakıyordu Ferit yüzüne, gözleri dolmuştu, "Seyran.." diye fısıldadı.
Seyran kapıyı hızla kapattı, kilitledi, Ferit çaresizlikle alnını kapıya dayadı,
"Duy beni..." diye fısıldadı.
"Nolur..bari sen beni dinle.." diye de ekledi.

Seyran dakikalardır kapının dibine çökmüş yaşlı gözlerle bakışları boşluğa dalmış öylece duruyordu, daha ilk günden aldığı darbe güvenini sarsmıştı..
Ferit birkaç dakika sonra kapıyı sessizce çaldı,
"Seyran çık lütfen.." dedi sessizce.
Seyran çöktüğü yerden bir an bile kıpırdamamıştı,
"Seyran bak yemek saati yaklaşıyor, aşağıya inmemiz gerek..yemekten sonra söz, söz sana herşeyi anlatacağım Seyran.." dedi buruk sesiyle, onun da ağladığı sesinden belliydi, Seyran sessizce oturduğu yerden kalkıp zorlukla ayakta dikildi, yüzünü ıslatıp biraz olsun kendine geldi.
Ferit kapının önüne çökmüş sessizce ağlıyordu, çaresizliğine, hatalarına, Seyranı üzmüş olmasına..
Kapının kilit sesini duyunca şaşkınlıkla sırtını dayadığı kapıdan uzaklaştı, saniyeler içinde kapı açıldı, kafasını kaldırıp Seyranın soluk yüzüne baktı, hızla yerden kalkıp gözyaşlarını sildi elinin tersiyle.
"Seyran..iyi misin?" diye sordu kısık sesiyle.
Seyran boş bakışlarla bakıyordu, boşluğa, Ferit yavaşça eline dokundu, ama çok sürmedi, Seyran hızla elini çekip uzaklaştı kapıdan. Eliyle yüzünü sıvazladı, saçlarını geri atıp konuştu, "Şu yemek faslı bitsin.." diyip sinirle Ferite döndü, "Bugün ne haltlar yediğini anlatacaksın!" dedi dişlerini sıkarak. Ferit yaşlı gözlerle yanına gitti, ellerini tutmaya yeltendi, "Sakın." diyerek sert bir dille uyardı Seyran gözlerinin içine bakarken.
"Dilinde yalanlarınla..o kıza dokunduğun pis ellerinle dokunma bana daha fazla.." dedi gözlerinin içine bakarak, sonra da dönüp kapıya yöneldi, odadan çıkıp merdivenlerden aşağıya indi.
Ferit odanın ortasında kalbine saplı hançerle kalakalmıştı, Seyranın sözleri kanatmıştı..
Gözyaşlarını silip kapıyı sinirle çarpıp çıkmıştı odadan, merdivenlerden inip salona girdi, herkes çoktan koltuklara yerleşmiş Halis Ağanın sofraya inmesini bekliyorlardı.
Ferit salona girince şaşırdı, baş köşede gülümseyerek sohbet eden bir Seyran görmeyi beklemiyordu..
Seyranın bakışları Feriti bulunca öfkeyle karardı, ama bunu sadece Ferit farketti, kısık sesiyle "İyi akşamlar.." dedi geçip Seyranın yanındaki tekli koltuğa otururken .
"Hoşgeldin oğlum.." dedi tebessümle Gülgün.
İfakat çatık kaşlarla baktı yüzüne, "Hoşgeldin..de bir sorun mu var? Ne bu yüzünün hali?" diyip ardından Seyrana baktı, neler olduğunu anlamaya çalışarak.
"Bişey yok yenge yorgunum sadece, işler yoğundu.." dedi ensesini kaşırken.
Seyran dediğine sesli kıkırdadı, ama sinirle, bakışlar anında üzerine çevrildi. Evden "iş" diye çıkıp o kızın yanına gittiği düşüncesiyle sinirleri tavan yapmıştı..
Ferit şaşkınlıkla baktı Seyrana, Seyran bakışlarını Ferite çevirip durumu toparlamak için konuştu.
"Karısını daha ilk günden evde yalnız bırakacak kadar yoğun.." dedi alaylı gülümsemeyle.
Ferit zorlukla yutkundu, İfakat ise gülerek bakışlarını kaçırdı, Orhan da güldü,
"Gelinim haklı Ferit, işin ailenden, karından daha mı önemli?" dedi uyarı tonuyla.
Asuman havadaki gerginliği az da olsa dağıtmak için cilveyle konuştu, "Aman aman, beterin de beteri varmış, ben kocamı boş yere zorbalamışım.." diyip güldü, bir elini Fuatın omzuna koyup, diğer eliyle de elini tutarken.
Latif, Halis Ağanın geleceği haberini verince herkes ayaklanıp masadaki yerlerini aldı, Seyran ve Ferit en sona kalmıştı, Ferit masadaki yerine geçti, Seyranın masadan uzakta öylece durduğunu farkedince tebessümle yanındaki sandalyeyi çekti, "Gel Seyran, burası senin yerin.." dedi tebessümle, Seyran heyecanla oturdu Korhanların sofrasına.

"Antepli"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin