İyiki..
Gözlerim çığlıklarımın duyulduğu pencerelere dalmış, bedenim boşluktaydı, kalabalıkta yapayalnızdım o an..
Herkes bir telaş içindeydi, kimse beni görmüyordu.
Ben zihnimin sokaklarında düşüncelerimden kaçarken bir el tuttu ellerimi, çekip çıkardı beni ordan.
"Seyran iyi misin?" diye sordu Ferit dolan gözlerimi fark edince, sudan çıkmışcasına, dakikalardır nefessiz kaldığımdan habersiz derin bir nefes aldım, Feritin gözlerine baktım "Ferit.." dedim çaresizce.
Kapıdan koşarak kaçmama ramak kalmıştı, duvarlar üzerime geliyordu, korkutuyordu. Korkuyla baktı gözlerime, "Seyran.." dedi fısıltıyla..
Onu daha fazla korkutmak istemediğim için ellerimle yüzünü sıvazladım, toparlandım "Ben bi odama çıkıp duş alıcam, öyle gelirim yanınıza.."
Bakışları yumuşamıştı, "Peki, nasıl istersen.."
Merdivenlere ilerledim, kendime daha fazla işkence edecek durumda değildim..hızla çıktım ve odamın kapısını yavaşça araladım. Benim bıraktığımın aksine oda toplu ve tertemizdi, en önemlisi de kırılacak bişey kalmamıştı..sakinleşip banyoya girdim. Yaklaşık on beş dakika sonra çıktım banyodan, aklım biraz olsun durulmuştu ama ruh gibiydim. Üzerime gri bol paça eşofman ve siyah bir tişört giydim, saçlarımı da tarayıp, kuruttum. Odadan çıktığımda bahçede kimse yoktu, muhtemelen salona geçmişlerdi, bakışlarımı merdivenlere çevirince Feriti gördüm. Son basamakta başını ellerinin arasına almış oturuyordu, ah be adam..beni bu kadar düşünmesi, üzerime titremesi çok hoşuma gidiyordu..
Düşüncelerimle yüzüme gülümseme yayılmıştı, kapıyı kapatınca bakışları hemen beni buldu ve gülümseyerek ayağa kalktı. "Kapımda beklemene gerek yoktu.."
dedim merdivenden inerken, "Sence?" dediğine kıkırdadım, "Korkmana gerek yok, odada kıracak bişey kalmamış. Yani istesem de kendime bişey yapamam."
Dediğim komik geldiği için güldü ama bir taraftan da gülüşüne engel olmaya çalışıyordu, "Ya Seyran, laf mı şimdi bu.." İkimizde güldük, salona girince herkes çoktan yerlerini almış kahvelerini yudumluyorlardı, Halis Ağa beni fark edince "Daha iyi misin Seyran kızım?" diye sordu. Tebessümle başımı eğdim, "Sağolun efendim, daha iyiyim." o da başını eğdi, "İyi ol gelinim, iyi ol."
Bu kelime ilk defa bu kadar güzel gelmişti kulağıma..
tebessümle Ferite baktım, çapkın bir gülüş yerleşmişti dudaklarına. Geçip Hattuç halamın yanına oturdum, herkes sohbete dalmışken İfakat hanım, Feritin yengesi olarak tanıdığım kadının sözleri ilişti kulağıma. "Kına hazırlığı da yarım kaldı, bende gelmişken aradan çıkarırdık." Gülgün hanımdan cevap gecikmedi, "Gelinim daha yeni bir olay atlattı İfakat, bir kaç gün dinlensin. Bizde o sırada hazırlığımızı tamamlarız, sonrada bir tarih veririz.."
Halis Ağa girdi söze, "Gelinler! Yahu önce bi Seyran gelinime de danışsaydınız, Seyran kızım sen kendini nasıl hissediyorsun, eğer uygunsa bu haftasonu yakalım mı kınanı." dedi. Gözler üzerimdeydi, ne diyecektim şimdi?
Gelişine vuracaktım artık..
"Bunun eğrisi düzü yok Halis Ağa! Kız kısmına ne zamandır sorulur olmuş bu işler? Seyran için büyüğü ne derse uygunu o dur." dedi Hattuç hala bana söz hakkı vermeden ve ekledi, "Örfümüze adetimize uygun, önce kına iki gün sonrasına da allahın izniyle nikah yapılıcii." dedi net bir şekilde. Ben dediklerini şaşkınlıkla dinliyordum, halam babama bile söz hakkı vermemişti..Halis Ağa da duyduklarıyla şaşkınlıkla baktı halama, "Elbette Hatice, bizde üzerimize düşeni yapacağız.." dedi ve başını önüne eğdi. Babam uzun bir sessizliğin sonunda konuştu, "Seyran da istiyse yaparık evvel allah!" diyip bana baktı.
İstiyor muydum? bu sorunun cevabı galiba artık evetti, gözlerim Feriti buldu, gözlerinin içindeki umut ışığı yansıdı yüzüme..
Hattuç hala vitesi aşağıya almış olacak ki, "İstiyor tabi benim kızım, sen karışma Kazım. Biz hala yeğen konuşucuz, hazırlıklara da yarın başlarız hayırlısıyla."
dedi ve lafı babamın ağzına tıkadı.
Korhanlar gideli bir saat olmuştu, Feritle zor da olsa sessizce vedalaştık..gittikten sonra odama kapanmıştım, yatağın üzerine uzanmış öylece tavanı izliyordum.
Odaya yayılan bildirim sesiyle telefonu elime aldım,
Mesaj kayıtlı olmayan bir numaradandı, ama ezberimdeydi..
"Antep fıstığı, naber?" mesajı okuyunca ağzım tam anlamıyla kulaklarıma varmıştı.
"Ferit?" dedim anlamamış gibi.
"Numaramı kaydetmedin mi?", kıkırdadım
"Yok kaydedemedim, şimdi ediyorum."
Numarasını, Ferit yazıp telefon rehberime kaydettim,
tam o sırada yine mesaj geldi,
"Kocacım diye kaydet ama müstakbel karıcım." saniyesinde cıvımıştı!
"Ona daha çooook var Ferit." yazıp yolladım.
Ben salak salak kıkırdarken kapı tıklatıldı, toparlanıp "Gel." diye seslendim.
Çiçek abla girdi içeri, "Ablam.." kapıyı kapatıp koşup sarıldı. "Seyranım, Seyranım.." diye fısıldadı
Ayrılıp yüzüme baktı, ellerimi tutup naifçe öptü, "Ne ettin sen Seyran.." diye fısıldadı,
"Ya bişey olsaydı sana..allahım korudu..." dedi endişeyle.
"Üzülme ablam, ben artık gerçekten iyiyim.. biraz kan şekerim düştü, o kadar." dedim şakaya vurup.
"İyisin ama demi? Bir şey getireyim ister misin? "
gözleri dolmuştu, bir elim dikişli, diğer elimde kesiklerle doluydu. Sargılı ellerimle kavradım ellerini,
"Üzülme ablam, benim belki de bunu yapmam gerekiyordu.. zehirimi akıtmam boğazımda ki acıdan kurtulmam gerekiyordu. Sizi korkutmaya hakkım yoktu, özür dilerim."
Gözyaşlarını silip konuştu, "Allahıma çok şükür iyisin ama şimdi, hem bak Hattuç hala yolladı beni. Sana diyecekleri varmış, söyle de yanıma uğrasın dedi."
Başımla onayladım, "Tamam ben uğrarım yanına, sende daha fazla üzülme.." diyip sarıldım.
Çiçek abla çıkınca üstümü başımı düzeltip çıktım odadan, Hattuç halanın kapısını tıklattım ve içeri girdim, halam minderde oturuyordu ve önünde kocaman tahtadan bir sandık vardı. Etrafa saçtığı işlemeleri incelemeye başladım, "Gel hele Seyran, konuşucuu çok şey var." dedi kısık sesiyle. Başımla onaylayıp yanına yaklaştım, "Gel, otur." diyip mindere vurdu elini. Yanına oturdum ve elinde ki oyaları inceledim, "De bakalım evvela, senin bu evlilikte, Feritte gönlün varmı?" gözlerimin içine bakarak sorduğu soruya şaşkın bakışlarımla cevap verdim. Nereden görülmüş kız kısmına fikir sorulduğu..
"Utanma da sıkılma da Seyran, gençliğinin baharındasın.
Bakma Kazım cahillik ediyi, ama Seyran kız kısmının görgüsü, adeti budur, biz çok şey görüp bilmeyiz Seyran. Ağamız, atamız ne derse o dur...ben senin asıl sevdanı biliyim okumak istiyin.. Boş hevesler etme, bak baban size ne hocalar tuttu okutucim insan edicim diye...
Senin şimdiki görevin evinin hanımı olmak..bak koskoca Korhanlar kapımızda yatıp kalkiyi, gelip seni istediler,seni kendilerine uygun görmüşler, sana köklü bir soyadı, sıcak bir aile, huzurlu bi ömür vermeye hazırlar. Lafıma karşı gelmeden evvel eyice bi düşün, sen eğer bu fırsatı geri tepersen baban sana neler eder bilmiyin mi! Elinden seni ben bile kurtaramam Seyran." Dediklerinde haklı, haksız olduğu bir çok konu vardı, bir süre daldı bakışlarım... o sırada halam kısık sesiyle tekrar konuştu "Benim düştüğüm yanlışa düşme diye uğraşiyim Seyran, sende gözlerin kapıda, kalbinde sevda yüküyle bir ömür bu konağın duvarlarına bakarak çürüme diye uğraşiyim." dedikleriyle başımı eğdim, gözümden akan yaşa engel olmak için. Kısa bir sessizliğin ardından "Ben o oğlanın bakışını tanıdım Seyran.." dedi fısıltıyla halamında gözleri dolmuştu. Ben yüzüne bakarken, onun bakışları kapıda konuşuyordu "Yıllar evvel, ha şu konağın kapısında her dikildiğinde...bana gizli gizli bakan Halisin bakışlarıdır bunlar. Bu oğlan sana çok derin bakiyi Seyran.." duyduklarımla gözlerim fal taşı gibi açıldı, Şanlı'ların Haticesi, güzelliği dillere destan olan o kızın kalbine gömdüğü sevdası Halis Korhan mıydı?
Uzun bir sessizlik oluştu halamın sözleri üzerine, bir süre sonra gözyaşlarını gizlice sildi.
"Kimsenin yapmadığını yaptı o bana.." dedim fısıltıyla
Halamın bakışları anında beni buldu, bende gözlerine bakarak konuştum, "Kimsenin bana yıllarca uzatmadığı o yardım elini uzattı, bana şartsız koşulsuz güvendi, bende ona.."
Duyduklarıyla gülümsedi, "Hele gözlerin neler diyii bir görsen.." mahçup bir şekilde başımı eğdim. "Sen bunları edince babanın gözü eyice bi korktu, paçaları tutuştu vallaha. Sabahı zor ettik Seyran, sen şimdi işin doğrusunu de hele, gönlün varmı bu işte?"
Gözlerine baktım, bu saaten sonra caymak beni felakete sürüklerdi. Gönlüm de vardı ama..
"Var hala." dedim kısık çıkan sesimle.
Halam eliyle dizime vurdu hafifçe, "Hayırlısı olsun o vakit." diyip gülümsedi.
"Ben Gülgün hanımlarla konuşucim, Perşembeye kınayı yaparız allahın izniyle. İki gün sonrasına da siz damatla gidip nikah günü alırsınız."
Beni çoktan heyecan basmıştı, halamın sesiyle kendime geldim.. "Hayde git anana haber et, kına hazırlıklarına başlasın!" dedi heyecanla. Kalkıp elini öptüm, odadan çıkınca nefesim kesilmişti bir kaç gün sonra evleniyorduk.. Aşağıya inip mutfağa doğru gittim yavaş adımlarla, o sırada da ablamla karşılaştım, neşeme neşe katmıştı.
"Ablam!" diyip sarıldım, "Yavaş kız deli!"
Ayrılıp yüzüne baktım kocaman gülümsememle,
"Seni bana Allah gönderdi! Hemen benimle geliyorsun!"
Şaşkın gözlerle bana bakıyordu, "Tövbe bismillah kız ne kaçtı senin içine? Dün ne haldeydin, ne çabuk unuttun kızım." dedi kaşları çatık. "Unutmadım, unutmayacağım da ama dün yaşandı bitti abla! Hadi gel bak güzel haberlerim var sana." Ablamı yaralı ellerimle zar zor çekiştirerek odamıza çıkardım, kapıyı kapatınca heyecanla gülümsedim yüzüne. "Perşembe akşamı kınam var!" dedim ve ellerimle ağzımı kapattım.
Duyduklarıyla dudakları şaşkınlıkla aralandı, "Ne!Nasıl?" yanına oturup halamla konuştuklarımızı anlatmaya başladım, Halis Ağa konusu hariç..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Antepli"
Fantasy#yalicapkini #afrasaracoglu #mertramazandemir #seyfer #Antepli #dizi #tv #hikaye