Medya: Poyraz Korkmaz
İyi Okumalar!
-----------------------------------
Aynaya iyice yaklaşıp ağzım açık bir şekilde rimelimi sürerken yan odadan duvarıma atılan basket topu ile yerimden sıçradım. Bütün göz kapağım rimel olmuştu. Oysaki bugünkü makyajıma çok özenmiş, farımı çok sevmiştim.
Duvarımda yankılanan basketbol topu sesinin 'Ben çıkıyorum, seni okula bırakmamı istiyorsan hemen kapıya gel.' demek olduğunu bildiğim için elimdeki malzemelerin hepsini makyaj çantasıyla beraber çantama sıkıştırırken bir yandan da abime söyleniyordum.
Kapıyı açıp tek ayağımın üzerinde zıplayarak kapıdan çıkarken diğer ayağıma da çorabımı geçirmeye çalışıyordum. Abim koridordan hızlıca geçerken "Hadi hadi!" diyerek sinirlerimi iyice tepeme çıkardı. Duymaması için kısık tuttuğum sesimle "Keşke annem boyun posun devrilsin dediğinde tövbe diyeceğime amin deseydim." diye homurdandım. Abim duymuş olmalı ki beni beklemeden kapıyı çekerek evden çıktı.
Ev ahalisine en tiz çığlığımı sunarken komodinden ceketimi alarak kapıyı açıp hızlıca ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. "Yahu bir gün de erken kalkıp şu kahvaltı masasına oturduğunuzu görmeyecek miyim be çocuğum!" diye söylenen annem beni son dakika kapıda yakaladı ve elime iki adet sandviç sıkıştırdı. Minnettar bir şekilde anneme gülümseyip öpücük attıktan sonra koşar adımlarla merdivenleri indim ve hızımı alamayarak eli kapı kolunda, vücudu apartman kapısının önünü kaplayan abimin sırtına çarptım. Sandviç tuttuğum elimin tersiyle alnımı ovarken bir yandan da her zaman olduğu gibi abime söyleniyordum.
"Yahu koştun koştun da apartman kapısına gelince mi beklemek aklına geldi pis adam!"
Abim beklediğimden sinirli bir şekilde "Hale, sus ve arabaya geç!" deyince afallayarak vücudunun açıkta bıraktığı ufacık bir boşluktan dışarı çıktım ancak çıkmamla abimin yanında donup kalmam bir oldu. Mustafa amca ve Poyraz arabadan büyük ihtimalle Poyraz'ın olan eşyaları indiriyorlardı. Poyraz gelmişti... Elim istemsiz olarak sol gözümü kapadı. Sabah abimin saldırıları yüzünden göz kapağım rimel ile kaplıydı. Hiç dikkat çekmeden yavaş adımlarla abimin arabasına doğru yönelmişken Mustafa amca arkamdan seslendi.
"Çınar oğlum, Hale kızım. Bakın kim geldi!"
Mustafa amcanın heyecanlı sesiyle, elim hala gözümde iken topuğumun üzerinde onlara dönerek tatlı olduğuna inandığım hatta tatlı olması için yalvardığım bir gülümseme ile Mustafa amcaya başımı hafifçe önüme eğerek selam verdim. Bu gergin ortam dağılsın diye dua ederken abim önüme geçerek Poyraz'a doğru yöneldi ve "Hoş geldin Poyraz." diyerek elini uzattı. Onları yan yana görmeyi özlemiştim.
Poyraz, abimden 5- 6 santimetre daha uzundu. Koyu kumral saçları dağılmış alnına düşmüştü. Bembeyaz ve kemikli yüzünde gözlerinin hemen altlarına yerleşen mor halkalar ne kadar yorgun olduğunu gözler önüne seriyordu. Tıraş olmadığı için hafifçe sakalları çıkmış bu da yüzüne daha da yorgun bir ifade yerleştirmişti. Elini uzatıp abimin havadaki elini kavradığında buruk bir şekilde gülümsedi. Aralarında ne geçiyordu, neler yaşanmıştı bilmiyordum ama Poyraz kırgındı. Sadece abime bakışlarından bile belli oluyordu ne kadar kırıldığı. Bunca yıldır kırgın olanı hep abim sanardık. İki aile ne zaman bir araya gelse abime hak verilir, keşke Poyraz İstanbullara gitmeseydi denir ve neyse barışırlar dilekleriyle konu kapanırdı.
Poyraz ani bir hareketle abimi tuttuğu elinden çekerek ona sarıldı ve elleriyle sert bir şekilde sırtına vurdu. Yüzündeki buruk gülümsemenin yerini büyük bir sırıtışa bırakırken "Hoş buldum kardeşim!" dedi. Abim bir süre tepkisiz kaldıktan sonra yavaşça geri çekilerek elini Poyraz'ın omzuna koyarak omzunu sıktı ve "Eyvallah." derken Poyraz'a içten bir gülümseme bahşetmeyi unutmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahalle Arasında
Teen FictionYüzüme çarpan hava ile uykum da açılmış, yere ve oynayıp durduğu ellerine bakarak yürüyen Beste'nin ne söyleyeceğini merak etmeye başlamıştım. "Dökül bakalım esmer şekerim." diyerek ortamdaki gerginliği azaltmaya çalıştım. Beste gözlerini yerden kal...