Bölüm 1

1.3K 116 191
                                    

Medya: Hale Kaya

İyi Okumalar!

Okumaya başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz!

---------------------------

Üçüncü hatta dördüncü kez aralıksız bir şekilde çalan zil sesini bastırmak için başımı yastığın altına sokarak yastığı var gücümle kulaklarıma bastırdım. Pazar günü sabahın bu saatinde zile basmak insanlık suçu olmalıyken art arda birden fazla kez basmayı düşünemiyordum bile... Bu konuyu fakültedeki hocalarla tartışmalıydım.

Zil sesinin kesilmiş olmasının verdiği huzurla kafamı uysalca yastığın altından çıkarırken ani bir gürültüyle açılan kapım bu huzurlu anları bir bıçak gibi kesti. "Beste kapıda, git bak ne istiyormuş bu saatte!" Derken abimin sesinin yaydığı "mutlu" tını onun da zil sesiyle uyandığını anlamama yetmişti.

Ayaklarımı yatağın bir ucuna kollarımı diğer ucuna açarak gerinirken aynı zamanda abime "Saat kaç?" diye sordum. Bana göz devirerek odadan çıkarken "On bir." dediğini zar zor işitmiştim. Vize haftam olduğu için bütün gece ders çalışmıştım. Hukuk okuyordum ve vize haftam gelmişti. Henüz üçüncü sınıftım ancak abimle aynı bölümü okumak gibi bir hata yaptığım için onun derece yaparak mezun olduğu okulu en azından tökezlemeden bitirmek zorundaydım. Abimi severdim ancak kendisinin egoist olduğunu asla inkâr edemezdim. İki yıl önce okulunu bitirmiş geçen yıl ise zorunlu stajını tamamlamış ve şu an aile dostumuz olan bir avukatın yanında beraber çalışıyorlardı. Aslında bu alanı seçerken hayalleri çok daha farklıydı. Abimin hayallerini düşünürken aklıma gelen kişiyle kalbimde bir şeylerin sızladığını hissettim. 'Hayır Hale' dedim kendi kendime '6 yıl oldu, bunu kendine yapamazsın!'

Kafamdaki düşünceleri bir rafa kaldırırken -ki kesinlikle daha sonra yeniden ele alacaktım çünkü bir şekilde dönüp dolaşıp aynı noktaya geri geliyordum- yatağımın yanındaki pembe pelüş terlikleri giyerek odamdan çıktım ve paytak adımlarla kapıya yöneldim. "Beste, neden içeri girmedin?" Kapıda sabırsız bir şekilde ayak parmak uçlarıyla ritmi tutarak beni bekleyen Beste'ye anlamsız gözlerle baktım.

Beste ailesiyle beraber üst katımızda oturuyordu. Benden bir yaş büyüktü ancak çok yakın arkadaştık. Bir sene mezuna kaldığı için üniversiteye aynı anda başlamış ve bir daha hiç ayrılmamıştık. Aslında mezuna kalma nedeni de aynı üniversiteye gidebilmemizdi zaten. Beste'nin abimle yaşıt bir abisi vardı. Benden üç yaş büyük, yani şu an 24 yaşındaydı. Mahalleye dokuz yıl önce Hasan amcanın tayiniyle taşınmışlardı. Abimle Beste'nin abisi, Poyraz, beraber liseye başlamışlar ve çok yakın bir ikili olmuşlardı. Onlar lise son sınıftayken ben lise bir, Beste ise lise ikiydi. O zaman abim ve Poyraz bir karar almışlardı: beraber hukuk okuyacak ve ofis açacaklardı. Her şeyi beraber yapar, bizi asla aralarına almazlardı. Kavgaya da beraber giderlerdi ders çalışmaya da.

Onların bu 'asi've bizi içine almadıkları hayatları bizde devasa bir hayranlık hissi oluştururdu. Beste ile sürekli onları konuşur, onları takip ederdik. Bazen o kadar çok yalvarırdık ki bizi de dışarı çıkarmak zorunda kalırlardı. Bir süre sonra Beste'nin abimden hoşlandığını benim de Poyraz'dan hoşlandığımı fark ettik. Onlar hukuk okumak istediği için daha lisenin başında biz de hukuk okumaya karar vermiştik. Abimler Gazi Üniversite'sini kazanacak, Beste iki yıl sonra peşlerinden gidecek bense bir yıl sonra aralarına katılacaktım. Böylece okulda birileriyle görüşmediklerinden emin olacak ve hiç peşlerinden ayrılmayacaktık.

Ancak işler çok da planlandığı gibi gitmedi. Poyraz ve abim ilk tercih gününde listelerini beraber tamamlayıp sisteme yüklemişlerdi. Sonrasında öğrendiğimize göre Poyraz bütün tercihlerini değiştirmiş ve hepsine İstanbul yazmıştı. Abim Ankara'da hukuk okudu Poyraz ise İstanbul'da.

Mahalle ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin