Bölüm 3

626 71 79
                                    

Medya: Hale Kaya

İyi Okumalar!

***

Siyah kotumun üzerine bordo örgü kazağımı geçirerek aynanın karşısına geçtim. Sadece nemlendirici ve güneş kremi sürdüğüm yüzüme ten makyajı yapmamış, kalemle kalın bir eyeliner çekmiştim. Akşam çatıda mahallenin gençleriyle yemek yiyeceğimiz için öğleden sonraki dersime kadar annemle sarma sarmış ve börek yapmıştık. Çok az bir vaktim kaldığı için on dakika içinde hazırlanmış, içine zorlasam kendimi bile sığdırabileceğim çantaya kitaplarımı, diz üstü bilgisayarımı ve makyaj malzemelerimi yerleştirerek odadan çıktım. Akşam kütüphanede Efelerle ders çalışacağımız için eve uğrayıp hazırladığımız yemekleri alarak çatıya geçecektim. O yüzden tipime büyük ihtimalle okulda çekidüzen veririm diye yanıma makyaj malzemelerimi de almıştım.

Aşağı indiğimde Beste'nin henüz gelmediğini görünce aşağıdan zillerine bastım. Diyafondan Beste'nin "İki saniye içinde geliyorum." sesini duyduktan yaklaşık 12 dakika 43 saniye sonra Beste Hanımlar teşrif ettiler.

Beraber otobüse bindiğimizde Beste bir şey söylemek istiyor ama çekiniyor gibi duruyordu. İki üç kez ağzını açıp bir şey söylemeden kapatınca dayanamayarak "Söyle bakalım esmer şekerim, nedir derdin?" diyerek Beste'ye döndüm. Beste bunu bekliyormuş gibi "Hale..." diyerek tepkimi ölçmek ister gibi gözlerime baktı.

"Hale, Melike abime hoş geldin partisi düzenlemek istiyormuş. Eskiden mahallede dönen yakıştırmalardan dolayı eğer rahatsız olacaksan abimi ikna ederim gitmeyiz. Üzülme tamam mı, kabul etmek zorunda değiliz." Beste her an kırılacak bir vazoymuşum gibi iki elini usulca kollarıma yerleştirmiş sanki bir suç işlemiş gibi gözlerimin içine bakıyordu. O sadece bir yakıştırmadan dolayı benim canımın yanmasından bu denli korkarken ben Melike ile abimin sevgili olduğunu ona nasıl söyleyecektim? İçimde bir şeylerin sızladığını hissettim. Şu ana kadar Beste'nin beni anlayacağını, benim yerimde olsa onun da aynısını yapacağını düşünüp duruyordum. Ancak şu an tüm olumlu düşüncelerim ortadan kalkmış dün olanları Beste'ye onu kırmadan anlatmak imkânsız bir hal almıştı.

Boğazımı temizleyerek gözlerimi kaçırdım. "Beste, hadi bugün okula gitmek yerine kafeye gidip biraz konuşalım biraz olur mu?" Bu sefer yalvaran gözlerle bakan bendim. O ise bir şeyler olduğunu anlamış ellerini üzerimden çekmiş ve sorgulayan gözlerle bana bakıyordu. Kahve gözlerinden geçen soru işaretlerini görebiliyordum adeta. Gözlerini kısarak bana bakarken "Neler oluyor Hale? Bir şey biliyorsun. Anlat burada, bir yere gitmiyorum."

Buse gözlerini kaçırmadan bana bakarken "Beste, hadi sessiz bir yere gidip konuşalım. Otobüste rahat konuşamayız." diye direttim.

Beste artık sinirlenmeye başladığını belli eden bir şekilde gözlerini sıkıca kapatırken bileğinden çıkardığı tokayla açık kahve saçlarını gevşek bir topuz yaptı. Gözlerini yeniden açtığında soru işaretlerinin yerini sinir almış göz rengi adeta bir ton daha koyulaşmıştı. "Hale, anlat dedim." derken artık başka bir çaremin kalmadığını hissetmiştim.

"Dün Melike bize yemeğe geldi." derken önüme dönmüş ve başımı yere eğmiştim. Beste'yi en az kıracak şekilde nasıl anlatabileceğimi düşünürken düşüncelerimi Beste'nin "Seher teyzeler mi geldi?" sorusu böldü.

Kafamı hızlıca sallarken "Sadece Melike." dedim. Başımı yerden kaldırmadan konuşmaya devam ettim. "Abimle görüşüyorlarmış bir süredir. Ailelere açıklamaya karar vermişler. Ondan gelmiş." Sesimi kendim bile zor duyarken gözlerimi sıkıca kapamıştım çünkü tepkisini görmeye cesaretim yoktu.

"Bana neden söylemedin?" derken Beste'nin sesi benimkinden de kısık çıkmıştı. "Ben konuyu açmasam anlatmayacaktın bile." Beste'ye bakmıyordum ancak yaşadığı hayal kırıklığını sesinden bile anlayabiliyordum.

Mahalle ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin