Sayın mahalle sakinleri,
Önceki bölümde de söylediğim gibi hikayenin gidişatına yorumlarınızı dikkate alıyorum olacağım. Okurken ana karakterler veya yan karakterlerle ilgili görüşlerinizi paylaşabilirseniz sevinirim.
İyi okumalar.
***Sandalyemde huzursuzca kıpırdandım. Az önce gülüp eğlendiğimiz masa ölüm sessizliğine bürünmüştü.
Abim ve Melike de aramıza katılınca kalkamayacağımızı anlayıp kahve söylemiştik. Kahvemden gergince bir yudum alırken karşımda dizilen Efe, Emir, Poyraz ve abime hızlıca göz gezdirdim. Masada neredeyse kimse birbirinden haz etmiyordu.Abim mahallede yaşanan olaydan sonra Efe'ye gördüğü an saldırıyordu. poyraz ile zaten aralarında metrelerce öteden hissedilen bir gerginlik varken yan yana oturmuşlardı.
İnsanın istemediği ot yanında bitermiş gibi Melike de Beste'nin yanına oturmuştu. Hemen yanımda oturan Beste'nin ne kadar gerildiğini hissedebiliyordum. Poyraz'ın da Beste'den bir farkı yoktu. Abi kardeş, Melike'den nefret edenler derneği başkanları olabilirlerdi.
Ben etrafa gergince bakarken Emir ile göz göze geldik ve sanki gerildiğimi hissetmiş gibi bir sorun olmadığını gösterir şekilde gülümsedi. Emir böyleydi işte. Bir sorunumuz olduğunda, çıkmaza düştüğümüzde her zaman yanımızdaydı. Omzumdaki elinin varlığını her zaman hissederdim. Dışarıdan çok soğuk göründüğü kendisinden hoşlanan kızları çok rahat terslediği için onun 'insan' hallerini gördüğümde çok şaşırmıştım. Emir'in gülümsemesine karşılık verirken abimin hiç de kibar olmayan bir şekilde "Ben sana kardeşimin etrafında dolaşma demedim mi lan zibidi!" diye adeta tıslamasıyla herkes gibi abime döndüm. Masanın üstüne doğru eğilmiş, Efe'ye laf atıyordu.
"Şimdi Çınar abi beycim, laf oyunu yapmayı da aslında hiç sevmem ama kardeşimin etrafında dolaşma demedin, mahallemin etrafında dolaşma dedin." Efe bilmiş ve sakin tavırlarıyla açıklama yaparken abim sabır çekerek arkasına yaslanmıştı. Efe açıklamalarına küçük bir es verdikten sonra "Çınar abi beycim, ben zaten evliyim. Benim karı kızla işim olmaz. Rüveyda karıcım ne derse o." diyerek çok normal bir şeyden bahseder gibi açıklamasını tamamlamıştı. Efenin sakin sesinden sonra Rüveyda'nın "Ne karısı be!" diye corlamasıyla neredeyse herkes yerinden sıçramıştı.
"Çınar abi vallahi döv şunu. Sen Efe'yi döv, ben ayıranı döveceğim söz." Rüveyda o kadar hızlı konuşmuştu ki herkes bu haline gülerken Efe uzanarak Rüveyda'nın elini tuttu ve "Hayatım evin içerisinde yaşadığımız gerginlikleri dışarı yansıtmasak mı?" diyerek ölümcül darbeyi vurdu. Rüveyda dayanamayarak "Ay yok, ben döveceğim bunu!" diyerek yerinden kalkarken onu zar zor yerine oturttum. Ufacık tefecik, minyon bir şeydi ama gerçekten vurdu mu üç gün izi geçmezdi. Rüveyda söylenerek yerine geri otururken, büyük ihtimalle içi soğusun diye, Emir Efe'nin ensesine vurarak "Uzatma lan yeter." diye ikaz etti.
Bir süre sonra aradaki gerginlik biraz daha azalmış ve herkesin -Melike hariç- ortak noktası olan hukuk hakkında bit sohbet dönmeye başlamıştı. Melike bu konulara yabancı olduğu için arada bir seslice nefesini dışarıya veriyor, sıkıldığını belli ediyordu.
Çarprazımda oturduğu için abimin mahçup bir şekilde "idare et" der gibi gülümsediğini görebiliyordum ve abimi huzursuz ettiği için istemsizce Melike'ye gıcık olmuştum.
Her ne kadar bir sohbet dönse de herkes hala diken üstünde gibiydi. Emir hariç... Emir ne sohbetlere katılıyor ne de konuşulanlara bir tepki veriyordu. Düşündüğümde masada kimseyle sorunu olmayan tek kişi olduğu için umursamaz olması normaldi. Bense Poyraz ve abimin neden aynı anda bize mesaj attığını ve arka arkaya yanımıza geldiklerini düşünüyordum. Abimin yanında Melike de olduğu için işler garip bir hal almıştı. Gözlerimi kısmış bir şekilde bir Poyraz'a bir de abime bakıyordum. Sanki dikkatli bakarsam anlayacakmışım gibi iyice odaklanmıştım. O kadar dikkatli bakıyordum ki bir süre sonra hissetmiş olmalılar ki ikisi de bana döndü. Aynı anda "bir sorun mu var" der gibi kafalarını salladıklarında masumca gülümseyerek önüme döndüm. Bu kadar aynı olmanıza hiç gerek yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahalle Arasında
Teen FictionYüzüme çarpan hava ile uykum da açılmış, yere ve oynayıp durduğu ellerine bakarak yürüyen Beste'nin ne söyleyeceğini merak etmeye başlamıştım. "Dökül bakalım esmer şekerim." diyerek ortamdaki gerginliği azaltmaya çalıştım. Beste gözlerini yerden kal...