Sayın mahalle sakinleri, uzun zamandır bölüm atamadığım için bu haftaki ikinci bölümü paylaşıyorum. Bölümle ilgili görüşlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.
İyi Okumalar!
***
Üçüncü ders de bittiğinde kampüsten tabiri caizse sürünerek çıkmıştım. Lisede sekiz saat derse nasıl girebiliyordum aklım almıyor. Üniversitede bir saat ders bile beni yormaya ve yıpratmaya yetiyordu. İlk sene ilk gün ders olmaz rahatlığı ile etrafa gülücükler saçarken derslere hızlı bir giriş yaptığımızda anlamalıydım: kötü günler geride kalmıştı, şimdi sırada daha kötü günler vardı.
Kampüsün kapısında bekleyen Beste ve Rüveyda'nın yanına gittiğimde onların da benden farklı olmadığını gördüm. Benim hemen arkamdan Efe ve Emir de geldiğinde pizza yemeye hazırdık. Tam hareketleneceğimiz sırada Beste muzipçe gülümseyerek "Efe hayırdır kankacım, kantinde bir kızla takılıyordunuz?" diye Efe'ye sataştı. Efe ise bu saldırıdan umursamaz bir tavırla omuz silkip "Rüveyda'dan başkasına yürüyeceğimi düşünmeniz beni üzer..." diyerek hasar almadan sıyrılmıştı.
Rüveyda onaylamaz bir şekilde başını iki yana sallayarak "Canım Efe, keşke beni bu kadar sevmesen." dedikten sonra bizi beklemeden pizzacıya doğru ilerlemeye başladığında Efe de "Canım Rüveyda, keşke bu kadar hayal kurmasan." diyerek peşinden gitmişti. Beste de onlarla yürümeye başladığında Emir'le onları takip etmeye başlamıştık.
Efe ilk yıldan beri Rüveyda'dan hoşlanıyordu ancak ona arkadaş olarak yaklaşmış ve Rüveyda'yı dört kişilik arkadaş grubumuza dahil etmişti. En başta Beste ile ikimiz takılırdık. Efe'yle de Emir yakın arkadaşlardı. Bu beşliyi bir araya getiren Efe olmuştu. İlk yılın sonunda Efe, Rüveyda'dan hoşlandığını açıkça belirtmeye başlamıştı ancak kendisi hızlı bir arkadaşımız olduğu için Rüveyda zaten bu ilişkinin yürümeyeceğini düşünerek arkadaş grubumuzun bozulmaması adına inatla Efe'yi reddetmişti. Ne Efe Rüveyda'ya yürümekten vazgeçmişti ne de Rüveyda Efe'yi reddetmekten. Hatta bir keresinde Efe Emir'i benimle veya Beste ile sevgili olması için ikna etmeye çalışmıştı. Böylece arkadaş grubumuz bozulacak, o da Rüveyda ile mutlu mesut yaşayabilecekti. Efe gibi sadık bir arkadaş öyle herkese nasip olmazdı...
Hemen önümüzde Efe, Rüveyda ve Beste şakalaşarak yürümeye devam ederlerken Emir'in cebinden sigara çıkarıp yakması üzerine "cık cık" sesleri çıkararak belki de yüzüncü kez "Göz göre göre zehirliyorsun kendini." diye söylendim. Emir ise gülümseyerek bana döndü ve "...dedi günde üç tane çikolata yiyen kız." dedi. Haklıydı şimdi çocuk. Ama malum, altta kalanın canı çıkacağı için asla altta kalamazdım. O nedenle bilmiş bir şekilde "Sigara daha zararlı bir kere canım. Yüz çikolata yersen anca bir sigara içmiş gibi olursun. Bilimsel olarak kanıtlanmış bir bilgi bu." Emir'in konuşmasına fırsat bırakmadan o ağzını açar açmaz "Kim tarafından kanıtlandı diye soracaksın şimdi sen. Hemen söyleyeyim, ben tarafımdan." Emir kahkaha atarken ben zaferimin haklı gururunu yaşıyordum.
Emir yanından geçtiğimiz çöp kutusunun önünde durduğunda anlamaz gözlerle ona baktım. O ise serçe parmağını bana uzatarak "O zaman bir anlaşma yapalım: sen çikolatayı bırak ben de sigarayı. Sen bir çikolata yersen ben üç tane sigara içerim ama." dedi. "Neden sen üç tane içiyorsun da ben bir tane yiyorum?" diye itiraz ederken serçe parmağını yukarı doğru kaldırarak gözümün önünde salladı. "Kabul ediyor musun, etmiyor musun?" demesi üzerine serçe parmağımı onunkine geçirdim ve anlaşma imzalanmış oldu. Elindeki sigarayı söndürüp çöpe attığında hızlanarak bizimkilere yetiştik.
***
Kafeye oturmuş pizzalarımızın gelmesini bekliyorduk. Masanın bir tarafında Rüveyda, ben ve Beste otururken Efe Rüveyda'nın karşısına, Emir de benim karşıma oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahalle Arasında
Teen FictionYüzüme çarpan hava ile uykum da açılmış, yere ve oynayıp durduğu ellerine bakarak yürüyen Beste'nin ne söyleyeceğini merak etmeye başlamıştım. "Dökül bakalım esmer şekerim." diyerek ortamdaki gerginliği azaltmaya çalıştım. Beste gözlerini yerden kal...