BEN YANIYORUM 4. Bölüm

2K 65 27
                                    

Küçük bir kız çocuğu, gözlerinde mutluluk var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Küçük bir kız çocuğu, gözlerinde mutluluk var. Yaşamını dört duvar arasında geçirmiş.
Ablasının verdiği ümitlerle, hissetmediği ayakların üzerinde dimdik durmuş onca vakit. El emekleriyle aldıkları o tekerlekli sandalye küçük kızın görüş açısında... Az kaldı, üzerine oturup gezebilecek. Hava alacak herkes gibi. Ablasını izliyor, elinde sürdüğü o sandalye küçük kızın hayatı.

Bir ablasına bakıyor küçük kız, bir de hayatına...

Efil pencereden, ağzı kulaklarında bizi izliyordu. Dedem bana ve Hümeyra'ya olan öfkeli bakışlarına devam ediyordu. Sessiz bir şekilde, dedemin ağzından çıkacak sözleri veya hakaretleri dinlemeye hazırdık. Gerilmiştim. Ellerimle sımsıkı tuttuğum tekerlekli sandalyenin demirleri sanki eriyecekti. Sessizliği nihayet dedem bozdu.

"Nereden geliyorsun Beylem?"

Başımı önüme eğdim.

"Hümeyra'yla birlikte çarşıya gittik dede"

Devam etmemi bekledi. Fırtına öncesi sessizlik çökmüştü dedeme.

"Çok zamandır çabaladım. Birikmişimle Efil'e bir tekerlekli sandalye aldım. Artık ağır olduğu için kucağımda taşıyamıyorum biliyorsun"

Şuan, hem de tam şu saniye, dedemden tokat yemeye kendimi hazırlamıştım. Gözlerimi bile kapattım. Nefes almayı bile durdurdum. İliklerime kadar korkuyla hemhal oldum.

Hiçbir ses gelmedi. Narin yüzüme tokat yemedim. Canım yanmadı. Şaşkınlıkla gözlerimi yavaşça araladım. Dedem hala öfkeliydi. Aynı şekilde bakıyordu, kızgın ve aşağılayıcı.

"Beni burada bekleyin!" diye hırladı dedem.

Tek bir milim kıpırdamadık. Dedemin yanımızdan gittiği kısacık saniyelerde Hümeyra bana fısıldadı.

"Beylem, deden bana da vurmaz dimi?"

"Sana birşey yapmaz" dedim.

Dedem tekrar yanımıza geldi. İki eli de arkasında yürümüştü, sanki birşey saklıyordu. Ben daha düşüncelerimden sıyrılamamışken, bir anda ellerimin arasından tekerlekli sandalye çekiliverdi. Dedem benim ellerimden aniden çekti sandalyeyi. Meğer arkasında balta saklıyormuş.

"Dede ne yapıyorsun?!"

Elindeki baltayı narin sandalyeye, hunharca vurdu. Tüm hıncını çıkarmak ister gibi ve hatta tüm hıncını çıkararak baltayı defalarca vurdu Efil'in hayatına.

Benim çığlıklarımın tek bir faydası dokunmadı, asla durduramadım cani adamı. Onca emeğim, uğraşım gözlerimin önünde parçalara bölündü. Buraya kadardı. Artık kimse beni ayakta tutamazdı. Neredeyse koskoca bir yıl verip harcadığım zamanım, tam da şuan boşa gitmişti. Neredeydi emeklerim? Neredeydi yorgunluğum?

KAHIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin