Geçmeyen gecelerin ardına saklan
Gündüzlere mahsus gülümse.
Hüznün sahibi habersiz
Güneş sevmez kabuslar...
Onu görse papatya, solar mı hiç?
Ya da sevmiyor çıkar mı falında?Uğruna dikilmiş ağaç nasıl meyve vermez?
Sen gelirsin de bahar nasıl gelmez?Yalan asla affedilemez bir yanlıştı. Bir insan ne kadar zor durumda olursa olsun asla yalana sarılmamalıydı. Sadece yalan söylememek için doğrular yüzünden hırpalandığım günler çok olmuştu. Oysa ki o günlerde yalan söyleseydim belki de kurtulabilirdim?
Yalancının mumu gerçekten sönebilir mi?
Ben hep doğruları söylediğim için daha az hırpalanmış olabilirim. Belki de yalanlarım ortaya çıktığında katbekat daha fazla üzerime gelinecekti? Yine aynı yola çıkıyordum. Yalan kimseyi kurtaramazdı.
"Sen nasıl olur da böyle bir ahlaksızlık yaparsın Beylem?! Biz seni böyle mi yetştirdik?!" diye haykırdı babam yüzüme acınası bakışlarıyla bakarken.
Benden nefret etmişti.
"Beni nasıl yetiştirdiğinizi en iyi ben biliyorum baba" dedim gözlerimden süzülen yaşlarla babama bakarak.
Akman da bizi izliyordu. Sanki yıllardır içimde tuttuğum onca öfkeyi, babama kusmaya hazır gibiydim. Yüzleşmek istiyordum. Yalan söylemiştik, Akman'la birlikte olduğuma inanmıştı. Yaptığımız yanlıştı, yalan haliyle ne kadar yanlışsa, etrafımızdaki kişilerin bunu doğru kabul ettiği zamanda da o kadar yanlıştı. Yine biz hatalı olacaktık. Her türlü yanlış sulardaydık. Boğulmadan çıkabilmek için her ikimiz de çırpınacaktık.
"Söyle o zaman Beylem! Böyle mi yetiştirdik biz seni?!"
İplik iplik akan gözyaşlarım konuşmamı engellemek istiyordu ama ben artık susmaktan bıkmıştım.
"Beni siz yetiştirmediniz baba! Siz beni dünyaya getirip, dedemin önüne attınız! Bir gün olsun, dedemin katı kuralları yüzünden yediğim dayaklara engel olmadınız, tam tersi hep ortak oldunuz.. Siz bana destek olmanız gereken zamanlarda, dedeme destek oldunuz! Ben sizin kızınız olduğumu hiçbir zaman hissetmedim.. Şimdi dedem beni, masum insanların yanına bile yaklaşmaktan korktuğu o cani herife eş olarak vermeye çalışıyor. Siz de her zaman olduğu gibi beni yok sayıp, dedeme boyun eğiyorsunuz. Yalnız başıma beni mücadele etmek zorunda bırakan sizsiniz baba! Benim hiç kimsesiz oluşumun en büyük suçlusu sizsiniz!"
Babam duyduklarını sindirmeye çalışıyordu. Gerçekten bunları anlaması için benim söylemem mi gerekiyordu? Onca vakit tüm ailenin gözü önünde ben yerlerde sürüklendim, eridim, bittim. Bu acınası halimi babama benim anlatmam mı gerekiyordu? Gözlerindeki perdeyi benim mi açmam gerekiyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHIR
RomanceBana doğru adımladığında ağaca bağlı olan atımı hızlıca söktüm. Tam atıma korkuyla biniyordum ki, genç adam bana seslendi. "Tamam gelmiyorum korkma" Gerçekten de gelmiyordu. Ellerini teslim olur gibi havaya kaldırmıştı. "Korkmadım. Gidecektim zat...