Herkese merhaba ikinci bölüm biraz sakin geçiyor ama bir sonraki bölümde biraz daha heyecanlı olacak. Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın.
🩵İyi okumalar_____________________________________
Hayatta her şey hayal ettiğimiz gibi olmaz. İlya daha küçük yaştayken Orenta Kral'ı yüzünden annesini kaybetmişti. O günden beri bu olay ne zaman aklına gelse içten içe üzülür ve ağlardı. Oysaki annesini hiçbir zaman unutamamıştı. Ama o unuttuğunu sanıyordu. Kalbi ve aklı daima annesindeydi...
💫
İlya duş almayı bitirmiş duştan çıkmıştı ama hala banyodaydı. Islak bedenini havlu ile kuruturken bir anda banyonun kapısı zorlamaya başladı. İlya ne olduğunu anlamamıştı. İlya hızla bedenini havluya sardı ve kapıya doğru ilerlemeye başladı. Tam o anda Kapı açıldı. Bir anda önüne bir adam düşmüştü. O adamın kim olduğunu çok iyi biliyordu tabiki de Rhys'dı. Rhys ayağa kalkmış ve üzerini düzeltiyordu.
İlya hala şaşkındı.Rhys karşısındaki Prensesi görünce birazcık utanmıştı. Çünkü üzerinde havludan başka bir şey olmadığını anlamıştı. İlya bir anda bağırmaya başladı. " Sen ne yaptığını sanıyorsun böyle. Edep denen bir şey öğretmediler mi sana." dedi.
Rhys giderek kızarıyordu. Ama gözleri İlya'nın vücudundaki morluk ve kızarıklardaydı. Hemen kendine çeki düzen verdi, arkasını döndü ve konuşmaya başladı. " Çok özür dilerim Prenses kapının sıkıştığını sanmıştım. Ne deseniz haklısınız" dedi ve hemen oradan ayrıldı.İlya banyodan çıktı ve yatağının üstüne bıraktığı siyah dantelli geceliği ve iç çamaşırlarını aldı ve banyoya girdi.
Hızlı bir şekilde giyindikten sonra çıktı. Yatağının yanındaki aynalı masanın karşısına oturdu ve saçlarını kurutmaya başladı. Rhys yatağının üzerinde oturuyordu. Çok mahcup görünüyordu. İlya odadaki sessizliği sona erdirdi ve konuşmaya başladı. "Birdahaki sefere içeride birinin olup olmadığını öğrenmek için kapıyı kırmak yerine çalmayı deneyin." dedi. Rhys biraz sessiz kaldıktan sonra konuşmaya başladı. " Afedersin Prenses çok özür dilerim ben gerçekten çok mahcubum. Bu arada Ben Rhys Orenta Krallığı Prensi" dedi.
İlya hemen atladı " Biliyorum. Ama ben pek memnun olmadım." dedi.
Bir süre sessizlik oluştu...💫
Rays " kendinizi tanıtmayacak mısınız." dedi. Ben şimdi nasıl cevap verecektim.
Merhaba ben İlya, Islea Krallığı Prensesiyim mi diyecektim.
Onun yerine " Hayır" diyebilmiştim. Ama Prens Rhys çok meraklı gözüküyordu. Bu sözümden sonra bir hayal kırıklığına uğradığını görebiliyordum. Onun bu haline daha fazla katlanmamak için " Ben de İlya, Islea Prensesi yani düşmanın" dedim. Düşmanın kısmına vurgu yaparak.
Rhys'ın yüzü daha da düştü. Onun suratını daha fazla görmemek için "iyi geceler" dedim ve yattım. O ise hala aynı pozisyonda duruyordu. Oda mum ışıklarıyla aydınlanıyordu. Kendi masamdakini söndürmüş, yatağıma yatmış ve arkamı dönmüştüm. Annemi düşünerek uykuya daldım...💫
Yavaş yavaş gözlerimi açtığımda günün dahaca aydınlanmadığını fark etmiştim.Ama uykum yoktu. Uyumak yerine yattığım yerden kalktım. Rhys hala uyuyordu.
Aslında çok masum gözüküyordu. Rhys siyah -hafif dalgalı- saçlı, uzun boylu ve gözleri ise bir gece gibi kara - yani lacivert- ve de yakışıklıydı. Ne saçmalıyorsun İlya kendine gel O senin düşmanın. Asla ama asla bir yakınlık kurmamalısın...
Banyoya gittim elimi yüzümü yıkadım güzel bir duş aldım. Dolaptan aldığım siyah ve bordo karışımı sade ve rahat bir elbiseyi giydim ama arkadaki fermuarı kapatamıyordum. Çok çabalasam da olmuyordu. Bir anda arkamda hissettiğim sıcaklıkla yerimden sıçradım. " Korkuttum mu Prenses?" dedi. Bu Prens Rhys'dı. Ne yapmak istediğini anlamamıştım. " Ne istiyorsun." dedim.
Hemen cevap verdi " Sanırım yardıma ihtiyacınız vardı o yüzden geldim." Ne münasebet ben ondan yardım bile istememiştim. Ama cidden yardıma ihtiyacım vardı. Bu yaptığım şey doğru olmasa da ondan yardım istemeliydim. Soğuk bir ses tonuyla " Evet." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALIYET OKULU🖤
Novela JuvenilDüşmanlıktan doğacak olan aşk... Okulda karşılaştılar, aynı odada kaldılar ve en sonunda aşık oldular... Onların aşkı sonsuza kadar sürecek🩵❤️🔥