(1)

568 43 61
                                    

☆☆☆

"Ve dört işlemi de yaparsak X burdan 3 çıkıyor çocuklar. Anlamayan var mı?"
Elindeki beyaz tebeşirin çıkarttığı rahatsız sese aldırmadan sonucu yazdı ve öğrencilerin pür dikkat dinlediği sınıfa döndü. En önde oturan sarı saçlı çocuk elini hızla kaldırınca Namjoon Hocanın şefkat dolu bakışları ona döndü. "Tekrar anlatabilir misiniz hocam?" Namjoon onun bu cesaretine gülümseyip başını onaylar anlamda salladı ve yüzünü yazdığı soruya çevirdi.

Tekrar yazdığı soruyu anlatırken bu sefer bi tek soruyu soran çocuk dinliyordu. Namjoon diğerlerini umursamadan baştan işlemleri yaptı. Sarı saçlarının not alırken önüne gelmesini engelleyemeyen çocuk ise bir yandan eliyle saçlarını çekmeye çalışırken diğer yandan soruyu anlamaya uğraşıyordu. Matematik neden bu kadar zordu! "Şimdi anladın mı?" Namjoon burnunun ucuna kadar inmiş siyah gözlüklerini işaret parmağı ile ittirip sadece sorunun geldiği öğrenciye odaklandı. "Anladım sayılır hocam"

Aslında hiçbir şekilde anlamamıştı ama bıkkınca ona bakan sınıfa karşı ikinci bir kez sormaya çekinmişti. Namjoon sınıftaki öğrencilere tek tek bakıp öğretmenler için ayrılmış kürsüye doğru ilerledi. Tam önüne geçip elindeki tebeşiri ve tekrar burnunun ucuna düşmüş olan gözlüğünü çıkartıp onu da kürsüye yerleştirdi. Bu okulu kesinlikle özleyecekti. Boğazını temizleyip gülümseyerek son kez onların öğretmeni sıfatı ile konuşmaya başladı.

"Çocuklar biliyorsunuz evleniyorum ve.." Burayı söylerken masumca gülmüş ve öyle devam etmişti. "..Ve eşimle düşünüp başka bir şehire taşınmaya karar verdik. Bu, bu okuldaki son dersimdi" Bunu ilk defa duyan öğrencilerin yüzündeki üzgün ifadeye karşın yutkunup devam etti. "Hepinizin güzel yerlere geleceğine inancımın tam olduğunu biliyorsunuz. Sadece çalışmayı bırakmayın ve biliyorum zor ama matematiği sevmeye çalışın" Ögrencilerden itiraz nidaları yükselirken Namjoon en öndeki sarışın çocuğa baktı. "En çok da sen sevmeye çalış Jimin" Göz kırptı fakat sarı saçlarının gözlerini kapattığı çocuk yüzünü buruşturdu.

"Bu okuldaki son senenizde  çok çalışın ve güzel bir üniversiteye gidin. Ayrıca yerimi alacak olan yeni hocanızı fazla yormayın." Yeni bir hoca mı? Kimse bu fikri sevmemişti. Namjoon bu okuldaki en iyi hocaydı. Her zaman çok kibardı ve öğrencilere karşı hep çok anlayışlı davranırdı. Onu en çok da Jimin seviyordu. Matematikle arası pek iyi olmasa da Namjoon Hoca ile en azından biraz alışmaya başlamıştı, şimdi o da gidince kesinle matematik ile başı dertte olacaktı.

Zilin çalmasına birkaç dakika kala Namjoon onlara son kez güzel şeyler söyledi. "...İhtiyaç duyduğunuz zamanlarda yardım istemeniz yeter çocuklar unutmayın." Zilin çalmasıyla Jimin anında kafasını sıraya koyup gözlerini kapattı. Tabii Namjoon Hoca da sınıftan gitmek için hazırlanıyordu fakat birkaç ağlak kız ona sarılarak gitmemesini söylüyordu. Ona sarılmaya çalışan kızlara karşı Namjoon gülümsemeye çalıştı.

Jin bunu görse onu kesinlikle öldürürdü! Küçük sevgilisi o olmasa bile burada gibiydi. Aklına gelmesi ile sahte gülüşü gerçeğe dönüşürken kızlardan ayrılıp moral vermeye çalıştı. Bu sırada tüm seslere rağmen uyumaya çalışan Jimin sırtına dokunulması ile kaşlarını çatmıştı. "Jimin" Taehyung onu birkaç kez daha dürtünce sinirle yerinden kalktı. "Bi uyutmadın Tae!" Taehyung gözlerini devirip onun kızgın halini umursamamaya çalıştı.

"Hadi dışarı çıkalım" Montunu giymiş hazır bir şekilde Jimin'i bekliyordu. "Ahh ben uyuyacağım sen git" Taehyung bıkkın bir nefes verip onun kolunu kavradı. "Olmaz Jimin sende gel" Her gün aynı şey! Cidden artık sıkılmıştı. Taehyung alt sınıflardaki bir çocuktan hoşlanıyordu ve sürekli onu görmek için bahçeye çıkmak istiyordu. Tabii peşinde Jimin'i de sürüklüyordu. Jimin eğer kalkmazsa peşinden bırakmayacağını biliyordu o yüzden pes edip ayağa kalktı.

bad idea right? ~YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin