(22)

194 24 20
                                    

"Masanızda ne varsa kaldırın, kopya çeken olursa kağıdını alırım" Sınıfa gelen kısa saçlı biyoloji hocamız sınav öncesi yapılan klasik uyarıları yapıp kağıtları dağıtmaya başladığında gerginlikle kalemlerime uç takmak ile uğraşıyordum.

Sonunda sınav haftası gelmişti ve bilin bakalım kim çalışmadı?! Yoongi ile olan ilişkimize o kadar odaklanmıştım ki dersler ile ilgilenmek aklıma bile gelmemişti. Yoongi'nin arada çalıştırdığı zamanlar dışında matematiğe hiç bakmamıştım ve şimdi önüme gelen matematik sınav kağıdı ile uzun süre bakışacak gibi duruyordum.

Hemen arkamda oturan Taehyung sınav kağıdını gördüğü an sessiz bir şekilde "Yuh! Bunlar nasıl sorular.." Diye isyan etmeye başlamıştı. Yoongi bize asla acımamış, zor soruların hepsini döşemişti resmen. Halbuki sınavdan önce çok zor sormaması için onu uyarmıştım.

Kendimi motive etmeye çalışarak ilk soruya göz gezdirirken Taehyung'un arkamdan kalemini sırtıma geçirmesi ile ağzımı kapatarak inledim. Fazla bir ses çıkmamıştı ama bu canımın acımadığı anlamına gelmiyordu.

"Sırtımı deştin geri zekalı!" Sinirle söylenirken Taehyung beni umursamadan eğildi. "Jimin, Yoongi'ye yazsan sana cevapları atmaz mı?" Soruya bakarken sanki onu düşünüyormuş gibi yaptım ama aklım Taehyung'un söylediği şeydeydi.

Cidden Yoongi'den cevapları istesem atar mıydı? Eh, sevgilisi için o kadarını yapmalıydı değil mi? Sıranın altındaki telefonumu hoca görmeden çıkartıp Yoongi'ye mesaj atacaktım ki onun bana yazdığını gördüm.

Yoongi: Sınav başladıktan on beş dakika sonra üçüncü kattaki tuvaletlerin oraya gel

İçimden derin bir oh çekip telefonu tekrar sıranın altına bıraktım. Yoongi olmasa halim yaştı. İyiki var canım sevgilim.

Taehyung'a arkadan halledeceğime dair bir işaret yapıp on beş dakika geçene kadar sorularla uğraşıyormuş gibi oyalandım. Sonunda saat dokuz buçuğu gösterdiğinde elimi kaldırıp hocanın dikkatini çektim.

"Lavaboya gidebilir miyim acaba?" Hoca beni baştan aşağı süzdü, hayır diyecek gibi duruyordu. Bunu anlayıp hızla tekrar konuştum. "Acil gitmem gerek" Sanki cidden tuvalete girmem gerekiyormuş gibi yerimde kıpırdanınca kadın bir şey diyememiş ve başını sallamıştı.

Sessiz zafer çığlıklarım ile sınıftan çıkıp merdivenlere doğru yöneldim, acele etmem gerekiyordu. Sonunda Yoongi'nin çağırdığı yere vardığımda sanki gizli bir operasyondaymışım gibi yavaş hareketlerle kapıyı açıp ardımdan hızlıca kapattım.

İçeride Yoongi'yi görmeyi beklerken karşılaştığım boşluk ile bir an yüzüm düştü. Neredeydi? Telefonum sınıfta kaldığı için yazamazdım, beklemekten başka çarem yoktu. Tuvaletin içinde bir ileri bir geri yürüyerek beklerken geçen her saniye asırlar gibi geliyordu.

Yaklaşık beş dakikanın sonunda artık hocanın şüpheleneceğini düşündüğüm için gitmem gerektiğine karar verdim. Tuvaletten çıktım ama hala bir yanım Yoongi'yi görmeyi bekliyordu. Beni çağırıp gelmemesi canımı sıkmıştı, cidden bana yardımcı olacağını sanmıştım. İstemsizce yaşadığım hayal kırıklığı ile sınıfa girip tekrar yerime oturdum.

İşim kopyaya kalmıştı fakat onu bile yapasım gelmiyordu şu an. Dirseğimi sıraya yaslayıp çenemi de avcumun içine yerleştirdim. Üzgün bakışlarım umutsuz bir şekilde boş sınav kağıdıma döndüğünde onun aslında boş olmadığını gördüm.

Gözlerim kocaman açılırken kağıdı alıp önünü ve arkasını çevirdim. Doluydu! Soruların hepsinde tek tek işlemler vardı. Taehyung'un işi miydi? Arkamı dönüp ona baktığımda sıkıntıyla işlem yapmaya çalıştığını gördüm.

bad idea right? ~YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin