☆☆☆
Elimdeki çilekli sütten bir yudum alırken çıkarttığım defterleri çantama yerleştirdim. Masamın üzerinde duran birkaç matematik kitabını da koyduktan sonra unuttuğum bir şey var mı diye düşünmeye başladım. Sanırım hepsini koymuştum. "Güzel" Çantamı duvara yaslayıp yatağıma uzandım.
Tüm işlerim bittiğine göre dinlenmeyi hak etmiştim. Gözlerimi kapattım fakat aklıma o gelince direkt geri açtım. "Ufaklık..." Ellerimi karnımda birleştirmiş parmaklarımla oynarken o anı tekrar hayal ettim. O an çok yakındık ve elini saçlarıma götürmüştü. Bende onun gibi saçlarıma dokundum ama yanlış geldiği için hemen geri çektim.
Bunları düşünmem çok yanlıştı. Ne de olsa o benim öğretmenimdi fakat yaşlarımızın yakın olması ve erkeklerden etkilenen biri olarak onun fazlasıyla yakışıklı olması kafamı karıştırıyordu. "Off ne yapıcam ben" Yatakta sağ tarafa dönüp dizlerimi karnıma kadar çektim.
Yarın pazartesiydi ve onunla boş dersimizde buluşacaktık. Bu beni oldukça geriyordu ve sebebini bilmiyordum bile. Yorgun bir nefes verip tekrar gözlerimi kapattım. Tüm düşünceleri uzaklaştırmaya ve sakin bir uykuya dalmaya çalıştım çünkü buna cidden ihtiyacım vardı.
(...)
"Günaydın" Beni umursamayıp sınıfa giren siyah saçlı bedenin arkasından üzgün bir şekilde baktım. Taehyung bana gerçekten kızgındı. Cuma günü onunla maça gelmem konusunda çok ısrar etmişti fakat ben ona eşlik etmemiştim. Sonuçta pazartesi günü yeni matematik hocamız ile ders yapacaktım ve onun karşısında küçük düşmek istemiyordum.
En azından biraz çalışıp eksiklerimi kapatmak istemiştim ama sonucunda arkadaşımın kalbini kırmıştım. Onun bi şekilde beni affedeceğini biliyordum, yine de bunun için ona zaman vermeliydim sanırım. Bende sınıfa girip bana ait sıraya yerleştim. Ders Kore Dili ve Edebiyatıydı, dersin hocası erkenden sınıfa gelmiş ve anlatmaya başlamıştı bile.
Yorucu fakat bi o kadar da eğlenceli bir dersti. Uyumak yerine defterimi çıkartıp not alacağım kadar güzeldi. Hocanın anlatırken bir yandan da yazdığı şeyleri defterime geçirirken sınıfın kapısı açıldı. İçeri kimin girdiğine bakmamıştım ama kendi ismimi duymamla başımı oraya çevirdim. "Jimin'i beş dakika alabilir miyim?" Kapı tarafına baktığımda Yoongi'yi kapıya yaslanmış hocaya bakarken gördüm.
Hoca anlam veremeyerek bir bana bir ona bakarken hızlı davranıp hocadan izin isteyerek Yoongi'nin peşinden ilerledim. Aramızdaki yaş farkından dolayı düşünürken ona Yoongi demem yeterliydi bence. Ayrıca beni dersten neden almıştı ki? Sınıftan biraz uzaklaştığımızda durdu, o durunca bende durdum. Bakışlarımı bugün her zamankinden şık olan kıyafetlerinde gezdirdim.
Siyah boğazlı kazak ve bacaklarını tamamıyla saran siyah bir pantolon giymişti. Saçlarını bu sefer geriye atmak yerine dağınık bir hale sokmuştu. Üzerindeki deri ceket ile o kesinlikle bugün tehlikeli bir havaya sahipti. Bakışlarımı en sonunda koyu gözlerine çıkarttım. "Bir sonraki dersin ne?" Beklemediğim soru ile kaşlarım çatıldı. "Kore Dili ve Edebiyatı yine"
"Acil bir işim çıktı ama seni çalıştırmak için de söz verdim. O yüzden bir sonraki ders çalışsak iyi olur" İster istemez ne işi olduğunu merak etmiştim ama bunu ona soramazdım tabii. Başımı onaylar biçimde sallayıp sınıfa geri dönmek için hareketlendim. Ama bi anda kolumu tutmasıyla tekrar ona döndüm. "Teneffüste sınıfta bekle" Neden böyle bir şey dediğini anlamasam da yine üstelemedim.
Onunla yan yanayken olduğumdan daha gergin oluyordum ve bunu fark etmesini istemiyordum. Bu yüzden kısa kesmeye çalıştığım konuşmayı bitirip sınıfa geri döndüm. Sınıfa girdiğim an herkes bana bakmıştı, hepsinin Yoongi ile ne konuştuğumuzu merak ettiğine emindim. Büyük ihtimalle Yoongi'nin bana kızdığını düşünüyorlardı. Onları umursamayıp yerime geçtim ve dersi dinlemeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bad idea right? ~Yoonmin
Fanfictionbu gece görüşürüz kötü bir fikir değil mi? bu gece görüşürüz siktir et, sorun değil ~öğretmenine aşık olmak ne kadar doğru olurdu ki? ☆☆☆ Yoonmin _____♡