(19)

223 25 12
                                    

"Hocam şu dördü bulduğunuz yeri tekrar anlatabilir misiniz?" Yoongi nazikçe gülümseyip başını salladığında sinirli bir nefes verdim. Soruyu soran Lina'ydı ve bu ders sanki Yoongi ile fazla yakınlardı. Tabii bu sinirlerimi bozuyordu.

Yoongi, Lina ile göz teması kurarak soruyu çözerken benim bakışlarım ikisi arasında gidip geliyordu. Lina uzun sarı saçlarını at kuyruğu şeklinde toplamış, yüzüne de ağır denilemeyecek bir makyaj yapmıştı. Beni geren şey ise bacaklarını öne çıkartan kısa okul eteğiydi.

Gözlerim sürekli Yoongi'nin bakışlarını takip ediyordu, yanlış yerlere baktığı an onu parçalardım. Lina da resmen bilerek bacak bacak üstüne atmış ellerini de dizlerinde gezdirerek soruyu dinliyordu. Cidden benim için çok gerici bir ortamdı. Yoongi soruyu çözmeyi bitirdiğinde Lina'ya döndü, tam o sırada da okul zili çalmıştı.

Ders müzikti ve sınıfça müzik derslerini müzik sınıfında alıyorduk. Bu yüzden çoğu kişi sınıftan çıkarken ben Yoongi ile yalnız kalmak umuduyla beklemeye karar verdim. Elimi çeneme yerleştirerek sınıftan çıkan kişileri izlerken bana doğru gelen Taehyung'u gördüm. Yüzünde yine kocaman bir gülümseme, elinde en sevdiği çikolata paketi vardı. Büyük ihtimalle Jungkook'un yanından geliyordu.

"Selam" Kalçasını sırama yaslayarak bana döndüğünde az önce derste yaşananlar sinirimi bozduğu için ruhsuz bir şekilde selam verdim. "Hey ne oldu?" Ona anlatmak için önce sınıfta kimsenin kalmadığından emin olmam lazımdı. Bakışlarım boş sıralarda gezinip sonunda öğretmenler masasını bulduğunda Yoongi ve Lina'nın bir şey konuştuğunu gördüm.

İstemsizce elim yumruk halini alırken aklıma geçenlerde Lina ve bir arkadaşının Yoongi hakkında söyledikleri geldi. Her ne kadar uygunsuz olsa da Lina'nın Yoongi'den hoşlandığını anlamak zor değildi. Tekrar Taehyung'a bakıp onu kendime doğru çektim. Onların duymaması için sesimi de alçaltarak konuştum.

"Şu Lina yellozu Yoongi'ye asılıyor bildiğin. Yoongi de karşılık veriyor resmen" Taehyung benden uzaklaşıp fark ettirmeden onların bulunduğu tarafa bakmaya başladı. "Ne yapıyorlar şu an?" Sinirden tırnaklarımı avuç içime geçiriyordum, Taehyung bunu anlamış ve elimi dostça kavramıştı.

"Sakin ol, konuşuyorlar sadece" Ona inanmayarak bu sefer ben baktığımda Lina'nın elini Yoongi'nin koluna yerleştirmiş güldüğünü gördüm. "Taehyung ben bunu yolarım" Taehyung söylediğime gülünce ciddi olduğumu belirten bir bakış attım. "Yoongi de az değil, göstericem ben ona"

"Yoongi'nin suçu yok ama şimdi ters davranırsa başı derde girebilir" Taehyung'un Yoongi'yi savunması daha da sinir etmişti beni. Gözlerimi kısmış onları izlerken bir ara Lina'nın bakışlarının Yoongi'nin dudaklarına kaydığını yakalamam son nokta olmuştu.

Sinirle ayağa kalkıp sınıfın kapısına doğru yöneldim, Taehyung da arkamdan geliyordu. "Jimin bir sakin ol" Bunu söylemesiyle ilerlediğimiz boş koridorda durup ona döndüm. "Ya nasıl sakin olayım? Resmen flörtleşiyorlardı"

"Ne flörtleşmesi Yoongi ona karşılık vermedi bile" Kollarımı birleştirip omzumu silktim. "Olsun orda benimle konuşmak varken o yellozla konuşmayı tercih etti" Taehyung tam bir şey söyleyecekken onu durdurdum.

"Bak aynı şeyi Jungkook yapsa sen de sinirlenirsin" Taehyung bu dediğimle susmuştu. "Yani orası öyle"

"Eee o zaman bana Yoongi'yi savunma" Bunları konuşurken müzik sınıfına geldiğimizi fark ettim. Taehyung sınıfa girmek için yeltendiğinde yine konuştum. "Ben bir lavaboya gideyim" Hemen koridorun sonunda bulunan lavaboya doğru ilerledim.

Cidden sinirlerim tepemdeydi, her an patlayacak bir volkan gibiydim. Okul tuvaletinin kapısını sert bir şekilde açıp kapatmam da bunu gösteriyordu. İçeride kimsenin olmaması beni rahatlatırken muslukların olduğu kısma ilerledim.

bad idea right? ~YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin