(20)

213 25 32
                                    

"Tatlım 14 numaralı masadaki siparişleri alır mısın?" Annemin mutfaktan seslenmesiyle elimdeki bulaşıkları bırakıp garson önlügümü taktım. Cebimdeki not defterini ve kalemi çıkartarak 14 numaralı masaya doğru koşarak ilerledim.

"Hoşgeldiniz efendim" Gelen çifte menüyü uzatırken gülümseyerek aldılar. Kadın menüdeki bir yemeği karşısındaki adama gösterip yorumlarken ben birkaç adım uzakta siparişlerini beklemeye başladım.

Annemle beraber evimizin hemen yanında işlettigimiz küçük kafede şu an ona yardım ediyordum. Genelde derslerimden dolayı buraya fazla gelemezdim, benim yerime Hoseok bakardı. Hoseok bir aile dostumuzun tek çocuğuydu, ailesi yurt dışında yaşadığı için çoğu zaman onunla annem ilgilenirdi.

Ailesinden uzakta olduğu için aradığı o aile sıcaklığını ona biz vermiştik, bu yüzden karşılık beklemeden tüm işlerimize koşmaya çalışıyordu. Fakat bugün üniversite finalleri yaklaştığı için gelememişti, annem de onun yerine beni çağırmıştı.

Not defterime "iki beşamel soslu makarna, bir kola ve bir ice tea" yazarken düşüncelerimden sıyrılmış ve çifti baş başa bırakarak yine koşarak mutfağa geçmiştim.

Anneme siparişi söyleyip tekrar bulaşıkların başına geçecekken restoranın telefonunun çalması ile o tarafa yöneldim. Telefonun ahizesini kaldırıp karşı taraftan önce cevapladım.

"Passion 7 Kafe buyurun?"

"Üç tavuk burger menü getirebilir misiniz lütfen?"

"Ah tabii. Adresi alabilir miyim?"

Telefonun karşısındaki kişi adresi söylerken hızla not aldım.

"Başka bir isteğiniz var mı efendim?"

"Teşekkürler"

Telefonu kapatıp anneme gelen siparişi söylediğimde elinde hazır burger menülerin olduğunu seslendi. Annemin yanına gidip hazır burgerleri paketledim ve siparişleri götürürken kullandığım motorun arkasına yerleştirdim.

"Jimin şu siparişleri bırak da öyle git" Annemin hazırladığı makarnaları alıp az önceki çiftin yanına götürdüm. "Afiyet olsun" İçeceklerini de bırakırken bana teşekkürler ettiler, onlara karşılık verip hızla kafeden çıktım.

Hafta içi olduğu için kafe fazla yoğun değildi ama yine de iki kişi olduğumuz için yetişmek zor oluyordu. Anneme çalışana ihtiyacımız olduğunu söylesem de kazandığımız bütçe bize anca yettiğinden kendimiz yapmaya çalışıyorduk.

Elimde adresin yazılı olduğu kağıda bakarak motoru çalıştırdım, daha önce bu sokaktan sipariş aldığım için burayı iyi biliyordum. Motoru o tarafa sürerken gördüğüm kırmızı ışık ile durdum, bu sırada cebimdeki telefon titremişti.

Gelen aramada Taehyung'un ismini görmemle kulaklığımı takıp aramayı cevapladım.

"JİMİN"

Trafik lambası yeşile döndüğü için tekrar hareket edecekken Taehyung'un sesinin kulaklarımda yankılanması ile birkaç saniye kendime gelmeyi bekledim.

"Efendim Taehyung?" Motoru çalıştırıp sokağa doğru sürmeye devam ederken onu dinlemeye başladım.

"JİMİN BİZ JUNGKOOK İLE SEVGİLİ OLDUK!!!!!"

"Siz sevgili değil miydiniz zaten?" Taehyung anlatırken ben bir yandan yoldan geçen yaşlı bir teyzeye yol veriyordum.

"Hayır flörttük. Ama bugün bana SEVGİLİM OL KİM TAEHYUNG DEDİ" Sonlara doğru yine sesini yükseltmesiyle sinirlenip aramayı yüzüne kapattım.

bad idea right? ~YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin