(10)

286 28 7
                                    

☆☆☆

Sırf Yoongi'yi kıskandırmak için Felix'e çıkma teklifi ettiğim günün ardından tam olarak iki hafta geçmişti ve cidden Yoongi'nin bana karşı davranışlarında değişiklikler fark etmiştim. Bana bakarken gördüğüm koyu gözleri tehlikeli bir his vermeye başlamıştı. O günden sonra sadece bana değil, sınıfa da soğuk yapıyor gibi hissetmiştim. Derste çok ciddiydi, eskisinden daha ciddiydi. Ders zili çalar çalmaz hiçbir şey söylemeden çıkıyor, ödev de vermiyordu.

Bunların sorumlusu ben miydim bilmiyordum ama farklı olduğu kesindi. Ve bu durum canımı sıkmaya başlamıştı bu yüzden neredeyse her teneffüs yanına gidiyor, yapamadığım soruları çözdürüyordum. Önceden Yoongi'den biraz çekindiğim için soramasam da şu an sırf ona sorabilmek için zor sorular arıyordum. 

Ama bu çabamın karşılığını bir türlü alamamıştım, sorumu çözerken yüzüme bile bakmıyordu. Ve şu an öğretmenler odasında sadece ikimizin olması beni hiç olmadığı kadar geriyordu. Onunla yalnız kaldığım her an yaşıyordum bu gerginliği ama bu soğuk tavırlarından sonra ilk defa yalnız kalmıştık ve bu tamamen benim yüzümdendi.

Dönem sonu yaklaşıyordu dolayısıyla herkes bir dersten proje ödevi seçmişti ve ben en zayıf dersim olduğu için matematiği seçmiştim. Sınıfta birçok kişi matematiği seçmişti, Yoongi de hepsi ile tek tek görüşüp uygun bir proje ödevi vereceğini söylemişti. Ben onunla son görüşecek olan öğrenciydim, onunla yalnız kalmak beni korkuttuğu için son sırayı almıştım.

"Hangi konuların eksik?" Kalın tabanlı laofer ayakkabılarının parkede çıkarttığı gıcırtılar dışında sonunda bir ses duyulmuştu. "Geometride pek iyi sayılmam" Elindeki ne olduğunu bilmediğim kağıtlardan birini çıkarttı. "Burdaki konuları araştırıp makale yazmanı istiyorum" Uzattığı sayfayı aldım ve bir göz gezdirdim.

Geometride olan birkaç konu yazıyordu. Kağıda bakmayı bırakıp Yoongi'ye döndüm. Gerçekten beni umursamıyordu. Ben mi çok abartıyordum? Sonuçta o benim öğretmenimdi. Ama böyle değildik biz, biz farklıydık. Birkaç saniye daha öğretmenler odasında öylece dikildim fakat bu süre boyunca bana bakmadı. Canım sıkılmıştı bu duruma.

Belki de gittiğimi sanmıştır diye boğazımı temizleyerek dikkatini çekmeye çalıştım. İşe yaramış olmalı ki başını kaldırıp bana baktı. Tek kaşı hafifçe yukarı kalkarken gözleri biraz üzerimde oyalandı. Sonra bana sert gelen bir sesle konuştu. "Çıkabilirsin" İzin beklediğimi mi sanmıştı?

Ahh cidden... Neden böyleydi? Gerçekten o günkü çıkma teklifi yüzünden böyle yapıyorsa, ki bu çok saçmaydı, bunu etrafındaki herkese yansıtması yanlıştı. Tanrı aşkına, o benim öğretmenimdi! Tamam kabul ediyorum ondan etkileniyordum ve belki bu denli fazla olmasının nedeni onun da benden etkilenmesiydi.

Benden etkileniyor olması imkansız gibi geliyordu. Defalarca dediğim gibi o öğretmenimdi, kaç yaşında bilmiyordum ama benden büyüktü ve ben erkektim. Bu erkeklere karşı bir ilgisi olduğu anlamına da geliyordu. Yönelimini veya bana karşı bir ilgisi varsa bunu nasıl anlayacağımı bilmiyordum ama doğruyu söylemek gerekirse onun bu soğuk tavırlarından çok sıkılmıştım.

Tamam önceden de yakın olduğumuzu söyleyemem ama resmen durduk yere trip yiyordum! Bunu kendime bağlamam ne kadar doğruydu emin değildim yine de emin olmak için bir şeyler yapmam gerekiyordu sanırım.

Odanın kapısına varmama birkaç adım kalmıştı ki yürümeyi bırakıp parmak uçlarımda döndüm. Tekrar kadrajıma girmesiyle bu sefer ona doğru adımladım. Ayağımdaki spor ayakkabıları sayesinde ses çıkaramıyordum bu yüzden geldiğimi anlamamıştı. Aramızda biraz mesafe bırakarak karşısında durdum. İçimde cesaretimi güçlendirip dudaklarımı araladım.

bad idea right? ~YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin