(16)

265 25 26
                                    

Duyduklarım ile gözlerim şok içinde Yoongi'ye döndü, o ise masanın üzerinde birleştirdiği parmaklarına odaklanmıştı. "Bu doğru mu?" Ne diyeceğimi bilememiştim, Yoongi böyle bir şeyi gerçekten yapmış mıydı?

"Özür dilerim" Diye sessizce mırıldandı. O sırada lafa Felix girdi. "Hayır sorun değil, yani neden yaptığını anlayabiliyorum" Felix, Jeongin'i sakinleştirmeyi başarmıştı ama hala temkinli bir şekilde elini tutuyordu.

Dördümüz birlikte konuşmak için sakin bir kafeye geçmiştik. Yoongi çok uzatmadan bana olayı anlattığında küçük bir şok yaşadım. Aklımın almadığı kısım Yoongi'nin böyle bir şey yapacak biri olmadığını düşünmemdi. O da çok pişman olduğunu belli edercesine hemen yanımda mahcup bir şekilde oturuyordu.

Ah tabii, size olayı tekrar özet geçmem gerekiyor. Yoongi ile sevgili olmadan önce onu kıskandırmak için küçük bir oyun oynamış ve gözleri önünde Felix'e çıkma teklifi etmiştim. Yoongi sonrasında çok sinirlenmişti, hızla yanımızdan uzaklaşmasından anlaşılıyordu.

Sonrasında sinirini tutamamış ve üst sınıflardan birkaç öğrenciyi Felix'in benden uzak durmasını söyletmek için görevlendirmiş. Tabii öğrenciler çok ileri gitmiş ve olay büyümüştü. Bunları öğrendikten sonra Felix'in neden benden korktuğunu da anlamış oldum.

"İlk duyduğumda çok sinirlendim ve kendime engel olamadım. Sende kusura bakma lütfen" Bakışlarım aramızdaki sessizliği bozan Jeongin'e kaydı. Gerçekten onu ilk defa bu kadar sinirli görmüştüm. Tabii haklıydı, Felix'e çok değer veriyordu.

Yoongi'ye de düşününce hak verdiğimi fark ettim. Olayı böyle çözmesi yanlıştı ama bir anlık sinir ile olmuştu her şey. İkisi de sevdikleri insana zarar gelme düşüncesi ile kafayı yiyorlardı. Bu korumacılığının hoşuma gitmediğini söyleyemem.

Ortamdaki gergin havayı dağıtmak için Felix birkaç konu açmaya çalıştı ve bu şekilde dördümüz biraz daha kafede vakit geçirdik. Bir ara saate bakmak için telefonumu aldım, gece yarısını geçmişti bile! Annem defalarca kez aramıştı. "Annem endişelenmiş olmalı, ona haber vereyim"

Ayağa kalkmak için yeltendiğimde Yoongi beni durdurdu. Anlamayarak ona bakınca kulağıma yaklaşıp fısıldadı. "Bu gece benimle kalır mısın?" Kalbim aniden hızlanırken Jeongin ve Felix yanımızda olduğu için sadece başımı sallayarak yanlarından ayrıldım.

Annemin numarasını tuşlayıp beklemeye başladım, ikinci çalışında açmıştı. "Jimin neredesin tatlım? Senin için çok endişelendim"

"Jeongin'le birlikteyim, endişelenmene gerek yok"

"Çok geç oldu gelin artık" Annemin endişeli sesini aldırmayarak devam ettim.

"Aslında bugün Jeongin ile kalsam iyi olacak, yetiştirmesi gereken bir proje varmış ona yardım ediyorum" Anneme yalan söylediğim için kendimi kötü hissediyordum ama izni almanın tek yolu buydu.

Ve tabii ki izin vermişti, içimdeki tatlı heyecanla yanlarına döndüğümde onların da kalkmak için hazırlandıklarını gördüm. "Geç oldu gidelim artık" Yoongi'yi başımla onayladım.

Birlikte kafeden çıktık, arabaları park ettiğimiz alana geldiğimizde Jeongin ve Felix iyi geceler dilediler. Onlar gitmeden önce arkalarından seslendim. "Jeongin!" Jeongin bana baktığında gerginlikle yerimde kıpırdandım.

"Şey... Acaba annem seni ararsa yanında olduğumu söyleyebilir misin?" Dediğim şeyle ikisi de bir bana bir de Yoongi'ye baktı. Jeongin'in yüzünde fesat bir sırıtış yer alırken halledeceğini, rahat olmamı söyledi. Kesinlikle bizi yanlış anlamışlardı, ah cidden...

bad idea right? ~YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin