İnsanı insanlar bu hale getirir derler de inanmazdım. Ben de buyum işte anneme olan nefretim hâla aynıyken içimde bir yerlerde onu hala arıyordum.
Anne o çünkü ne bırakılır ne de vazgeçilir.Abimin söylediklerinden sonra kartal arkadaşlarına evden gitmelerini rica etmişti ve ardından tek bir kelime etmeyerek kendiside gözden kayboldu.
"Demek oğlunu bırakıp gitmiş öyle mi?"artık nasıl bir duygu değişimi yaşıyordum çözemiyorum. Bir günümüz güzel geçse diğer gün yine batıyorduk. "Aynen öyle güzelim. Bizim annemiz yine bizi bıraktı"aslında abimi ilk defa bırakmıştı ama beni ikinci kez hem küçükken hem de bu yaşımda.
Arda çekinerek boğazını temizledi.
"Ya biliyorum yeri ve zamanı değil ama ben kafa dağıtmak için bir ev tutmuştum bir kaç günlüğüne,hep berarber kalırız diye"dedi.
Elimi yüzümde gezdirdirirken ardaya cevap verdim. "Şuan değil arda"diyerek koltuktan kalkarak odaya gittim.
Bir yanımda kartal da kalmıştı nereye gitti,neden gitti?KARTAL'DAN
Ayaz annelerinin gittiğini söyleyince ortalık karışıcaktı başta ahmet olmak üzere ve tahmin ettiğim gibi de oldu. İpeğin gittiğini öğrenmiş ve beni de yanına çağırıyor.
Doğanın yanında olmam gerekirken ahmetin yanına gidiyordum.
Evin önüne geldiğimde girişte toplam üç tane siyah araba vardı.
Galiba gerçekten ortalık karışmaya başlamıştı bile.
Kapıyı çaldığımda içeriden ses gelmeyince bahçede ki koruma yanıma gelerek kapıyı açtı ve geçmem için geri çekildi.Salona girdiğimde bir kaç tane siyah takım elbiseli adamlar toplanarak hem birşeyler konuşuyorlardı hem de laptop'tan bir şeyler yazıyorlardı.
İçlerinden biri beni görünce baş selamı vererek yanıma adımladı.
"Hoş geldiniz kartal bey."elini merdivenlere uzatarak gideceğim yönü gösterdi. "Ahmet bey çalışma odasında sizi bekliyor"dedi.
Başımla onaylarak merdivenleri çıktım.Yine neyin peşinde acaba?
Çalışma odasına geldiğimde gözüm sol tarafta kalan kırmızı odaya takıldı,annemi orda tutardı normalde ama şuan o odanın kapısı açıktı.
"Buraya gel"arkamdan seslenen kişinim ahmet olduğunu anlayınca başımı o odadan zar zor çevirerek ahmetin yanına gittim."Fazla uzatma,gitmem lazım"
Başıyla onaylayarak boğazını temizledi ve yanıma adımladı. Tam önüme geldiğinde yakalarımdan tutarak beklemediğim bir hareket yaptı.
Bana vurdu.
Başım sağa düştüğünde hafif sızlayan çenemi elimle ovaladım.
Sahte gülümseme atarak karşımdaki adama baktım."Hayırdır? Kime sinirlendin bu kadar da bana patlıyorsun ahmet?"dalga geçer gibi sorduğumu anladığı an tekrar yüzüme yumruk attı.
Ağzıma demir bir tat geldiğinde dudağımın patladığını anlamıştım.
Ağzımda ki biriken kanı ayak uçlarına tükürdüm."Gitmiş"dedi.
"Kim gitmiş,ne diyorsun?"
"Bilmiyormuş gibi yapma! Ben herşeyi biliyorum kartal"gözlerinden ateş fışkırmasına ramak kalmıştı.
"Tamam,süper biliyormuşsun işte anlatmama gerek var mı?"
Derin nefes alarak devam etmemi işaret etti."Tamam"başımla onayladım. "Ben gönderdim. Göndermek zorundaydım kızının iyiliği için"
"Lan ne iyiliği! Kadının beş aylık ömrü kalmış ne iyiliğinden bahsediyorsun."diye bağırdı.
"O da halinden pek memnundu! Verdim eline parayı sonrada oğlunu alıp gitmesini istedim
o da vakit kaybetmeyerek kabul etti,ama maalesef tek başına gitti o oğlu poyrazı yanında götürmedi."
Şok olmuş bir şekilde beni dinliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜ SENARYO
RomanceHer şey bir cinayette başlar. Doğanın çocukluk travmaları,babasından gördüğü psikolojik şiddet ve cinsel şiddet. Diğer tarafta ise doğanın babasının sağ kolu aynı zamanda da doğanın başkomiserinin oğlu kartal kırca. Yalanlar,cinayetler,yakılan hayal...