NEFHA

20 4 4
                                    

Bazı insanlar çoktan ölmüştür ama yaşamak zorundadırlar. Zamanı gelip öldüklerinde ise eksik olan toprak üzerine atılacaktır.

Zaman herşeyin ilacı derler büyüklerimiz ama zamanla acılarımızın üstüne bir kat daha acı katlandığındam bahsetmemişler.
Gerçekten zaman herşeyin ilacımı?
Yoksa acılarımız zamanla çoğalırmı?
Kimsesiz değildim ben. Abim vardı benim yanımda.
Onun küçüğüydüm ben.

Kşar adımlarla kimseyi beklemeden arabaya atladım ve evden çıktım.
"Hayır,hayır. Abim ölmeyecek. Bırakmayacak beni. Abiler kardeşlerini bırakmazki"kendi kendime teselli vermeye başladım.
Abiler ölmez.
Kahraman abiler ölmez.

Elimden hiçbirşey gelmiyor ve bu beni deli ediyor,ağlamak dışında.
Hastaneye geldiğimde koşarak merdivenleri geçtim ve arkamdan kartalların sesini duydum.
"Doğa,bekle!"beklemeyerek odanın önüne geldim.

Doktorlar içerideydi ve elindeki dosyaya birşey yazıyordu.
"Abla,karar ver. Doktorlar ağzından çıkacak olan tek bir kelimeyi bekliyor"ellerimi saçlarımın arasına geçirerek titrek nefes aldım.
"Sakin ol"

"Ne sakin olacağım ya! Abim ölüyor benim içerde! Ne sakini!"kartalı kendimden uzaklaştırdığım sırada doktorlar odadan çıktı.
"Karar verdinizmi?"aynı soru.
Hayatımda duyduğum en nefret ettiğim soru.
"Evet!"koridordan duyulan gür sesle başımı gelen yöne çevirdim.
Babam.
Göz göze geldiğimizde gözleri bir süre benim ve kartalın arasında oynadı ve aradan çok vakit geçmeden berat,arda,aslan ve ahsen görüş açımıza girdiler.

Doktor babama bakarak "hastanın neyi oluyorsunuz?"sorusuyla vakit kaybetmeden cevap verdi.
"Babasıyım"dediğinde doktor göz ucuyla poyraza baktı. "O genç bize hastanın babası olmadığını sadece iki tane kardeşi olduğunu söyledi ve onlardan en büyükleri kimse o karar verecek"dedi.

Babam olacak pisliğin gözleri saniyeliğine poyraza çarpıp geri doktora döndü.
"Hayır babasıyım. Ailesel meseleler doktor bey. Siz poyrazın kusuruna bakmayın. Kararı hastanın babası olarak ben vereceğim."

"Peki,beş dakika içinde bir sonuca varmanızı bekliyorum"

"Beş dakikaya gerek yok."dedi bir anda.

Doktor odaya gidecekken geri döndü. "Anlamadım?"

Babamın gözleri ilk beni buldu sonra poyrazı,kartalı,aslanı,ahseni,ardayı ve en son berat'da takılı kaldı gözleri. "Biliyorlarmı?"diye sordu.
Kaşlarım çatıldı. "Neyi biliyormuyuz?"kafasını bana çevirmeden başını salladı. "Anlat onlara herşeyi. Ha şimdi ha iki sene sonra hiçbirşey değişmeyecek."dedi.
Berat tepki vermeden dikkatle babama bakıyordu.

Babam bir anlığına doktora döndü ve cevabını söyledi. "Hastanın fişini çekin."doktor başıyla onaylayarak tekrar odaya girdi ve kapının kapanmasıyla "doktor kamer,hastanın fişini çekebilirsiniz"sesiydi.

Kapıyı yumruklayarak onları durdurabileceğimi düşünüyordum. Daha sert yumruklamaya başladım. "Hayır! Çekmeyin fişi,abim dayanıklı benim. Uyanıcak o!"belimden çekiliyordum ama asla yerimden kımıldamıyordum. "Öldürmeyin onu!"sol taraftan kahkaha sesini işitmemle ellerim yumrukladığım kapıda asılı kaldı.

Sesin geldiği yöne baktığımda babamı gördüm. Kafasını duvara yaslamış gülerek bana bakıyordu. Ellerim yavaşça aşağıya indi kendiliğinden ve yumruk oldu.
Tırnaklarımı avuç içlerime geçiriyorum,dişlerimi sıkıyorum,ben bu acıya ne bir duvar yumruklayabiliyorum ne de ağlayabiliyorum. Ben babamın yerine utanıyordum.

ÖLÜ SENARYOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin