♪
İyi okumalarr <3
Bana ulaşmak için;;
ig: sevgleal / leyalchase
x: leyalchase------------------------------------------
Çınar'ın içeriye girmesine izin verdim, ne yapabilirdim ki? "Selam, herkese iyi akşamlar." diyerek içeriye girdiğinde gözler ona döndü. Tahir'in kucağında oturan Aybüke kaşlarını çatarak ona baktı. "Bu adam niye gelmiş?" Verdiği tepkiye gülmemek için dudağımı ısırdım, tövbe haşa ama minik kızın Çınar'dan nefret ediyor olabilir miydi?
"Baklava getirmiştim ben..." Çınar bana uzattığı lakin benim almadığım tatlı kutusunu Aybüke'ye doğru uzattığında Aybüke'nin yüzü bir yumuşadı tatlı kutusuna bakarken. "Neliymiş bu baklava?" Fıstıklı yanıtını alınca gözleri parladı, Tahir'in kucağından yere atlayıp Çınar'ın yanına geldi, onun elinden fıstıklı baklava kutusunu aldı. "Bu seferlik gel o zaman."
Çınar, Aybüke'nin hassas noktasını, bizim bile bilmediğimiz fıstıklı baklavaya olan zaafını bulmuştu, bunu her seferinde kullanacağını düşünüyordum.
"Ben tabak getireyim en iyisi." diyerek mutfağa gitmek için hareketlendiğim sırada arkamdaki Çınar'ın varlığını farkettim. Ona sorar bakışlarla baktığım esnada bana hafifçe gülümsedi. "Yardım edeyim dedim" Yardım edebileceği bir şey yoktu ama umursamadım, dibimde dolaşması hoşuma gidiyordu.
Mutfağa gittiğimde tabak almak için üst rafa uzandım, biraz yüksekte olduğu için parmak uçlarımda yükselmek zorunda kalmıştım bunu yapmak için ama yine de uzanamamıştım. Her zaman uzandığım raf sanki biraz daha yükselmişti, ne saçma şeydi bu böyle?
"Bekle" dedi Çınar, hâlâ arkamda duruyordu. Konuştuktan sonra verdiği nefes boynumun arka tarafına vururken kalbimin hızla kan pompaladığını hissedebiliyordum. Nefesim hızlanmıştı, bu kadar yakın olması bana, kalbime iyi gelmiyordu.
Hiç zorlanmadan üst raftan bir tabak alıp yanıma koyarken bir iç çekiş duydum, sanki kokumu içine çekiyormuş gibiydi. Ona doğru döndüğümde ellerini iki yanıma yerleştirdi, artık o ve mutfak tezgahı arasında sıkışmıştım. "Ee, hâlâ söylemedin, affettin mi beni?" Köşeye sıkışmıştım. Elbette ki affetmiştim, affetmiştim affetmesine de tabiki bu kadar kolay olmayacaktı onun işi.
"Çekil Çınar." Elini ittirerek kurtulmaya çalışmama rağmen bana fırsat vermeden elini yeniden koydu. Başımı kaldırıp onun yüzüne baktım. İçine dalıp boğulmak kadar denize benzeyen mavi gözlerinin tam içine içine baktım ve sözlerimi yineledim, daha sert bir şekilde. "Çınar çekil dedim."
Başını uslu bir oğlan çocuğu gibi salladı, ellerini iki yanımdan çekip geri adım attı. "Çekmeceden kendine çatal ve kaşık alıp gel." Mutfaktan çıkmak için yürürken çekmecenin sesini duydum. Ben masaya geçtiğimde çok geçmeden peşimden geldi, tam Nisan ve benim arama bir sandalye koyulmuştu, ona oturdu. "Ben Çınar bu arada." Kendisini time tanıtma gereği duymuştu.
"Çağrı." Çağrı ona elini uzattığında Çınar biraz bozulmuş gibi görünüyordu ama yine de Çağrı'nın elini havada bırakmadı. "Umay senden bahsetmişti." Miraç sırıttı, ardından o da elini uzattı. "Ben de Miraç, muhtemelen Umay komutanım benden de bahsetmiştir" Çınar asık yüzüyle onun da elini sıktı. Kıskandığı adamların hepsini bir arada görmek onu biraz sarsmıştı sanırım.
Tüh çok üzüldüm.
"Umay komutanımız bizim gözbebeğimizdir ya, en iyisidir o." Arda sırıta sırıta Çınar'a bakıyordu. En az benim kadar onlar da Çınar'ın bu halinden keyif alıyordu sanırım. "Hı, ne güzel." Çınar keyifsizce cevap verdi ona. Aybüke benim kucağıma gelirken hâlâ elinde baklava kutusunu tutuyordu, hazinesini saklayan küçük bir korsan gibiydi. Onu kucağıma otururken gözleri Çınar'daydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asker Hanım | Yarı Texting
Teen Fiction"Sevgilinizin sizi aldattığından şüpheleniyor musunuz?" Bu bir erkeğin sesiydi, sesini gülmemek için kontrol etmeye çalışıyordu. Arkaplandan gülme sesleri geliyordu. "Sevgilim yok, kullanmıyorum." Dümdüz bir ses tonuyla cevap verdim. Ardından aklıma...