Geliyor gelmekte olan kaos, umarim hazirizdir 🤭
Instagram grubu fikrim hâlâ duruyo gelmek isteyeni beklerim bacilar
Bu bolum de Çınar'in anlatimindan (cok begenildigi icin serinin devami geldi wpyxosgwox)
İyi okumalar!
Yıldıza basalım mı lütfen?
♪
Kışlada yemekhanede oturup boş boş televizyona bakıyordum yanımdaki devrelerimle. Umay'ı özlemiştim, bugün izinliydi, evinde, Aybüke'nin yanındaydı. İkisini düşününce bile gülümseme yayılıyordu yüzüme. Umay, Aybüke'nin koruyucu ailesiydi lakin sanki onu kendisi doğurmuş gibi benziyorlardı. Kadere pek inanan bir adam değildim ama bu kez kaderin onları karşılaştırdığına inanabilirdim.
Tuşlu telefonumu elimde döndürürken birden çalması ile herkesle birlikte ben de şoka uğramıştım. Ekrandaki Asker Hanım yazısını görünce aptalca sırıttığımın farkında vardım. Hiç beklemeden telefonu açıp yerimden kalktım. "Buyur güzelim?" Telefonun diğer ucundan Umay'ın değil Aybüke'nin sesi gelince gülümsemem daha da büyüdü. "Çınar abicim! Ne yapıyormuşsun?" Bıcır bıcır konuşup halimi hatrımı sorması çok hoşuma gidiyordu. Kendi çocuğum olsa bu kadar severdim.
Umarım benim çocuğum olurdu.
"İyiyim fındık, oturuyordum öyle." Yanındaki Umay'a bir şeyler söyledi, buradan tam duyamıyordum tabii. "Bize gelsene ya, baklava da getir gelirken." Bu çocuğun beni sadece baklava için sevdiğini düşünüyordum. Olabilirdi böyle şeyler.
"Baklava da getireyim? Tamam fındığım, giyinip çıkayım o zaman ben. Tamam mı"
"Tamam Çınar abicim, görüşürüz." Telefonu kapatmadan görüşürüz derken z harifini uzattıkça yüzümdeki gülümseme daha da büyümüştü. Yatakhaneye geldiğimde Ferdi, devrelerimden biri, yanıma geldiğinde. Muhtemelen diğerlerinin yanına, yemekhaneye gidiyordu. "Nereye böyle komutan postası?"
"Ailemin yanına." Kaşları merakla kalkarken keyifle gülümsedim. Ailem dememi beklemiyordu muhtemelen, ailemin İstanbul'da olduğunu düşünüyordu. Evet, annem ve babam İstanbul'daydı ama benim ailem buradaydı. Beni bekliyorlardı. "Hayırlısı olsun devrem." Gülümsemem biraz daha büyüdü. "Nazar etme ne olur, çalış senin de olur devrem."
Ufak bir kahkaha atıp omzumu patpatladı, ardından yatakhaneden ayrıldı ve beni dolabımla baş başa bıraktı. Havalar yeniden soğumaya başlamıştı, beyaz bir tişörtün üzerine kalın, gri bir hırka çıkardım. Altına da gri bir eşofman. Evime gidiyordum, süslenmeme gerek yoktu ama aynada kendime bakarken sarı, kısa saçlarımı ellerimle şekillendirmeye çalıştım. Yakışıklı adamım be aslında.
Tamamen hazır olduğuma emin olduktan sonra izin alarak askeriyeden çıkış yaptım. Yürümeye başlarken etrafa bakıp kendi kendime gülümsüyordum, yine fazla aptal göründüğüme eminim ama elimde değildi, ne yapabilirim ki?
İlçeye indiğimde açık bir tatlıcı bulup oraya girdim. Yarım kilo fıstıklı baklava aldım, kilosu kaç TL olmuştu yahu bunun? Tatlının ücretini ödedikten sonra yeniden sokaklarda yürümeye başladım. Tenha ve sessizdi, birkaç kişi dışında kimseler yoktu soğuk sokakta. Biraz gerici bir ortamdı ama dik yürümeye çalışıyordum. Kimsenin olmadığı bir sokağa girdiğimde adımlarımı hızlandırdım. Daha önce bu sokaktan geçmiştim, birden fazla defa hem de. Ama şuan sanki örümcek hislerim devreye girmiş gibi alarmdaydım.
![](https://img.wattpad.com/cover/355291637-288-k768415.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asker Hanım | Yarı Texting
Novela Juvenil"Sevgilinizin sizi aldattığından şüpheleniyor musunuz?" Bu bir erkeğin sesiydi, sesini gülmemek için kontrol etmeye çalışıyordu. Arkaplandan gülme sesleri geliyordu. "Sevgilim yok, kullanmıyorum." Dümdüz bir ses tonuyla cevap verdim. Ardından aklıma...