15. BÖLÜM

4.4K 174 85
                                    

Bölüm Şarkısı:
Alperen - Alay Marşı

İyi okumalarrr <3

Bana ulaşmak için;;
ig: sevgleal / leyalchase
x: leyalchase

-------------------------------------------

Eve geldiğimde dinleyeceğim azarlanma seansına kendimi hazırlamıştım, onları biraz yumuşatmak için aldığım hediyelerle birlikte yavaşça kapıyı açtım. Anahtar sesini duymuş olan Nisan, Elif ve Aybüke üçlüsü kapının önünde durdu. İçeride iki kişi daha vardı ve onların kim olduğunu tahmin etmeye bile gerek yoktu. Nisan'ın kaşları çatıktı. Elif daha sakin görünüyordu ama onun da meraklandığı belliydi.

"Ehe." dedim gülümseyerek. Gergin olmadığımı söylesem yalan olurdu. Elimdeki poşeti gösterdim belki yumuşarlar diye ama bir etki alamadım. Aybüke kaşlarını çatarak bana bakıyordu, tıpkı Nisan gibi. "Ee, selam, naber ya?" Sorumla Nisan konuştu. "Ya sana bir şey olsaydı kızım sen kendini düşünmüyorsun tamam da bizi de mi düşünmüyorsun ruh hastası?" Tek nefeste bunları söylemesi biraz korkutucuydu açıkçası.

"Ya sorun yok zaten çatışmadım bir şey olmadı." dememle koluma bir şaplak yedim. Orayı ovuştururken Aybüke kucağıma atladı. "Korkuttun bizi anne" Maksimum bu kadar kızgın kalabiliyorlardı benim kızlarım. Aybüke'nin alnını öptükten sonra kucağımdan indirdim. "Ben çok açım ya. Fırında makarna mı yapsak?"

Saat altıya geliyordu ve ben çok az şey yemiştim. Mandalina, kurabiye ve bir fincan sıcak çikolata ile bir insan doyar mıydı be?

"Olur. Hem konuşuruz biraz." Bunu söyleyen Elif'ti. Ona başımı salladıktan sonra Aybüke'nin önünde eğildim. "Annecim hadi sen dayılarının yanına git, birlikte çizgi film izleyin, tamam mı?" Bunu dememle sanki küçük kızımın gözleri parlamıştı. Koşarak salona gitti, Miraç ve Çağrı'nın arasına oturdu ve Çağrı'nın elindeki kumandayı alıp televizyondan bir çizgi film kanalı açtı. Winx izliyordu, eh kimin kızı.

Biz üçlü olarak mutfağa gittiğimizde makarnayı kaynamaya bıraktık, davlumbaz ışığında konuşmaya başladık. Konumuz tabii ki de Çınar'dı. Bana buluşmanın nasıl geçtiğini sorduklarında onlara her şeyi teker teker, tüm detayıyla anlattım.

"Dur bir dakika" Elif çenesini eline dayamıştı ve beni öyle dimliyordu. "Sana şöyle dedi yani: "İstersen arkadaş istersen daha fazlası oluruz." Makarna için çıkardığımız taze kaşardan bir parça alıp yerken başımı salladım. "He, ama ben fazla odaklanmadım, kurabiye yiyordum o sırada." Elif nefes verip Nisan'a bu kız iflah olmaz bakışı attı.

Nisan ise bana inanamayan gözlerle baktı. "Gerçekten Çınar sana bunları derken sen kurabiye mi yiyordun?" Başımı onaylarcasına salladım. Ne var acıkmak suç muydu? Başını iki yana salladı, o da iç çekti. "Sen iflah olmazsın."

Makarnaları sosuyla birlikte fırına atarken telefonuma baktım. Mesaj atmıştı. Yüzümde bir gülümseme peydah olurken mesaja bastım ve okumaya başladım.

Çınar:
Keşke sarılsaydık
(18.17)

Çınar:
En azından kokun üzerime
sinerdi biraz
(18.17)

Çınar:
Daha seni göreli bir saatten
az oldu
(18.18)

Çınar:
Ama ben özledim seni galiba
(18.18)

Asker Hanım | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin