Keyifli okumalar!
~Sevilmeyen Bulutlar~
"Baba bence bulutlar sevilmedikleri için ağlıyorlardır...Kim gök yüzüne bakarken bulutları sevmeyi göz önünde bulundurur ki?...Her kes ya Ay'ı,ya Güneş'i, ya gece'yi, ya da gök yüzü'nün mavilğini sevmiştir.Hiç birinin aklından bulutları sevmek geçmemiştir...Ama ben bulutları seviyorum.Hemde çok..."
Δ
* * *
"Evet Anne! Birazdan markete gidip yemek için bir şeyler alıcağım..."Evet yine ve yine Annem beni soru yağmuruna tutuyordu.
"Merak etme! Sadece yeni eve çıktım ne var burda..."Deyip kanepeye oturdum.
"Eveeet,param var..."
"Tamam görüşürüz..."
"Bende seni seviyorum...Tamam anne, merak etme öptüm kapatıyorum"Telefonu kapatıp sehpanın üzerine koydum.
"Evet şimdi zurnanın zırt dediyi yere geldiiikk! Ben buraları ne zamana temizleyeceğim yaaa...Offf...Tabi kızım kendi başına işe kalkışınca olucağı buydu tabiki!"Salonun ortasında deli danalar gibi dönmeye başladım.
"En iyisi ilk önce kendi odamdan başlayayım sonra digerlerine geçerim...Hadi başlayalım!"
3 saat sonra...
Hayatımda aldığım en iyrenç kararın bedelini ödüyordum şu an.Ağabeyciğim,bu ev temizle temizle bitmiyor! Kendi odamı,banyoyu ve mutfağı temizlemiştim.Sadece salon, babam ve annemin odası kalmıştı.
İlk önce annemlerin odasına gitmeye başladım.Elimi kapının kulpuna koydum,kulpu aşağıya indirdim,kapı açılmadı...Birdaha aşağıya indirdim ama sonuç aynı...Kapı kilitliydi...Sanırım annem kilitlemişti.Çok üstelemedim.Salonu temizlemeye karar verdim ama hem çok yorulmuştum, hemde çok açtım.Neredeyse midem kazınıyordu...
Küçük çantamla telefonumu yanıma alıp kendimi sokağa atdım.Ağustos ayı olmasına rağmen hava soğuktu.Hava hafif kararmıştı ama ara sokaktan markete gitmeyi tercih etdim hem sessizdi,hemde ıssızdı.Kulaklığımı çıkarıp bir şarkı açtım...Ve ıssız sokakta yürümeye başladım.
'Artık ne masumuz,'
'Ne yalandan yoksun. '
'Bırak olsun...'
Şarkının melodisinin eşliğiyle avucumun içi gibi bildiğim sokaklarda markete doğru adımlamaya başladım...Bu sokaklarda her zaman babamla birlikde yürürdük...Babamla birlikte sevdiğim kırmızı lolipopu almak için markete doğru adımlardık...
12 yıl önce...
"Baba sence bulutlar neden ağlıyor?!"Bulutlara bakarak Babama bir soru yöneltdim.
"Hmmm...Belkide hiç bir zaman yürüyemedikleri için ağlıyorlardır."Diye soruma cevap verdi Babam.
"Baba bence bulutlar sevilmedikleri için ağlıyorlardır...Kim gök yüzüne bakarken bulutları sevmeyi göz önünde bulundurur ki?...Her kes ya Ay'ı,ya Güneş'i, ya gece'yi, ya da gök yüzü'nün mavilğini sevmiştir.Hiç birinin aklından bulutları sevmek geçmemiştir...Ama ben bulutları seviyorum.Hemde çok..."
"Kızım her kes senin kadar saf,masum değil...Herkesin bir günahı var..."Dedi Babam gök yüzüne bakarak.
"Peki senin günahın var mı Baba?...Yoksa benim dün buzdolabına koyduğum şekeri sen mi yedin?!"Dedim hemen babama dönerek.Babamsa hemen ellerin yukarı kaldırıp suçlu gibi,
"Vallla bilmiyordum kaptan...Bak şimdi günahımın bedelini fazlasıyla ödemeye gidiyorum.Çünkü sen o markete gireceksen bir daha çıkamayacaksın!"
"Evet Baba,şekerimi yememeliydin..."Saçlarımı savurup markete doğru adımlamaya başladım...
Şimdiki zaman...
O günler gözümün önüne geldikçe buruk bir şekilde gülümsedim.Keşke o günler hiç bir zaman bitmeseydi.Hep küçük kız çocuğu gibi kalsaydım ama acımasız dünya çocukluğumu ben doyasıya yaşamadan elimden söke-söke aldı...Neyin günahının bedeliydi ben çekiyordum...O zamanlar çok küçüktüm daha 6 yaşım vardı be...6 yaşındaki bir çocuk ne günah işleye bilirdiki...O gece küçük kalbimin içine küçük bir not bıraktım.Hiç kimseye bağlanma Umay...Bağlandıkların elinden bir gün gidecek ve sen acı çeke-çeke kalıcaksın...
1 saat sonra...
Artık hava kararmış ve yağmur yağıyordu.Yine bulutlar ağlıyordu...Yine sevilmedikleri için göz yaşı döküyorlardı...
Yemeyimi yedikten sonra yine temizliğe başlamıştım.Pencereleri,sehpayı aklınıza gele bilecek her yeri temizleşimtim,sadece eski büyük komidin kalmıştı.Bezi suyla islatıp komidinin altın silmeye başladım.İkinci kez bezle silerken elime bir zarf geldi.Bezi suyun içine atıp zarfı incelemye başladım.Eski bir zarfa benziyordu.Yavaşça zarfı açmaya başladım.Zarfı açtığımda içinde bir fotoğraf vardı.O fotoğrafta babaannemin eski yanan evinin fotoğrafı vardı.Neden bu resim saklanılırdıki?Kim yıkılıp harabeye dönüşmüş bir evin resmin saklayardıki...
Hangi yılda çekilmiş diye resme bakmak istedim ama orda yazılmış bir cümleyi görünce duraksadım.
Orada,
BU DAHA BAŞLANGIÇ BABALIK yazıyordu...
* * *
Merhaba sevimli okurlarım.Nasılsınızzz.Umarım iyisinizdir.Bence çok güzel bir yerde durdurdum çünkü bence her kes merak edecek acaba onu kim yazdı diye...Onuda sabah bölüm atınca yazarımmm
Bu arada yazım hataları varsa çookk özür dilerim.
Vote ve yorum atmayı unutmayınn.
Sizleri seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAH BENİM SOYADIM
Подростковая литератураKüçük,narin,özgür bir kelebektim ben.Hayatımın en güzel baharlarında hayatın bana vurduğu kalleş gardı üstelemişdim...Uçmayı çok severdim.Rahatça özgürce küçük bir kelebek olup uçmak isterdim.Hayatın tüm acımasızlığını,silsilesini unutup dünya üzer...