Not: Şarkıyla birlikte okumak en iyisi,benden söylemesi ;)
Keyifli okumalar!
~Bay Gezegen~
'Peki beni bu kadar rahat yapan şey ne? O tanımadığım yabancıda bana güven veren ne var? Sanki yıllardır onu tanıyordum.Ailemden çok güveniyordum ona.Uzay,sen kimsin? Sende bana rahat hissettirecek ne var?'
Δ
Bir iki saniye yüzümün her yerini inceledikten sonra kasılan çenesiyle karşıya bakıp yürümeye devam etdi.
Kendi yaralarını başkalarına göstermek istemiyordu.Her zaman yaralarını göstermekten kaçıyordu.Nerden mi biliyordum?
Yaralı insanın yaralarını yalnız yaralı olanlar bilir...
Yüzünü incelemeyi bırakıp başımı göğsüne koyup gözlerimi kapadım.Burnuma sigara ve badem kokusu dolmaya başlamıştı.Sapıklık gibi gelecek ama onun kokusu beni rahatlatıyordu.Fark etmesin diye yavaşca kokusunu içime çektim.Uyku yavaş yavaş bütün bedenimi esir aldığında gözlerimi kapatıp kendimi uykuya bıraktım.
* * *
Güneş gözlerime vurduğunda gözlerimi açıp etrafıma bakmaya başladım.İki kişilik bir yatakta uzanıyordum.Oda siyah ve gri tonlarında dizayn edilmişti.Kalkıp camın yanına geldim.Gün artık batmaya başlıyordu.Güneşin rahatladıcı işığı yüzüme vurduğunda kendimi güzel hissediyordum.
Umay,farkındaysan başkasının evinde,başkasının yatak odasındasın! Kızım,bu rahatlık ne böyle!
Yine ve yine iç sesim doğru söylüyordu.Başkasının,hiç tanımadığım bir adamın evindeydim.Bu kadar rahat olmamalıydım. Peki beni bu kadar rahat yapan şey ne? O tanımadığım yabancıda bana güven veren ne var? Sanki yıllardır onu tanıyordum.Ailemden çok güveniyordum ona.Uzay,sen kimsin? Sende bana rahat hissetdirecek ne var?
Kapıya doğru adımlamaya başladım.Beni uzun,koyu renklerle kaplı kordor karşıladı.Neden her yer koyu renklerle dizayn edilmiş! İçim karardı yemin ederim! Koridorun duvarlarında aile fotoğrafları gibi fotoğraflar vardı.Tek tek fotoğraflara bakmaya başladım.İlk fotoğraf eskiydi.Üç tane çocuk vardı.Biri kız ikisi erkekti.Bir birine sarılmış gülüyorlardı.Biraz yürüdükten sonra ikinci fotoğrafı elime aldım.Bu fotoğraf diğerine göre daha yeni gibiydi.Fotoğrafta bir erkek çocuğunun yanında dikilmiş Samet vardı.Çocuk inanılmaz derece Uzaya benziyordu.Mavi gözlerinde neşe ve huzur vardı.
"Bir dakika..."Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.Bu fotoğraftaki çocuk Uzaysa onun babası Samet miydi?
Çocuğa daha dikkatle bakmaya başladım.Gerçektende Uzayın tıpkısının aynısıydı.Tıpkısının aynısı ne be! Kendimi bu yaratıcı cümle için alkışlamak isterim!
Fotoğraftan gözlerimi çektim.Samet onun babası olamaz.Babası oğlundan neden bu kadar korksun ki? Öyle değil mi?
Biraz yürüdükten sonra karşıma merdiven çıkmıştı.Yavaş yavaş merdivenlerden inmeye başladım.Merdiven bittiğinde beni büyük bir salon karşılamıştı.Salonda kimse yoktu.Sağ taraftan su sesi geldiği için oraya doğru adımlamaya başladım.Burası mutfaktı.Tezgahın karşısında ton ton bir teyze vardı.Sanırım yemek bişiriyordu.Beni daha fark etmemişti.Öskürüp dikkatini çekmeye çalışmıştım.Birden yüzünü bana döndürmüştü.
Her zaman bu taktik işe yaramıştır.Filmlerde işe yarıyor,bizde mi yaramasın?
"Buyur kızım,bişey mi istemiştin?"Sevecen sesle konuşması benide neşelendirmişti.
"Merhaba teyzeciğim..."Ben buraya geldimde şimdi ne isteyeceğim.Ne için geldiğimi bende bilmiyorum ki! Sahi ben neden burdayım.Evet,ben çabucak burdan gitmeliyim.
"Hiç,öylesine gelmiştim"
"Kızım,Uzay be-"Teyza sözünü bitirmeden koşar adımlarla çocuk gibi mutfaktan çıkmıştım.Salona göz gezdirdiğimde çıkış kapısına benzer kapı beni karşılamıştı.Aklıma en son ben ıslak olduğum gelmişti.Üstüme baktığımda siyah,üstüme çuval gibi duran tişört giydirildiğimi gördüm.Kapıya doğru adımlamağı durdurdum.
Lan bana tişört giydirilmişti! Bana tişört GİYDİRİLMİŞTİ!
Salonun içinde gidip gele gele düşünmeye başladım.
"Tamam sakin ol.O ton ton teyze giydirmiştir.Uzay giydirecek değil ya...Ya Uzay giydirdiyse?...Sütyen giymişmiydim?...Umay! Adamın seni giydirdiğini boş verip sütyenli yoksa sütyensiz olduğunu mu düşünüyorsun?! Allah cezanı versin Umay! Seninde Bay Gezegen!...Acaba gerçekten o mu giydirdi.Giydirmez yav.Neden giydirsin ki! Ya giydirdiyse! Canım giydirdiyse giydirdi ne olucak!...Nasıl ne olucak?! Ağabeyciğim adam benim kiyafetimi değiştirmiş! Sen neden adamla evine geliyorsun ki Umay! Birde kucağında!...Acaba rahatlıkla taşıya bildi mi? Ağır değilim ya ben.Elli üç kilonuda bizahmet taşısın...Umay,adam seni taşımaya mecbur mu? Uyku sersemiyim.Ya onun kucağında abuk-subuk konuştuysa-"
"Merak etme abuk-subuk konuşmadın-"Arkamdan gelen sesle yavaşça gözümü kapatarak arkamı döndüm.Gözümü açtığımda takım elbiseli,ellerini göğsünde bağlayıp kendini merdivenle yaslayan Uzayla karşılaştığımda yerin dibine girmek istedim.
"Ne kadarın duydun?"Masun masum sorduğum soruya sırıtarak cevap verdi.
"Hımmm...Düşüneyim...Seni rahatlıkla taşıdım.Yaşıtlarına göre çok hafifsin-"Ellerini göğsünden çekip bana yaklaşıyordu.
"O ton ton teyzenin adı Nebahat...Birdee-"Kulağıma yakınlaşıp fısıltıyla yerin dibine gireceğim cümleni söylemişti.
"Merak etme...Sütyen giymiştin..."
________________________________________________
Owww!
Bölüm ÜFFFF!
Nasıl buldunuz Umayın kendi kendine konuşan hallerini? jdfhkhsakjg
Umarım Uzayın merdivenlerde duruş şeklini gözünüzün önünde canlandıra bilmişsinizdir.Bölümü sevdiyseniz vote ve yorum atmayı unutmayınnn!
İyi gecelerrr!
__________________________________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAH BENİM SOYADIM
Teen FictionKüçük,narin,özgür bir kelebektim ben.Hayatımın en güzel baharlarında hayatın bana vurduğu kalleş gardı üstelemişdim...Uçmayı çok severdim.Rahatça özgürce küçük bir kelebek olup uçmak isterdim.Hayatın tüm acımasızlığını,silsilesini unutup dünya üzer...