‧₊˚♡𝐑𝐮𝐥𝐞𝐫 𝐨𝐟 𝐌𝐲 𝐇𝐞𝐚𝐫𝐭ღ ᵂⁱᵗʰ ᴿʸᵒᵐᵉⁿ ˢᵘᵏᵘⁿᵃ {✓} [Düzenleniyor]

❥ 𝓔𝓹: 𝓕𝓸𝓾𝓻𝓽𝓮𝓮𝓷

🧓🪓🥰

Aneannen elimde o yüzden yorum ve oy at lütfen. Sınır: 15 oy ve yorum

⚠️Bu bölümde bazı okurları rahatsız edebilecek görsel ve içerik bulunmaktadır.⚠️

Sakura haremde, kendisine tahsis edilmiş olan köşede oturmuş, tırnaklarını yiyordu. Tsukiko ile kavga edeli daha birkaç gün olmasına rağmen, sarayda genç kızın adı nam salmış, kendi adı ise dipleri görmüştü.

Buda yetmezmiş gibi, yüzünde de bir yara izi kalmıştı. Her türlü tekniği denemesine rağmen leke bir türlü geçmemiş ve onun yüzünde sonsuz bir hatıra olarak kalmıştı. O kız geldiğinden beri hem Sukuna'nın hemde saraydaki kişilerin gözünde eziğin teki olmuştu. 2 güne 1 odasına gittiği Sukuna şimdi yüzüne dahi bakmıyordu.

Sakura oturduğu yerin hemen yanındaki komodinin çekmecesini açtı. Üzerinde mavi çiçek desenleri olan bir haori çıkardı. Bu şey Sukuna'nın ona hediye ettiği tek hediyeydi. Onunla yıllardır beraberdi ama kendisine sadece bunu hediye etmişti. Tsukiko ise daha geleli yeni bir ay olmasına rağmen hediye yağmuruna tutulmuştu. O değil, kendisiydi hediyeleri hakeden. Daha varis olmasına rağmen hiçbir tekniği doğru dürüst bilemiyordu bile. O ise üst seviye özel bir lanetti. Ve çok tehlikeli teknikler biliyordu.

Sakura bu düşüncelerle boğuşurken, elindeki haori yırtılmamak için can çekişiyordu. Birden bir silüetin odaya girdiğini farketti ve kafasını kaldırdı. Gözleri Sukuna'nın baş hizmetkârı Uraume buluştu.
"Sakura, Sukuna-sama seni çağırıyor. Hiç hazırlanma. Seni hemen istiyor." Sesi buz gibi soğuktu.

Sakura'nın yüzü aydınlandı, gözleri parıldadı. Yüzüne bir gülümseme yayıldı. Hızla oturduğu yerden kalktı ve hızlı bir tempoda Uraume'nin arkasından yürümeye başladı. Az sonra neler olacağından haberi olsaydı, kendini o odaya yapıştırırdı.

Uraume kapının önünde durdu ve kapıyı açtı. Sakura sevinçle kendini içeri attı ve diz üstü çöktü. "Sukuna-sama... Beni buyur etmişsiniz?" Sesinden ne kadar mutlu ve gururlu olduğunu oluyordu.

Sukuna ona doğru yaklaşınca, yüzündeki gülümseme daha da genişledi. Yüzü birden bire kavranmasıyla, acıyla yüzünü buruşturdu.
"Senin ne haddine, karıma saldırmaya kalkarsın?"

Sakura'nın bacakları ilahi sesle titredi. Ağzını birkaç kelime söylemek, derdini beyan etmek için açtı ama konuşamadı. Sukuna uzun tırnaklarını daha çok yanağına batırdı. "Cevap ver bana." Diyerek gürledi.

"Sukuna-sama..." Sakura'nın sesi korkudan titriyordu. Ama en sonunda konuşmaya başladı. "O varis bana ilk saldırdı. Hatta bakın!" Yüzünün sol tarafındaki yanık yara izini gösterdi. Evet, haklıydı. Kanıtı vardı böylece, Sukuna onu-