SelamlarrBundan sonra size bal porsuklarım diye
hitap edeceğim sizin için uygun mudurr?Yıldıza basıp aydınlatın buraları lütfeen...
Yorum yapıp düşüncelerinizi yazmayı unutmayın.
Çok konuşmadan keyifli okumalar ❣️
görünmez Cam kırıkları her yerdeydi en çokta kalbime batmış görünmez yaralar açmıştı bedenimde.
Gözlerimi açtığımda tüm bunların bir kabustan ibaret olmasını, pars'ın yanında
uyanmayı dilemiştim ,Ne yazık ki hiçbiri kabus değildi.Yine o pis yatakta küf kokan hücrede uyanmıştım.Buradan çıkamıyordum,çok denemiştim
Ellerim yaralanıp kanayana kadar demirden kapıya vurup durmuştum.Ses seda yoktu,Beni bir hücreye kapatmış sonra da çıkıp gitmişlerdi.Her yer kapkaranlıktı. Fareler ve ölülerle arkadaşlık ediyordum. Ya da onlar bana arkadaşlık ediyordu. Hayatım boyunca düşünsem havada asılı duran hareketsiz bedenlerle aynı hücrede kalacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Rüyam da bile böyle bir şey göremezdim.
Onlara bakmıyordum ama ,yine de varlıklarını hissedebiliyordum işte....
Tek dayanağım parmağımdan çıkmamış olan yüzüğümdü.Pars hep benimleydi,yan yana olamasak bile.
Sadece yirmi dört saat geçmiş olmalıydı. Tahminim o yöndeydi. Hücreden çıkmanın bir yolu şimdilik yoktu, fakat ben pes etmeyecektim. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin bir yolunu bulacak buradan çıkmayı başaracaktım.
Umudunuzu yitirmemiş olduğunuz Her zaman bir çıkış yolu vardı, olmalıydı...
Bacaklarımı karnıma doğru çekmiş kollarımı da bacaklarıma sarmış duvara yaslanmıştım. Canım acıyordu. Yanma hissi bedenimin her yerinde geziyordu. Yaralarım sızlıyordu. Kötü durumda olmama rağmen Öylece oturuyor bakışlarımı kapıdan ayırmıyordum.
Biri gelebilirdi, tetikte olmalıydım.Düşüncelerim beynimi kemirip duruyordu. Beni kaçıran adam parsın büyük düşmanıydı. Hücreye bir kez daha gelmişti. Bir ara gelip benimle çok heyecanlı bir film izleyeceğini söyleyip gitmişti. Pars hakkında atıp tutmuştu. Söylediklerine inanmamı bekliyordu ama inandıramazdı. Yalan söylüyordu.
Adamın dudaklarından çıkan yalanla süslenmiş kelimelere inanırsam eğer, bu sevdiğim adama ihanet olurdu.
Bugüne kadar pars hakkında kendi içimde yanılmış olurdum. Kendimi kandırmış olurdum o zaman, ona hiç güvenmemişim demek olurdu bu.
Pars'a olan aşkımın yalandan ibaret olduğunu gösterirdi.
İkimiz içinde kaybedişin başlangıcı olurdu.
İlişkimiz daha başlamadan hasar alırdı.
Bu hasar asla yeniden düzeltilemezdi...Kalbimizde yaşayan ve ölmeyen bir çürük olarak hayatımızın merkezine otururdu...
~~~~~~
Kafamın içinde sessizlik hakimdi. Düşünme yetimi kaybetmiş gibiydim. Hala kapıya bakıyordum. Baş dönmem artmıştı. Muhtemelen vücudum buraya hapsolduğumdan beri su ile beslendiğim için beni uyarıyordu. yanımda bir kuru ekmek parçası vardı, yiyebileceğim durumda değildi Gözlerimi kapatıp derin bir nefes çektim içime buranın havasının ne kadar zararlı olduğu hakkında bir fikrim yoktu. hasta olup kendi kendime ölme ihtimalim çok yüksekti.
Kimse gelmiyordu...
Yapayalnızdım...
Bu hücre bana çok tanıdık geliyordu .
Buraya bir kez daha gelmiş gibiydim. Bu his beni çok korkutuyordu.Tam karşımda Küçük bir kız çocuğuyla göz göze geldim
Benim gibi oturmuş,duvara yaslanmış
sessizce duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAL ÇİÇEĞİ +18
FantasyGece yarısı sokakta karşısına çıkan evsiz bir kediyi evine alan bir kız en fazla kediyle ne yaşayabilirdi? "ben aslında evine aldığın kediyim, " gerçekten benimle alay ediyor olmalıydı bunun başka açıklaması olamazdı. tanımadığım bir adam karşıma g...