Ben geldiimmm
Nasılsınız bakalım bal porsuklarım
Hepimize geçmisler olsun büyük bir salgın var yine.
kendinize dikkat edin,sağlık her şeyden önemlidir.
Yep Yeni bir bölümle daha karşınızdayım efenimm.
Keyif dolu okumalar🧚
ASEL
İnsan diye tanımladığımız varlıklar ikiye ayrılmalıydı bana göre.
Kalbi olmayanlar ve kalbi olanlar. Bazıları tüm duygularını kaybederek hissizliğin pençesine düşer,çok kötü şeyler yapabilirdi.
Kimisi ise hayatında aldığı onca darbe ve acıya rağmen gülümseyerek karşılık
beklemeden iyilik yapar kendini mutlu hissederdi.Ben yılanı kalbi olmayanlardan sayıyordum aslında saymıyordum onun kalbini olmadığına emindim.
Adamların beni getirip çuval gibi atıp gittikleri yerdeydim.Tam karşımda şeffaf bir cam vardı.Bu sayede ne olup bittiğini net bir şekilde görüyordum.Burasının o karanlık hücreden farklı olan yanı ölüler yoktu, bir ayna ve küçük bir klozet vardı.Ha bir de halime acımış olmalılar ki kirli bir yatak.
Ne yani sırf odanın içinde ayna küçük bir tuvaleti olduğu için onlara teşekkür mü etmeliydim! Bunun için mi başka bir yere kapatılmıştım?Bunun yerine o kapkaranlık hücrede hep yaptığım ölülerle kalıp idrarımı bir kenara yapmayı
tercih eder miydim emin değilim ama karşımdaki görüntülerden sonra burayı ateşe vermek istiyordum.Çocuklar vardı.Çok küçüklerdi.Bir insan bu kötülüğü neden haketmeyen masumlara yapardı?Aklım almıyordu.Karşımdaki hücrede küçük çocuğun teni bembeyazdı.
Beni gördüğüne bile emin değildim.Çok seslenmeye çalışmıştım ama bırakın duymayı kafasını bile kaldırıp bu tarafa bakmamıştı yada bakamamıştı.Çok yorgun olmalıydı.Camlar sayesinde onu görebiliyordum ama sesimi duyuramıyordum.Kim bilir daha kaç insan,kaç çocuk bunun gibi hücrelerde kalıyordu.
Yılan bir hastaydı.Onun bir yere kapatılması gerekiyordu.Yada ölmesi gerekiyordu.Ona acımak demek karşımdaki çocuğa haksızlık etmek demekti.
kutu gibi alanda dönüp duruyordum.
Aynada kendimi gördüğümde adımlarım duraksadı.Yüzüm çökmüştü.Göz altlarım
mosmordu.Hergün bakım yapıp özenle taradığım saçlarım çalı süpürgesine dönmüş kirden gerçek rengini kaybetmişti.Kaç hafta olmuştu? belki de aylar olmuştu.
Acaba dışarısı nasıldı?Yağmur yağıyor muydu mesela,güneş tüm güzelliğiyle
gökyüzünü aydınlatıyor muydu?"Kendini çok seviyor olmalısın,
dakikalardır aynaya baktıgına göre."
Ve düşüncelerimi zehir eden kibirli ses.Hızla gidip ellerimi cama vurdum.
"Allahın belası,ne istiyorsun benden?Ne istiyorsun bu insanlardan,hiç mi üzülmüyorsun? Ama hayır İstediğini asla elde edemeyeceksin anladın mı?"
beni duyması için bağırmam gerekmişti.
Ona rağmen sesim boğuk ve cılız çıkmıştı.Yüzüme sadece itici gülümsemesiyle bakıyordu."Öyle mi dersin?"
"Evet öyle"
Derin bir nefes verip acırmış gibi baktı bana."Ah Asel,senin için çok fazla deney planlarım var muhtemelen ben istediğimi elde ettiğimde ölmüş olacaksın ama sen hala nefesini bana bağırarak harcıyorsun.
Bana hayatın için hiç yalvarmayı denedin mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAL ÇİÇEĞİ +18
FantasyGece yarısı sokakta karşısına çıkan evsiz bir kediyi evine alan bir kız en fazla kediyle ne yaşayabilirdi? "ben aslında evine aldığın kediyim, " gerçekten benimle alay ediyor olmalıydı bunun başka açıklaması olamazdı. tanımadığım bir adam karşıma g...