En Tatlı Evlilik

Bölüm 49: Wu ZiKang

Wei Chen için Wu Zikang, aynı pantolonla büyüyen bir arkadaş olarak adlandırılabilir. Wei Chen'in en güvendiği arkadaşıydı. Ancak Wei Chen'in önceki hayatında Chen Qing ile birleşen ve Wei Chen'e en ölümcül darbeyi veren kişi çok "güvenilen bir arkadaş"tı.

Wei Chen'in yeniden doğmasının üzerinden iki aydan fazla zaman geçmişti. Geçtiğimiz iki ay içinde Wei Chen, Wu Zikang ile hiçbir zaman aktif olarak iletişime geçmemişti. Yüreğindeki öfkeyi kontrol edememekten, pişman olacağı şeyler yapmaktan korkuyordu.

Wei Chen, Wu Zikang'a zarar vermekten korkmuyordu ama Wei Chen, araba kazasından ölümüne kadar her zaman arkasında tüm bunları sessizce zorlayan bir çift elin olduğunu hissediyordu. Ve ister Chen Qing ister Wu Zikang olsun, onlar sadece perde arkasındaki kişinin elindeki bir piyondu.

Yeniden doğduktan sonra Wei Chen, anlık öfkesinden dolayı Wu Zikang'a yüzünü tamamen çevirmedi. Ayrıca önceki hayatında onu öldürmek isteyen perde arkasındaki kişiyi bulmak için Wu Zikang'ı kullanmak istiyordu.

Wei Chen yeniden doğmuş olmasına rağmen önceki hayatındaki ölümünün belirsiz olmasını istemiyordu.

Cep telefonunun zil sesi çalmaya devam etti ve Chen Li, Wei Chen'in ruh halindeki değişikliği hissetmiş olabilir, bu yüzden uzanıp cep telefonunu kapattı.

Chen Li'nin eylemleri Wei Chen'in aklını başına toplamasını sağladı. Kapatılan cep telefonuna ve ardından Chen Li'ye baktı. Chen Li de gözlerinde hiçbir duygu olmadan ona baktı ama Wei Chen, Chen Li'nin ne demek istediğini hemen anladı.

Kaşlarının arasından gülümsemekten kendini alamadı ve yumuşak bir sesle şöyle dedi: "Tamam, mutlu değilim, o yüzden cevap vermeyeceğim."

Chen Li daha sonra bakışlarını geri çekti, başını indirdi ve ayak parmaklarına bakmaya devam etti.

Chen Li'nin az önceki eylemi nedeniyle Wei Chen'in Wu Zikang'dan dolayı ağır ruh hali aniden rahatladı ve şu anda iyi bir ruh halindeydi.

Buradaki taksi hâlâ varış noktasına doğru gidiyordu ve tesadüfen başkentin zirvesine ulaştı. Göze çarpmayan sarı taksi ejderhanın bir parçası haline geldi ve yavaşça ilerlemeye başladı.

*

Diğer tarafta, ışıkların açık olmadığı ıssız bir barda Wu Zikang cep telefonunu bir kenara koydu ve Wei Chen'in telefonunu neden kapattığını biraz karıştırdı.

"Ne? Wei Chen aramana cevap vermedi mi?” Chen Qing barda oturuyordu ve ciddi bir ifadeyle şarabı karıştırıyordu. Wu Zikang'ın geldiğini görünce az önce harmanladığı kokteyli Wu Zikang'a uzattı ve sordu.

Wu Zikang şarabından bir yudum aldı ve "Evet, sanırım meşgul, telefonu kapattı" dedi.

Chen Qing'in vuruşu altında karıştırma bardağı sarsıldı: "Artık tamamen aptal karısıyla ilgileniyor, bu yüzden başka düşüncesi yok." Chen Qing biraz küçümseyerek söyledi.

Wu Zikang bu konuya devam etmedi, Chen Qing'in keskin hareketlerini izledi ve ıslık çaldı, "Chen Qing, neden çalışmak için bara gelmiyorsun? Şarabının çok iyi harmanlandığını düşünmüyor musun? Buraya çalışmaya gelmemek çok yazık.”

"Hadi." Chen Qing kokteyl bardağını bıraktı ve şeffaf likörü bardağa döktü. "Eğer babam bir barda çalıştığımı bilseydi benden Şanghay'a dönmemi istemez miydi?"

Wu Zikang'ın ağzı düzleşti, az önce söylediği şeyin Chen Qing'in şarap karıştırmak için bara gelmesinin %100 imkansız olduğunu biliyordu. Kendisinden farklı olarak, aile tarafından tercih edilmeyen bir piç olan Chen Qing, Chen ailesinin tek fidesiydi. Chen Qing biraz yanlış davransaydı Chen ailesi gergin olurdu. Ve Chen Qing'i "etkileyen" kişi olarak muhtemelen kaygısız hayatını kaybedecek ve ailesi tarafından suçlanmak zorunda kalacaktı.

"Bak bakalım seni daha sonra tekrar arayacak mı? Zamana bakarsanız, şimdiye kadar çoktan başkente varmıştı." Chen Qing, harmanlanmış kokteyli Wu Zikang'ın önüne itti ve şöyle dedi.

Wu Zikang kokteyli tekrar aldı ve biraz merakla şöyle dedi: "İçecekleri karıştırmayı çok seviyorsun ama neden kendi karıştırdığın içecekleri içmiyorsun?"

Chen Qing gülümsedi, "İçecekleri karıştırma sürecinin tadını çıkarmayı tercih ederim."