Bölüm 11) Nezarethane

21 10 0
                                    

Geçen hafta ki olay aklıma gelince sırıtışıma engel olamıyordum. Yattığım yatakta sağa doğru döndüm, duvarı incelemeye başladım. İnsan bir haftada birini gerçek anlamda sevebilir miydi? Araf'ı sevmiştim, hemde çok. Seviliyordum. Ailemden sona gerçek anlamda sevildiğimi anlamıştım o öğle yemeğinde.

Telefonum çalınca yatağın diğer tarafında olan telefona uzanmak için sol tarafıma döndüm, ekrana bakınca gözlerim kısıldı, arayan Araf'tı. Telefonu açtım ve kulağıma götürdüm, doğruldum.

"Alo?" Son harfi uzatarak söylemiştim. Şuan mutlu hissediyordum ve bunun karşı tarafa yansımasını istiyordum. "Alo?"

Araf da aynı şekilde cevap verince güldüm. "Ee nasılsın bakalım güzellik?"

Yüzümdeki gülüş yerini korurken cevap verdim. "İyidir, sen?"

"İyi."

Kısa bir sessizlik oldu.

"Bugün karakola gidelim mi görüşme günü, konuşalım Kelvin'le, müsait misin?"

Başımı görecekmiş gibi salladım.

"Olur gidelim."

"Bir saate evinin önüneyim, hazırlan."

"Tamam."

"Görüşürüz bebeğim."

"Görüşürüz."

Telefonu kapatıp yatağın üzerine attım ve giyinme dolabımın karşısında dikildim. Güzel görünmek istiyordum. Dolaptaki yazlık elbiseye elim gidince kendi kendime kızdım. Cezaevine gidiyordum ve Aralık ayındaydık. Donarım.

Bol paça kot pantolon, üzerine koyu yeşil bir kazak ve son olarak üzerine bej kabanımı giydim. Yanaklarımı ve burnumun üzerini allık ile olabildiğince kızarttıktan sonra aynı tondaki rujumu sürdüm ve evden çıktım. Kapıda arabaya yaslanmış bir haftalık sevgilime gülümseyerek açtığı kollarına girdim. Alnımı öptü, bir tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Özlemişim." Burnunu saçlarıma gömdü ve kokumu içine çekti.

"Bende, hemde çok."

"Hadi üşüme arabaya geç."

Açtığı kapıya karşın reverans yaptım. "Çok centilmensiniz beyfendi."

Gülüşerek arabaya bindik. " Kaç ay oldu o içeri gireli?"

Sorduğum soruya karşın omuzlarını silkti. "Bilmem, bir veya iki, saymadım."

Bakışlarım yola dönünce yolun akıcılığı ve durgunluğu uykumu getirmişti. Göz kapaklarım geçen gecenin verdiği uykusuzluk ile kapandı.

...

"Asil?"

Adımın seslenilmesi ile bilincim açıldı lakin gözlerim hala kapalıydı. Yanağıma değen sakalları görmezden gelmeye çalıştım ama olmadı. Huylandığım için güldüm ve gözlerimi açıp beni öpen sevgilim ile göz göze geldim.

"Günaydın güzellik."

Bende onun yanağını öptüm. "Günaydın." ve ışık hızı ile açtığı kapımdan indim. Arabayı kitledi, geçen hafta geldiğimiz kapıdan tekrar geçtik.

"Kelvin Crosk ile görüşmek istiyoruz."

Bu sefer güvenlikteki görevli kadındı ve çok daha kibardı.

"Tabii ki kimlik kartınızı alabilir miyim?"

İkimiz de kimliklerimizi verdik, kısa süre sonra kendimi koridorda yürürken buldum. Soğuk, soluk renkli duvarlardan geçerken aklımdaki tek şey bu yeri hakettiğiydi. Görüşme alanına gelince biz hariç sadece bir kadının olduğunu gördüm. Büyük ihtimalle avukattı çünkü masaya koyduğu büyük siyah çantasını elinden hiç bırakmıyor ve sürekli telefonu ile ilgileniyor, müvekkilinin gelmesini bekliyordu, yani tahminim o yöndeydi.

Aşk'a İntikam KalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin