Yerde ne kadar süre kaldım bilmiyorum. Dizlerimin üzerinde doğruldum ve, soğuk beton yerine sandalyeye oturmayı tercih ettiğim için, sandalyeye oturdum. Dışarıda hava kararmaya başlamıştı.
En son saat altıya geliyordu. Demek ki günün çoğunu baygın geçirmiştim. Bu da kemik ağrılarımı doğruluyordu.
Eğildim ve ayaklarımı çözmeye uğraşmaya başladım. Amacım zaman geçmesi ve belki bir umut kaçma fırsatı yakalayabilmekti.
...
Ayaklarımı çözemedim. Üstüne hava daha da karardı ve odaya gelen azıcık ışık da kayboldu. Zifiri karanlıkta etrafıma bakıyordum.
Biraz sonra kapı açıldı ve içeri o adam girdi.
"Ooo paşalarımız da buraya gelmeye tenezzül etmişler. Eğer deneylerden önce ölmemi istemiyorsan çıkar bu odadan."
"Bakıyorum da hemen razı olmuşsun?"
Sırıttım." Hayır canım buna mecburiyet deniyor."
"Çok konuşma."
Eğildi ve ayaklarımı çözmeye başladı. Eğildiği için açılan arka cebinde bir çakı gördüm. Dikkat ederek onu aldım ve cebime attım. Fark etmeden doğruldu ve kolumdan çekiştirerek odadan çıkardı beni. Saatlerdir oturduğum için sendeledim ama düşmeme izin vermeden geri sürüklemeye başladı.
Elimin iç tarafındaki katlı çakıyı açtım. Katile yandan bir bakış atınca bana bakmadığını gördüm. O anında çakıyı sertçe göğsüne doğru savurdum. Lakin ellerim bağlı olduğu için sorun yaşamış ve sadece gömleğini yırtmış, derisini çizebilmiştim. Lanetler savurarak kolundan kurtulmaya çalıştım. Göğsüne inen hafif darbemden afallamış bir anlığına da olsa kolumu tutan kolu gevşemişti. Bu sayede kolundan kurtuldum ve koridorun ters tarafına koşmaya başladım. Arkamdan geldiğini ettiği küfür ve bağırışlardan anlayabiliyordum. Koşmaya devam ederken merdiven gördüm ve duygularıma güvenerek aşağı yöne inmeye başladım. Artık arkamdan sadece o değil birkaç adam da geliyordu.
"Lanet olsun emi!"
Nefesim dudaklarımdan zorlukla çıkarken tükendiğimi hissettim. İndiğim merdivenlerden sonra koridorun sonunda yangın merdiveni kapısını gördüm. Daha hızlı koşmaya çalışırken ellerimdeki halat gevşemişti. Biraz uğraş sonucu bileklerimden attım ve koşmaya devam ettim. Yangın merdiveninin kapısını açtığımda aşağı kata inen merdivenlerden inmeye başladım .Burdan kaçacaktım, inanıyordum. İkişer üçer atlayarak merdivenleri bitirdim ve açık merdivenin sonuna ulaştım. Kapıyı açmak için yeltendim ama kapı kilitliydi.
"Hadi açıl!"
Arkamdan nefes nefese yetişmişti. Kolumu yakaladı ve beni kendisine çevirdi.
"Buradan kaçış yok doktor."
Direnmeye çalıştım. Yumruk ve tekme atmaya çalıştım ama beceremeden ellerimi yine bağlayıp geldiğim yollarda geri sürüklemeye başladılar. Artık bağırabilirdim. Bir şey kaybetmezdim sonuçta.
"İmdat yardım edin!"
Yangın merdiveninden içeri girene kadar bağırdım. Girince bağırmayı kestim çünkü kapalı alanda beni kimse duymadı. Katil hariç. Bulunduğumuz kata gelince bütün ümidim tükenmişti.
Koridorun sonunda bir odaya girdiğimizde kapıdan yeniden aynı kilit sesi geldi. Beni bir dişçi koltuğunda benzer koltuğa oturttu. Dişçi koltuğundan tek farkları bu biraz daha genişti ve kenarlarında kemerler vardı.Bana hareket etme imkanı tanımadan iki doktor önlüklü insan kemerleri taktılar. Kemerler alnımın, göğsümün, belimin ve bacaklarımın üzerindeydi.
Daha sonra bu doktorlardan biri gözlerime bağ taktı. Ne güzel artık hiç göremiyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/347708589-288-k541574.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'a İntikam Kala
ActionEli ile sağ yanağımı okşadı. Gerçekten böyle şevkati birinden görmeyeli bayağı zaman olmuştu. Sanki yirmi yedi yaşında değil de, sekiz yaşındaki bir çocuktum, öyle hissettiriyordu bana. Dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu ve üzerimi geri toparladı...