Gözlerimi evden gelen sesler ile açtım. Telefonumun parlak ekranını açtığımda gözlerimi ışık yüzünden kapatmak zorunda kaldım. Beş altı saniye sonra gözlerim alışmıştı ve saate bakabilmiştim. Beşi çeyrek geçiyordu. Yatakta doğruldum ve bir süre öyle kaldım ayılmak için.
Yataktan tam indiğim sırada bir çığlık sesi duydum. Bu evden gelmişti ve tiz bir sesti. Hemen telefonumdan polisi ve ambulansı aradım. Ardından odada dolanmaya başladım. Bir şey bulamayınca dikkatlice kapıyı açtım. Salonun duvarına yansıyan bir gölge az kalsın beni de çığlık attırıyordu. Elim ağzımda parmak uçlarımda Rüzgar amcagilin odasını bulmaya çalıştım karanlıkta. Üst kata olabildiğince sessizce çıkmaya çalıştım. Lakin salonun zemininde gördüğüm bir kanlı el beni olduğum yere mıhladı. Yukarı kata koşar adımlarla çıktım. Ses çıkması umurunda değildi birisi ölmüştü ya da ölmek üzereydi. Acele ile odaya daldım. Kimse yoktu. Çekmeceleri talan ettikten sonra Rüzgar amcanın tabancasını buldum.
Elim titreyerek tetiği çektim.
Aşağı kattaki merdivenlere yöneldiğim esnada ismim seslenildi.
"Asil!"
Bu Uraz'dı. Bağırması şiddetlendi. "Uraz!? Neredesin?"
Birinin elinden kurtulmaya çalışıyormuş gibi sesler çıktı. Hışırtı, çarpma sesleri geliyordu. Ardından babamın sesini duydum.
"Asil kaç!"
"Baba? Nerdesiniz?!"
Yere yığılma sesi geldi ardından bağırışlar sesleri kesildi. "Baba!"
Bağırdım. Evde dolanmak istiyordum lakin salonun kapısının orda ki el fikrimi değiştirdi. Acele etmeliydim.
Derin bir nefes aldım ve salona doğru yürüdüm. Yüreğim ağzımda atıyordu resmen. Salona ulaşınca elimdeki silah yere düştü. Yerde yatan kişi Ela'ydı. Karnının sağ tarafında bir delik, her tarafta kan vardı. Bilinci gidip geliyordu. Beni görünce elini uzatmaya çalıştı.
"A-asil..."
"T-tamam sakin olmalısın yanındayım."
O an yere evde bir katil olmasına rağmen düşürdüğüm silahı almayı unuttum ve Ela'nın yanına çöktüm.
Elimi şah damarına bastırdım ve tişörtümü çıkartıp yarasının üzerine baskı uyguladım, nabzı düşüktü ölmesi yüksek ihtimaldi. Bu olasılık beni bitiriyordu. Yüzüne sol elimi koydum.
" Sakin olmalısın sakın kendini bırakma yanındayım. Diğerleri nerede biliyor musun?"
Hıçkırıkları arasında cevap verdi.
"B-bilmiyorum."
Yaklaşan adım sesleri ile Ela'nın üzerinden çok uzakta olmayan silahıma uzandım. Lakin tutamadan bir ayak onun üzerinde durdu ve silahı geriye doğru itti. Yutkundum ve yukarı baktım. Kafama dayanmış bir namlu ile öfke saçan o gözleri gördüm. Hayatımı mahveden o lanetli gözler...
"Ne kadar uzun zaman oldu değil mi?"
Ben cevap veremeden üzerime gelmeye başladı.
"Dur! Kızı kurtarmama izin ver lütfen."
"İzin vericeğimi mi sanıyorsun?"
Yaraya daha fazla bastırdım. "Lütfen."
Üzerime gelmeye devam ediyordu bense hareket etmeden orada duruyordum.
"Şuan seni öldürebilirim... aynı babanı öldürdüğüm gibi."
"Ne?!"
Hiddetle başımı kaldırdım.
![](https://img.wattpad.com/cover/347708589-288-k541574.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'a İntikam Kala
AcciónEli ile sağ yanağımı okşadı. Gerçekten böyle şevkati birinden görmeyeli bayağı zaman olmuştu. Sanki yirmi yedi yaşında değil de, sekiz yaşındaki bir çocuktum, öyle hissettiriyordu bana. Dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu ve üzerimi geri toparladı...