~09~

205 18 1
                                    

KİM TAEHYUNG

Tam giderken jungkookun yanına birinin gelmesiyle duraksamıştım daha sonra ne olduğunu sorup babamın çağırdığını öğrenmiştim. Böylelikle babamın odasına beraber gidiyorduk. El ele...

Babamın kapısını tıklatıp içeri girmemizle jungkookun duraksaması bir oldu sonrası zaten "Kim ajusshi!!" Diye seslenip babamın boynuna atlaması ve babamında belini tutup onu döndürmesi bir oldu neydi bu döndürme fetişi ya

Biz ağızımız açık izlerken-biz derken yoongiler de gelmişti- Jungkookla babam hafif ağlar şeklinde konuşuyorlardı.

"Ajusshi seni çok özledim sen gittin beni görmeye de gelmedin" "Jungkookum özür dilerim ama öyle olması gerekti bende seni çok özledim" jungkookun babamı nereden tanıdığını soracaktım fakat özlemlerini giderirlerse çünkü şuan durum çok karışık gözüküyordu.

Şükür ki babam artık etrafıma bakıp bizim şaşkınlığımızı gördüğü için jungkooku kendi bildiği gibi tanıtmayı akıl etmişti-yanlış anlamayın babama akılsız demiyorum tabi "Oğlum, çocuklar Jungkook benim yakın arkadaşım young-hwan amcanızın çocuğuydu babasının o zaman yurt dışına işleri için gitmişti işleri de yoğun olduğu için bakıcı bulamayınca ben bakmayı teklif etmiştim ki jungkooku bırakamamıştım bayağı bir altı yedi sene beraberdik. Hatırlıyor musun Taehyung buraya dönmek zorunda kaldığım bir dönem vardı işte o gün bugündür jungkooku görmemiştim, ne kadar büyümüş kerata" hemen ikaz ettim cidden bu kadar da olmazdı ya benim haberim bile yoktu!

"YA! Baba senin sürekli yanına gidip gelmediğin onu da bozarım diye bana göstermediğin çocuk Jungkook muydu?!" Jungkook bu dediklerime kahkaha atmaya başlayınca takıldım o güzel gülüşüne güldüğünde yanaklarında çıkan gamzelere tekrar düştüm, bir çocuk bu kadar güzel olupda bu kadar güzel gülemezdi olmazdı..

"Çocuklar bunun evi yanmış bakıyorum şimdiden bisimillah çocuk daha ne zaman geldi?" Yoongi omuz silip benim ilk dediklerime kıkırdadı hoseokla Jin arkada dedikodu yapıyorlardı. Jungkookla bakıştığımız aklıma gelince sürat astım küçüklüğündeki güzelliği görebilme şansım varken yapamamıştım. Jungkook sürat astığımı görüp benim yanıma adımlayıp elleriyle yüzümü kavradı.

"Hyung üzüldün mü? Üzülme ki niye üzülüyorsun?" Boyuma yetişemediği için ayaklarıma çıkartıp boykarımızı eşitleyip burnumu burnuna sürttüm "üzüldüm Kookiem, senin bu halin melekken küçük jungkooku görebilme şansım varken yapamamışım" deyip omuz silkdim babam bizi büyük bir dikkatle izliyordu gerilmiyor değildim ama aksine benim bebeğim çok rahattı bir yandan kıkırdayarak saçlarımla oynuyor ve beni cevaplıyordu "ben sana küçüklük fotoğraflarımı gösteririm ki, üzülme tamam mı?" Kafamı olumlu bir şekilde sallayıp kafamı boynuna gömdüm oraya öpücüklerimi dizmeye başladım oda kafasını mayıştığını belli ederek yüzü sağa bakar bir halde kafasını omzuma koydu. Ona bebek gibi bakmak çok hoşuma gidiyordu

"Gençler sizi yalnız bırakalım isterseniz hani?" Babamın kurduğu cümleyle utanacağını sanmıştım ama beni yine şaşırtmayı başarmıştı "ji-hoon amca~ şuan çok rahatım ve bozmaya da niyetim yok sen aldırma. Hyung! Sende saçımı sevebilir misin?" Gözlerim büyümüş babamla ufak bir bakışma geçirmiştim ama sonra elimi saçlarına çıkarıp okşamaya başlayınca hafif mırıltılar dökülmüştü ağzından. Belinden destek olmasam düşüceğine emindim ama ders zili çalmıştı sınıfa gitmemiz gerekti tam uyandıracağım sırada babamın işaretiyle ona döndüm "Taehyung o uykusuna çok düşkündür uyandırılmaktan hoşlanmaz zaten bu saatten sonra kaldırırsan birşey de algılayamaz boşver sanada izin kağıdı yazarım-Evde çalışman şartıyla! Geç otur şuraya yatsın çocuk"

Ağazım açık kalmıştı, ulan ben uyusam beni yaka paça uyandırır. Bazen hani ciddi ciddi düşünüyorum acaba ben mi hayırsız evlatım diye de yok anam o da yok

Chance // Taekook ≮ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin