"Naberr? A-a sevişiyor muydunuz"
Benim ne saf arkadaşlarım vardı bir akıllı çıkmaz mı karşıma?
"He yoongi aynen sevişiyorduk. Ulan gerizekalı! Kokuda mı almıyorsunda eve giriyorsun!"
"Hyung ben ne bileyim zaten koku alamıyorum, Jungkook-sshi sende kusura bakma çıkıyorum şimdi" bu mal gerçekten koku alamıyor muydu? "Bebeğim sen çayını al yukarı çık ben biraz yoonla konuşayım tamam mı güzelim?" Usulca kafa sallayıp tezgâhtan aşağı inerken ağzından bir inleme fırladı.
"Yoon sen içeriye geç arkanı dön geliyorum şimdi" yoongide kafa sallyıp içeriye geçince bebeğimi kucağıma alıp çayını da eline verdim.
Belli ki ciddi birşey olmuştu yoksa o gevşek gevşek konuşur ima yapmaktan çekinmezdi. "Hyungg hemen gelirsin dimi" kafamı sallayıp boynuna, alnına, dudaklarına, yanağına ve gözüne birer öpücük kondurup kafamı salladım.
Aşağı inip yoon'un karşısına oturdum "dökül bakalım ne oldu?" Başını yere eğdi ve elleriyle kulağının arkasını açtı. İnanmıyorum ruh eşini bulmuştu, yıllardır aradığı ruh eşi. "Hayırlı olsun, kim bu şansız" gülümseyip elleriyle oynamaya başladı tanıyor muydum?
"Jimin, Park Jimin" Jungkook'un yeni arkadaşı olmalı, gülümseyip elimi omzuna attım "Ne güzel, nasıl hissediyorsun?" Gözlerini etrafta gezinidirip konuşmaya başladı birşeyleri tartıyor gibiydi "Abi ne bileyim çok değişik bir his kurdum içimde sanki alfa değilmiş gibi cıvıl cıvıl sürekli yanına gitmek etrafında olmak istiyorum. Ki buraya da zor geldim. Bilmiyorum"
Jungkook'la ruh eşi olmadığımız için bilmiyordum. Nasıl teselli vereceğimide zaten tesellilik birşey yok ama..
"Abicim bak ruh eşini sonunda bulman güzel birşey emin ol çok iyi anlaşacaksınız. Ama bana bak çocuğu üzersen seni yakarım insan gibi davran bilmiyorum zaten önceden de birilerine yüz vermiyordun ama yinede zaten gönlün ruh eşinden başkasına kayamaz ama yinede tamam mı?"
Kafa sallyıp onay verdi "sağol hyung, iyi ben gideyim sizinde rahatınızı bozdum Haydi görüşürüz" tam giderken kapıdan seslenmesiyle bu çocuğu yakacaktım insanı sinir ediyordu "ilk kızgınlıkta işi pişirmeyin ha" arkasından yastık fırlatmamla çoktan kapıyı kapatmıştı eşşek sıpası.
Ayaklanıp yukarı kata çıkmamla kapıdan Jungkok'un ağırlaşan fermonlarını duyduğumda ellerimi kapının kulbuna dolayıp kapıyı araladım.
Sikecektim şimdi kızgınlığını omegam çok güzeldi.. yastığımı bacak arasına almış deliler gibi yatağımda sürtünürken çok güzeldi.
Taehyung! Defol omeganın yanına onunla ilgilen!! Omegamız bizi istiyor.
Kurdum haklıydı ama dayanmam gerekiyordu "Ihmmmm! De-deltamm!!" Son yemin ediyorum son damlaydı hem benim hem kurdum için..
Odaya daldığım gibi gözleri bana döndü ve kollarını açtı yatağa girip ağzına vahşice yapışmamla bir inleme aldım ondan "ıhmmm" ağzımı hoyratça kullanıyor kelimenin tam anlamıya yiyip bitiriyordum. Dilimi ağzının her bir karışını ezberliyecek şekilde sertçe vuruyor dudaklarının tümünü ağzıma çekip emiyordum.
Öpuşmeyi devam ettirirken parmaklarımı ıslak iç çamaşırından erkekliğini bir kaç kez okşayıp tamamiyle soymuştum alt tarafını. Parmaklarım deliğinin etrafında dolanıyor onu acıyla kıvrandırıyordu "Tae- Taehyung!! Ihmmm!" Bir parmağımı deliğinin girişine sokmamla tapacağım iniltilerini aldım ondan
"Aahhhh" dudaklarımı nefessiz kalan bedenden ayırıp dudaklarımın yönünü boynunu yaptım.
Boynunu emiyor o narin ve hassas teni hunharca morartıyordum. Benim için güzel sanat eserinin benim attığım fırça darbelerini taşıyacak kişinin benim omgamın olması daha bir hırs bürüyor bu güzel lekeler için daha çok zaman harcıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chance // Taekook ≮
FanfictionBir sürü zorluğu atlatabilmiş ve hâlâ da ayakta dimdik duran bir omega ne kadar güzel olabilirdi ki... En fazla bu kadar güzel olabilirdi. OMEGAVERS (çevrildi) Delta Tae Omega Gguk