~14~

162 18 9
                                    

Vita doğdu Jungkook. Vita doğdu

Jungkook şaşkınlıkla gözlerini sonuna kadar açmış kurdunun kafasında yankılanan sesini seçmeye çalışıyordu. O doğmuş muydu? Şimdi ne yapacaktı? Deltası kimi seçecekti?

Toplum içinde ne kadar yüzyılda bir gelsede Deltaların eşinin vita olduğunu herkes bilirdi halkın onunla beraber olmasını isteyeceğini biliyordu. Jungkook için önemli olan herkes değil Deltanın ne tepki vereceğiydi.

Kurtlar türlerini 18 yaşına girecekleri gün doğum günlerinde açıklanırdı. Delta yüz yılda bir geldiği için onun geldiğini tüm dünya öğrenmiş hissetmişti. Jungkook'da öyle..

Aklındaki düşüncelerle kafasını Deltanın göğsünden kaldırdığı gibi Deltanın ona baktığını gördü. Ağzı açılıp kapanıyor ne diyeceğini bilmiyordu Jungkook en sonunda dayanamayıp içinde yaşanan duygu patlamasıyla ağlamaya başladı.

Delta bunu görünce içinde birşeyin koptuğunu hissettmişti sevgilisi ağlıyordu ve bu onun fena halde telaşa sokmuştu. Hemen sevgilisinin yüzünü avuçlayıp öpebildiği her yerini öptü o da ne yapacağını bilmiyordu.

Kurdu da hiç ses vermiyor ne olduğunu o da bilmiyordu.

O gece Jungkook canı çıkana kadar ağlamış Taehyung ise ona sadece sarılmıştı onu teselli edememiş 'sorun yok' diyememişti.

3 gün sonra

3 gün geçmişti Jungkook kendini harap etmiş Taehyung ile bir süre iletişimini kesip kafasını toparlamaya çalışmıştı.Ama toplayamamıştı.

3 gündür ne doğru düzgün yemek yiyor ne de uyuyordu. Okulda ruh gibi geziyordu iyice zayıflamıştı ve bunu herkesten önce Delta farketmişti.

Delta olanın da pek bir farkı yoktu o sadece daha güçlüydü ne kadar sadece yüzünde bir burukluk olsada içi kan ağlıyordu. Vita için değildi. Küçük sevgilisi biricik Omegası için ağlıyordu. Onu çok özlemişti üç gündür ne  kokusunu almış ne öpebilmişti..

İçi gidiyordu Omegasına bakarken yemek yemediği için zayıflamış bitkin bitkin okulda geziyordu gülüşünü özlemişti sevgilisinin. Omega parmaklarına çıkıp saçlarıyla oynasın istiyordu yine, bal dudaklarıyla öpsün istiyordu dudaklarını ama olmuyordu. Olabilirdi ama kafaları karışıktı ne yapacaklardı ikiside bilmiyordu.

Jungkook düşünmekten uyuyamıyordu geceleri bu ona kâbus gibi gelmeye başlamış kaçmaya çalışmıştı göremediği kabuslardan ama basaramamıştı.

Jimin pazartesi sabahı Jungkook'a uğramış bırak hazırlanmayı hâlâ uyuyan Jungkook'u görünce zor bela almıştı ağzından birşeyler. O gün jimin teselli etmişti Jungkook'u.

"Jungkook kalk birşeyler yemen gerekiyor üç gündür ölü gibi geziyorsun okulda kalk" jimin Jungkook'un yanından ayrılmamıştı şimdi de birşeyler yemesi için kafeterya'ya sürüklüyordu.

"Jimm canım yemek yemek istemiyor zorlama lütfen" jimin artık bıkmıştı şiddete başvurması gerekiyordu çünkü omega överek de söverek de yemiyordu o yüzden omeganın kafasına acıtmayacak şekilde yapıştırdı jimin. Onun da sabrı vardı.

"Bana bak hiç birşey yemiyorsun diyorum 'cnm istmyrm' diyorsun ya, başlarım senin canına yürü! Otur buraya bak kaçmak yok geri getiririm burda kal yemek almaya gidiyorum. Tamam mı?!" Jungkook parmağını kulağına götürüp bir kaç kez salladı "Aman tamam be ne bağırıyorsun sağır mı var?!" Jimin omegaya dayanamamış inadına daha çok bağırmıştı "Çünkü laftan anlamıyorsun!?" Omega olan kafasını sallayıp pes etmişti.

Şaşırmıştı jiminin kendi kişiliğine ama hoşuna da gitmemiş değildi. Bu yüzden haline gülmüştü ama üç gün sonra ilk defa gülmüş olduğu gerçeği onu yarı yolda bırakmıştı.

Chance // Taekook ≮ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin