🇹🇷

1.4K 120 30
                                    

Merhabalar ben geldim gerçi ben buradaydım siz geldiniz hahahshsj
Canlarım ciğerlerim satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin şu faninin en zevk aldığı şey yorumlarınızı okumak beni bu zevkten mahrum bırakmayın her neyyyyyse sizi yeni bölümle başbaşa bırakıyorum özel bölüm niteliğinde o sebeple biraz kısa mazur görün. Fakat diğer bölümde neredeyse hazır. Bölüm atma hızım yorumlarınıza bağlı diyeyim ve sizi bölümle başbaşa bırakayımmmmmm :)










"Ateş, yakabileceği her şeyi yakana dek yanar ancak o zaman söner."

Mikail Balcı

Mikail Balcı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





2008 Bitlis Tatvan

Pencerenin buğususundan görebildiği kadarıyla dışarı baktı Nazım. Bayrağın kırmızısı puslu görülüyordu. Eliyle camın buğusunu sildi. Hırçın rüzgarla nazlı nazlı dalgalanıyordu al bayrak. Gecenin siyahında kırmızı bir gül gibi parlıyordu âdeta.

Zemheriydı dışarsı. Kar yağıyordu, aynı gönlündeki gibi...

Telsizden gelen hırıştılı bir sesle irkildi.
"Gök, gök1."
Anında eline aldı telsizi. Mandalına basıp konuştu.
"Gök1, gök ne durumdasınız."

"Gök, gök1. Karakolun birkaç metre uzaklığında bir hareketlilik tespit edildi."
Hırsla dişlerini sıktı Nazım.

"Kaç kişiler?"

"Fazla değiller. Kaç kişi olduklarına tam emin değilim ama içlerinde şervanın sevgilisi var. Ona eminim."

Çenesinin titrediğini hissetti Nazım. Alnını ovuşturup saçlarını yatırdı. Hırslı bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.

"Ben gelmeden tek bir kurşun sıkmayacaksınız. Ona göre Orhan."

"Anlaşıldı komutanım."

Postallarını yere en sert şekliyle vururken ellerini sıkmıştı. Ne kadar zaman geçtiğini fark etmeden kendini kamuflajın altında bulmuştu. Silahın sert ve soğuk demirini hissetmiyordu. Hissettiği tek şey öfkeydi. Salt öfke. Namluyu doğrulttuğu kişi, bir kaç ay önce ailesini paramparça yapmış örtütün bir üyesiydi.

Kayalıkların arkasından gördüğü bir kaç silüetti. Askerleri arkasına dizilmiş komutanlarından gelecek tek bir işareti bekliyorlardı.

Patlama anını hatırladıkça öfkesi daha da körüklendi. Rüzgar saçlarını okşuyor çiseleyen kar taneleri usul usul saçılıyordu etrafa.

Nişan alıp komuflajın izin verebildiği kadarıyla gördüğü Hewal'e iki el ateş attı. Terörirsler kayaların arkasına saklanmaya çalışırken Nazım'ın arkasındaki askerler silahlarını ateşlemeye başladı.

SüngüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin