...Aralarını düzelttikleri günü sessiz sakin geçen birkaç gün takip etti. Birbirlerine alışmaya başlayan ikili sessiz bir anlaşma yapmış gibiydiler. İkisi de akıllarından çıkaramadıkları o gecede kalmıştı. Ama görünen o ki tekrar aynı durumun içine düşmemek için ikisi de birbirinden uzak durmaya çalışıyor, gereksiz yakınlıklardan kaçınıyorlardı.
Hümeyra'nın sebepleri adını koyamadığı hislerden kaçma isteğiydi. Bugüne dek toplumun dayattığı sınırları bozmayarak ve kendi doğrularıyla erkeklerle arasına mesafe koymaya gayret eden kızın sınırları tek bir gecede ortadan kalkmıştı. Tekrar aynı duruma düşmemek ve gönül rahatlığıyla uyuyabilmek için aralarındaki mesafeye dikkat etmelerinin daha doğru olacağı sonucuna varmıştı. Evet; kendine itiraf etmesi zor olsa da adamdan etkilendiğini hatta ona alışmaya başladığını kabul ediyordu. Ama adam gidecek ve kız geride bırakılan olacaktı. Adam gittiği vakit pişman olacağı bir şey yapmaktan kendini men etmişti. O bu hayatta bir başınaydı, evvela kendisini düşünmeli, öyle hareket etmeliydi.
Alparslan'da ise durumlar pek farklı değildi. Adam genç kızın aralarına mesafe koyma çabasını görmüş ve ona hak vermişti. Neticesinde o bir genç kızdı, aynı evde kalmaları bile büyük ayıptı. Bir duyan gören olsa kızın ardından demediklerini bırakmazlar ama adam işin içinden leke almadan çıkardı. Kendinden çok genç kızın istikbalini göz önünde bulundurarak aralarında mesafe olmasının en doğrusu olduğunu o da anlamıştı. Aralarındaki çekimin farkındaydı ve onu en çok da korkutan bu olmuştu. Ya bu çekime kapılsa ve genç kız sonunda pişman olduğunda geri dönüşü olmazsa? Ona evini açan bir genç kızın boynundaki urgan olmayacaktı. Genç kıza sözünü verdiği gibi vakti geldiğinde gönül rahatlığıyla vedalaşıp gidebilecekti.
O günün akşamı Alparslan'ın isteği üzerine Hümeyra salondaki döşeği kaldırmıştı. Alparslan'ın babasının odasında kalmaya başlamasıyla birbirlerini gördükleri vakitler de azalmıştı. Gerek olmadıkça Alparslan odasından çıkmıyordu. Yemek vakitleri genç kızla beraber sofraya oturuyordu yalnızca. Bu vakitler ikisinin de en sevdiği ve keyif aldıkları saatlerdi şüphesiz. Hoş sohbet edebiliyor, birbirleri hakkında yeni şeyler öğreniyorlardı. Daha evvelinden 20 dakikanın sonunda toplanan sofra ne hikmetse artık 1 saat başında oturdukları yemeklere dönüşmüştü. İkisi de bu durumdan şikayetçi değildi elbette.
Dışarıdan gözler onları izliyormuş ta bir bahaneye ihtiyaçları varmış gibi yalnızca yemek saatleri birbirleriyle doyasıya vakit geçiriyorlardı. Sanki bir bahaneleri olmaksızın birbirlerine zaman ayırsalar birileri onları ayıplayacaktı.
Bu birkaç günde hayatları bir nebze de olsa rayına oturmuştu. Alparslan farkında olmadan Hümeyra'nın hayatında kendine bir yer yaratmış ve oraya yerleşmişti. Bir gün bu hayattan ayrıldığında boşluğunda kendini fark ettirecek bir yer...
Artık Hümeyra tek başına ev işlerine yetişmeye çalışmıyordu. Sabahları tavukları yemleme işini dışarısı soğuk olduğu için Alparslan üstlenmişti, ardından içeriye dönüp ocağı yakıyordu. O sıra Hümeyra uyanıyor ve kahvaltıyı hazırlamaya girişiyordu.
Alparslan boş durmaya alışık olmadığından kendine yapacak bir şeyler arıyordu. Bu sıra kıyılacak odunların çıkması iyi olmuştu. Öğleden sonra ağaçları bıraktığı yere dönüyor ve bu keskin soğukta ağaçları parçalara ayırmaya başlıyordu. Aklı böylece biraz da olsa meşgul oluyordu.
Yine o günlerden birinde odunları parçalara ayırırken yüzünü delip geçen bir rüzgar geldi önce. Yüzünü koluyla saklamaya çalışırken bir soğuk sardı bedenini. Fırtına başlamıştı. Kırdığı odun parçalarını evin arkasındaki boşluğa taşımaya koyuldu güç bela. Topladığı birkaç parça odunla evin arka kapısından içeri attı kendini. Ardından hızla kapattı. Ona rağmen içeriye dolan rüzgar genç kızı titremeye yetti. Yalnızca 5 dakika fırtına altında durmasına rağmen her yeri beyaza boyanmış adama baktı ve işlediği oyadan gözlerini ayırıp ayağa kalktı. Alparslan elindeki odunları yanındaki kovaya boşaltırken Hümeyra yanına ulaşmış ve paltosunu üstünden çıkartmıştı. Ocağın yakınına sererek kurumaya bıraktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/340217098-288-k140227.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış
RomanceHuzur her bekleyişin ardında saklıdır... Yıl 1592 Bir yaz vakti yetim kalan Hümeyra tek başına hayatını idame ettirmeye çalışır. Bir kış vakti hiç beklemediği anda kapısı çalınır ve bir komutana ev sahipliği yapar. Bir kış aşk kapıyı çalacak.