Rezillik.
Yine de karşısındaki zümrüt gözlere cesurca baktı, gözlerini kapatsa da öpüşürken.
Bu iş burada bitmemişti.
"H-haa..Hadi bakalım..sik artık beni.."
"Sonra kimin sırasıymış göreceğiz."
(...)
"A-argh!"
Masa soğuktu.
Katsuki şaşkındı. Izuku gülümseyerek ona bakıyordu. Seğiren aleti bile ona göz kırpıyordu.
Kalbinin sesi kulaklarına dolmuştu, hatta dışarı bile taşıyordu.
Bunu anlamıştı çünkü Izuku'nun nefes alış verişlerini bile duyamaz olmuştu. Bu zevki ona veren zümrüt gözlünün bedenine baktı. O gayet rahat gibi gözükse de, ellerinin titrediğini gördü. Bu onun sırıtmasını sağladı ve içine girmeye hazırlanan aleti tuttu.
''A-ah...''
''Aptalı oynuyorsun. Fazla dayanamazsın ama, Izuku.''
Izuku tutulan aleti karşısında boğuk bir şekilde inledi, tiz sesinden eser kalmamıştı sanki. Ellerinin titrediğini yeni fark etmiş olmalı ki, inlerken ateş saçan gözlere bakıyordu. Aletini Sarışın setçe sağa sola çektiğinde, inlemelerinden kurtulamamıştı.
Onun kalçalarından sıkıca tutunuyordu ve bırakmayacaktı.
''H-haah..''
İstese Katsuki'yi durdurabilirdi, belki de, onu hemen tekrar alt edebilirdi. Fakat üstünde kurulan baskıyı hissetmiş, sevmiş olmalı ki bu anıon tadını biraz daha tatmak, gülümseyerek ve daha da sesli izleyerek anının tadını çıkarmak istiyordu.
İnlemeleri devam ederken kendini Katsuki'nin ıslak ve gözüne oldukça erotik gelen dudaklarında buldu. Dudaklarını öyle bir hızla, öyle bir heyecanla, öyle bir istekle karşılıyordu ki, delirecek kadar istiyordu karşısındaki bedeni. Neden şuan bu kadar onu arzuladığını idrak edemeyecek kadar deliydi. Üstelik, karşısındakinin aletine asılan rakibi olduğunu, ondan ölümüne nefret ettiğini de hesaba katarsa.
Tabiki düşünemiyordu, idrak edemiyordu. Çünkü aşk anlama yetisini kasıp kavuran, gerçekleri yalanlarla örten, belki de nefretten doğarken bile utanmadan ortaya çıkabilen arsız bir duyguydu.
''K-kacchan..''
Vücutlarının birbirine çarpmasıyla oluşan sesler boş odanın içinde yankılanırken, Sarışın zümrüt gözlünün dudaklarını elinden geldiğince hızlı emmeye çalışıyordu. Onun hızına yetişemiyor gibiydi, hayır, öyleydi. Onun hızına yetişemiyordu çünkü iki eli de sertleşmiş aletle makas hareketi yapmakla meşguldü.
O da Izuku gibi düşünemiyordu, zaten düşünse, bazı şeyleri idrak edebilse sonu böyle mi olurdu? Hayır, şuan tek amacı zümrüt gözlü ile girdiği, birinin kaybetmek zorunda olduğu bu savaşı kazanmaktı. Evet, bu savaşta kaybeden o olmayacaktı. Izuku'nun dudaklarını daha da bir hırsla öptüğünde, dişlerini hesssaba katacağını hiç düşünmemişti.
"A-aah.."
Ağzına gelen kan tadıyla anlık bir refleksin birleşmesi bir oldu. Yeşil saçlının aletini bırakmıştı.
Kaybetmişti.
Galiba kaybetmişti.
Izuku kanayan dudaklarının derdini bir kenara bırakarak, Sarışının bedenini tersine çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Still rivals? [SEKE.]
Acak"Birbirimizi becerelim, sonuna kadar dayanan kazanır. Kabul?" "N-ne..?" "Hmm..çok mu ağır geldi sana, 'Deku-kun'?" "..Kabul." *Rival: Rakipler.*