12. bölüm

9.9K 480 49
                                    

Yemek sonrası okuduğum kitabı sehpaya bırakıp Mete'ye döndüm, büyük bir dikkatle elindeki sağlık dergisini okuyordu. Kaşları çatılmış, dudakları yarı aralıktı.

"Mete..." sesimi duyduğu gibi bana döndü. "Dondurmamız var mı?"

Gülümseyerek ayağa kalktığında gamzelerine iç çekerek bakmıştım yine, elinde iki farklı külah dondurmayla geldiğinde dudaklarım kıvrıldı.

Çikolatalı olanını alıp hemen paketini açtım, ona da karamelli olan kalmıştı. Büyük bir ısırık aldım üstündeki çikolata diskinden, çıkan sesle bana bakan gence minik bir tebessüm edip çikolatayı yemeye devam ettim.

O sakince kendi dondurmasını yerken, ben çoktan yarısına gelmiştim bile. Fark ettiğim şeyle sertçe yutkundum, Mete'nin dudağının kenarına bulaşan karamel kendi dondurmamdan daha iştah açıcı duruyordu.

Bir an önce dondurmamı bitirip, o karamelin tadına bakmam gerekiyordu. İçimde hiç kimseye duymadığım şehvet katlanarak, bu çocuk için vücudumu ateşe veriyordu.

Dondurmam bittiğinde sakince Mete'nin yanına sokuldum, elindeki dergiye o kadar dalmıştı ki beni fark etmemişti. Bir an dibine sokulmuş görünce irkildi, dudağına kitlenmiş bakışlarımı fark ettiğinde ise yutkundu.

"Erkan..."sorar tonda ismimi söylemesi son noktaydı, hızla yanaklarından tutup onu dudaklarıma çektim.

Dondurmasını havaya kaldırdı, geri çekilmeye çalıştığı için kucağına yerleştim bir çırpıda. Elindeki dondurma hafifçe akmıştı, dudağındaki karamelde dilimi gezdirip orayı sertçe emdim.

Diğer elini enseme atıp bana uyum sağlamaya çalıştıkça sertleşiyordum, kucağında olduğum gerçeği zaten beni mest etmişti. Kalçamı ona sürttüğümde ağzıma doğru inledi ve ensemdeki elini kalçama indirip sıktı.

Ellerimi kaslı kollarında, göğsünde ve sırtında gezdiriyordum. Dondurma olan elinden bir damla boynuna damladı, eli titriyordu hafifçe. Dilimi uzatıp dondurmayı yaladım ve geri çekilmek yerine boynunu uzun uzun emdim.

Artık kendini bana bırakmıştı, üstünde ona sürtünürken bir elimi göğsüne attım. Hafifçe okşayıp sıktım, dilimi emerken inleyememişti bile. Dudaklarını serbest bırakıp göğsüne eğildim, dilimi ucunda çevirdikçe kafasını geriye atıp inliyordu.

Elimi kemerine attığımda hemen tuttu ve engellemeye çalıştı. Elini bıraktırıp koltuğa koydum, kemerini ve düğmesini açıp onunda yardımıyla pantolonunu indirdim. Ortaya çıkan manzara tek kelimeyle enfesti, lezzetli..

Elimle biraz yukarı aşağı okşadım, nefes sesi salonu inletiyordu. Eğilip dilimi ucuna bastırdığımda ise sert bir nefes çekti ve nefesini tuttu.

Bekletmemek için yavaşça ağzıma aldım ve dilimi hafifçe hareket ettirdim. Nefesi daha da sıklaşmıştı, elini başıma atıp hafifçe bastırırken kalçasını da yukarı kaldırdı. Boğazıma dayanan iri aletle boğuluyordum ve bu bana ayrı bir haz veriyordu.

Başımı tutan eliyle hareket etmemi sağlarken ona uyum sağlayıp elimi boşta kalan yere sardım. Gittikçe hızlanıyordu, bende öyle. Kafamı çekmek için ne kadar uğraşsa da onu ağzımdan çıkartmadım.

"Aşkım... mmhhh.." diyerek tüm sıvılarını boğazıma bırakırken vücudundan geçen titremeyi hissedebiliyordum.

Onu yudum yudum içtim, tadı çok lezzetliydi. Daha önce kimseyi yutmamış olsam da ağzıma gelen olmuştu ve tadları rezildi. Mete'nin tadı ise tatlımsı ve kaymak gibiydi.

Dudaklarımı yalayarak kendimi koltuğa bıraktım, bana baygın gözlerle bakan gence gülümsedim. Biraz nefeslendikten sonra üstüme doğru eğildi.

"Sanırım sıra bende." Dudaklarımı ısırdım.

"Zorunda değilsin, yapmasan da olur." Gülerek iki yana salladı başını, elini sertliğime attığında ise kendimi eline itmemek için zor tutmuştum.

"İstiyorum Erkan, hemde çok." Uykulu gibi çıkan sesiyle gülümsedim, aslında hevesliydim. Uzun zamandır, aylardır benden başka dokunan olmamıştı zavallı üyeme.

Heyecanla kafamı sallayıp onayladım, eşofmanımı kalçamdan indirirken dudağını ısırıyordu. Nefesim deli gibi hızlanmıştı, onun ağzına girmek, iki gamzesinin olduğu tarafta aletimi gezdirmek istiyordum.

Açığa çıkan aletime kocaman açılmış gözlerle baktı, önceden de görmüş olsa da bu kadar net görmediği belliydi.

"Bu kadar büyük olduğunu fark etmemiştim, bu ne böyle?" Güldüm ve çenesinden tutup kendime çevirdim.

"Büyük ama sen halledersin." Bana sadece hayretle baktı ve yutkundu.

Korkulu bakışları gülme isteğimi arttırsa da bir açıdan tahrik ediciydi. Onu altıma alma fikri aklımdan geçse de, bunu bir süre ertelemeye karar verdim. Ta ki dudaklarını aletimde hissedene kadar....

Hasta Bakıcı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin